Bir çocuğun kendisinin ve diğer insanların özel alanlarının farkında olması, kendi sınırlarını bilmesi ve kendisini her türlü istismara karşı koruyabilmesine mahremiyet denir.
Aslında mahremiyet çocuklarda var olan içgüdüsel bir donanımdır ve 3 yaş civarında kendiliğinden oluşmaya başlar. Yani mahremiyet eğitimi için çocukların gelişiminin bir parçası diyebiliriz.
Küçüklükten itibaren çevrenin bir takım ihlalleri, çocukların mahremiyet algısına zarar vermekte ve çocukları istismara açık hale getirmektedir. Bu sebeple ailenin veya bakım veren kişinin mahremiyet konusunda doğru zamanda doğru sınırları çocuğa öğretmesi gerekir.
Çocukları sevmek için dudaktan öpmek gibi uygun olmayan davranışlar yapılmamalıdır. Zira çocuklar bunu normal olarak algılayıp herkesin dudağından öpebileceği düşüncesine kapılabilirler.
Doğru verilen eğitimde, çocuklar ileride hem kendi bedenini koruyabilir hem de başkasının bedenine yönelik hiçbir ihlale girmez. Bunun için ebeveynler, hem kendileri hem de yakın çevresinin davranışlarına çok dikkat etmeliler.
Her bireyin kendi bedeni çevresinde özel alan ve kişisel sınırlar vardır. Çocuklar bu sınırları 0-3 yaş arasında bilmeseler de ileride öğrenmeleri gerekir. Mesela bir çocuk yeni tanıştığı birinin hemen kendisine sarılmasından hoşlanmaz veya öpmesinden rahatsızlık duyabilir. Bizler de çocuklarda gelişmeye başlayan bu hassasiyeti doğru bir eğitimle desteklemeliyiz.
Çocuklarımızın bu duygularını iyi yönetebilmesi için ebeveynler olarak onların duygusal alanlarını korumalıyız. Eğitimin gecikmesi ile çocukların istismar ve suistimallere açık bir hale gelebileceğini asla unutmamalıyız.