Finansal okuryazarlıkta başarıya ulaşmada erken yaş ve çocukların finans dünyasıyla daha erken yaşlarda tanıştığına dikkat çekildi.
Finansal okuryazarlığın artırılması ile hem bireysel hem de toplumsal olarak finansal refah ve istikrarın sağlanmasının hedeflendiği kaydedildi.
İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Çocuk Gelişimi Programı Dr. Öğr. Üyesi Lütfullah Çelikten “OECD tarafından PISA sınavı sonrası yayınlanan 2020 yılına ait raporda, OECD ülkelerinde öğrencilerin %54’ü bir banka, yapı kooperatifi, postane veya kredi birliğinde bir banka hesabına sahipken, %45’inin ise bir banka ya da kredi kartına sahip olduğu; öğrencilerin % 73’ünün de önceki 12 ay içinde internetten alışveriş yaptığı ve öğrencilerin %39’unun önceki 12 ay boyunca cep telefonu ile ödeme yaptığı belirtilmiştir” diye konuştu.
“FİNANSAL OKURYAZARLIK YETERLİ SEVİYEDE DEĞİL”
Finansal okuryazarlık seviyesinin yeterli seviyede olmadığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Lütfullah Çelikten, şöyle devam etti:
“Araştırma sonuçları gerek Türkiye’de gerekse dünyada finansal okuryazarlık seviyesinin yeterli seviyede olmadığını gösteriyor. Yetişkinler okul yoluyla ya da çevrelerinden belli oranlarda finansal bilgiye ulaşabiliyor. Ancak finansal bilginin günlük hayatta tutum ve davranışlara yansıması aynı oranda gerçekleşmiyor. Peki insanlar öğrendikleri bilgileri neden günlük hayatlarına aktaramıyorlar? Bilgi ve beceri ediniminde çocukluk döneminin ne kadar önemli olduğu biliniyor. Benzer şekilde finansal okuryazarlıkta da başarıya ulaşmada erken yaşın önemi oldukça büyük ve araştırmalar da bu eğitimlerin erken yaşlarda başlaması gerektiğini öneriyor.”
Çocukların finans dünyasına karşı olumsuz bir tavır içinde olmadığını ifade eden Çelikten, “Çocuk ve Gençlik Finansmanları (CYFI), çocukların ilk kumbaraya sahip oldukları ya da ilk harçlıklarını aldıkları dönemleri finansal okuryazarlıkla tanışılan kilometre taşı dönemler olarak ifade etmektedir. Öte yandan çocukların finans dünyasına karşı henüz olumsuz bir fikre ya da tutuma sahip olmamasının önemli bir avantajı bulunmaktadır. Ayrıca 21. yüzyıl becerileri arasında yer alan finansal okuryazarlığın yaşamsal bir beceri olarak önem kazanması ve okul temelli bir eğitimin başta fırsat eşitliği sunması gibi avantajları bulunmaktadır” dedi.
Erken dönemde edinilen finansal bilgi ve beceriler çocukların geleceğe hazırlanmasına, finansal konularda özgüven kazanmalarına yardımcı olduğunu ifade eden Lütfullah Çelikten sözlerini şöyle bitirdi:
“Ülke ekonomisinde kayıpları azaltması gibi ekonomik faydalarının yanı sıra toplum için hane halklarındaki ekonomik istikrara bağlı olarak, boşanma, intihar ve suça eğilim gibi toplumsal sorunların azaltılması gibi etkileri de bulunabiliyor. Nihai olarak, erken yaşta finansal okuryazarlık, olası ekonomik risklere karşı bir tür müdahale çalışması ve ekonomik başarı için anahtar bir beceri olarak değerlendirilmeli, başta çocuklar olmak üzere toplumun her kesiminin ihtiyacı olarak görülmeli ve finansal okuryazarlık becerisine yönelik politikalar üretilmelidir.”