Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde neolitik devrin ilk izlerini taşıyan Çayönü Tepesi’nde 3 sandık mezar daha bulundu.
Mezarlarla ilgili tarihlendirme işlemi yapılacağını kaydeden Kazı Başkanı Prof. Dr. Aslı Erim Özdoğan, “Açılan mezarın içerisindeki hediyeye veya başka şeylere göre tarihlendirme aşamasına geçeceğiz. 10 günden aşağı sürmeyeceğini düşünüyoruz. Sandık mezar geleneği aslında bütün kuzey Mezopotamya’da karşımıza çıkan bir olay” dedi.
Ergani’de 12 bin yıllık olduğu bilinen, ilk tarımsal faaliyetlerin başladığı yerlerden biri olarak kabul edilen ve neolitik devrin izlerini taşıyan Çayönü Tepesi’nde, 3 sandık mezar daha bulundu. Bu mezarların geçen yıl bulunan 5 bin yıllık sandık mezarın devam niteliğinde olduğu belirtildi. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Aslı Erim Özdoğan başkanlığındaki kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan 3 mezardan 1’i ise açıldı.
İçi toprakla dolu olan mezarın antropolog eşliğinde inceleneceği, içerisindeki malzemelere göre de tarihlendirileceği bildirildi. Mezarlardan birinin çok yıprandığını, özellikle 3’üncü mezarla ilgili tarihi bilgi vermenin şimdilik erken olduğunu belirten Kazı Başkanı Prof. Dr. Aslı Erim Özdoğan, “Geçen seneye göre, biraz alan genişlettik. Şimdi 2 farklı zaman dilimi içerisinde çalışıyoruz. Milattan önce 3’üncü bin döneminde çalışıyoruz. 3’üncü bin yıla ait geçen sene bir yapı ve onun birtakım eklentilerini bulmuştuk. Bu yapının devamını bu sene araştırdık” dedi.
BAKIRIN İŞLENDİĞİ İLK YER; ÇAYÖNÜ TEPESİ
Mezarlar ile ilgili tarihlendirme işleminin antropolog eşliğinde yapılacağını kaydeden Prof. Dr. Özdoğan, “Açılan mezarın içerisindeki hediyeye veya başka şeylere göre, tarihlendirme aşamasına geçeceğiz. 10 günden aşağı sürmeyeceğini düşünüyoruz. Sandık mezar geleneği aslında bütün kuzey Mezopotamya’da karşımıza çıkan bir olay. Kuzey Mezopotamya’da tek Çayönü değil; hatta Çayönü’nden bir parça daha eski yerleşmeler de var” diye konuştu.
Çayönü ile ilgili de Prof. Dr. Özdoğan, şunları söyledi:
“Çayönü’nün başka bir önemi de şu anki bilgilerimize göre, ilk bakırı basit bir teknoloji ile işlemeleri. Isıtarak ve dövüp, genellikle boncuk veya küçük bir zer yapıyorlar. Fakat bakırı alıp, kullanan, işleyen ve dünyaya tanıtan yer; Çayönü. Sandık mezarlar, antropolojik açıdan önemlidir. Dışarıdan çok müdahale olmadığı için DNA’sını araştırma imkanı veriyor.”