Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay, “Çanakkale Savaşında tabyalar vurucu unsurlar oldular” dedi.
Çanakkale Boğazı’nın Avrupa ve Anadolu yakasındaki tabyalardan yapılan top atışlarının, savaşın kaderini değiştirdiğini söyleyen Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay, “Tabyalar, Çanakkale Savaşları’nda vurucu unsurlar oldular. Tabyalardan atılan toplar gemilere ağır hasarlar verecek şekilde kendini gösterirken, mayınlara çarparak da onların infilak etmesini sağlamış ve 18 Mart Zaferi böylece kazanılmıştır” dedi.
Çanakkale Boğazı’nı korumak için inşa edilen kalelerin yanı sıra boğazın güvenliği için Avrupa ve Anadolu kıtalarına 16 tabya inşa edildi. Sultan Abdülmecid, Sultan Abdülaziz ve Sultan Abdülhamid dönemlerinde inşa edilen Anadolu yakasındaki Orhaniye Tabyası, Karanlık Liman Tabyası, Topçamlar Tabyası, Çakaltepe Tabyası, Dardanos Tabyası, Hamidiye Tabyası, Çimenlik Tabyası, Mecidiye Tabyası ile Avrupa yakasındaki Tarihi Gelibolu Yarımadası’nda bulunan Ertuğrul Tabyası, Domuzdere Tabyası, Kayalık Tepe Tabyası, Yıldız Tabyası, Mecidiye Tabyası, Hamidiye Tabyası, Namazgah Tabyası ve Değirmen Burnu Tabyası ile boğazın güvenliği artırılmaya çalışıldı. Kalelerin yanı sıra inşa edilen bu tabyalar ile Mehmetçik, 107 yıl önce dünyanın en güçlü donanmalarına geçit vermeyerek ‘Çanakkale Destanı’nı yazdı.
‘TABYALAR, SAVAŞIN KADERİNİ DEĞİŞTİRDİ’
Tabyaların, sabit savaş tesisleri olarak özellikle 19’uncu yüzyıl savaş tekniğine uygun yapıldığını söyleyen Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay, “Bu tabyalar özellikle önemli su yollarının bulunduğu yerlerde, doğu bölgelerinde ise önemli geçit yollarında ve şehirlerde yapılmış olan tesislerdi. 1’inci Dünya Savaşı sırasında Çanakkale bölgesinde bulunan tabyalar savaşın kaderini değiştiren önemli unsurlar oldu.
Bu bölgedeki tabyalar aslında daha Çanakkale Savaşları başlamadan önce 19’uncu yüzyılda Sultan Abdülmecid, Sultan Abdülaziz ve 2’nci Abdülhamid dönemlerinde yapılmıştır. Çanakkale Boğazı’nın tahkimatı konusunda bu tabyalar boğazın girişinden başlamak üzere 3 kategoride yapılmıştı. Boğazın girişinde, boğazın orta kısmında ve birde merkezde olan tabyalar olarak karşımıza çıkar. Bu tabyalar karşılıklı olarak hem Anadolu tarafında hem de Rumeli tarafında yapılmıştır. Dolayısıyla boğazdan geçecek gemilerin ya da geçmeye teşebbüs edecek unsurların her iki taraftan da çapraz ateşe maruz kalmasını sağlayacak olan özellikleri vardı” dedi.
‘TABYALARDAN ATILAN TOPLAR GEMİLERE AĞIR HASAR VERDİ’
Merkez tabyalarına uzun menzilli topların yerleştirildiğini kaydeden Dr. Atabay, şöyle konuştu:
“Bu toplar, eğer boğaza girecek gemiler olursa onları uzun menzille bertaraf etmeye yarayan unsurlar olarak karşımıza çıkar. Genellikle merkez tabyalarının savaş menzilleri 14 bin 800 metre uzunluğunda bulunuyordu ki bu oldukça yüksek mesafedir. Boğazın girişindeki tabyalarda ise menziller daha kısaydı. Boğaza yaklaşacak gemileri bertaraf etmek ve batırmak amaçlı olarak ağır bataryalar karşımıza çıkıyor.
Çanakkale Savaşları’na baktığımız zaman ilk günden itibaren yani 19 Şubat 1915 tarihinden itibaren boğazın girişinde bulunan tabyalar, özellikle açık denizden ateşe maruz kaldı. Bu bağlamda ilk etapta baktığımız zaman gerek Seddülbahir bölgesinde gerekse Kumkale bölgesindeki tabyalar zaman zaman hasarlara uğramasına rağmen hemen tamir edilerek yeniden savaşa hazır hale geliyordu.
18 Mart 1915’teki büyük saldırı sırasında ise boğaza giriş bölgesindeki tabyalar etkisiz hale getirilmiş olmasına rağmen orta bölgesinde ve merkezdeki tabyalar büyük başarılar elde ettiler. Özellikle daha sonra ismi Hasan Mevsuf Tabyası olarak değişen Dardanos Tabyası, Rumeli Mecidiye Tabyası, Anadolu Hamidiye Tabyası ve Çimenlik Kalesi’ndeki Tabya savaşın öğleden sonraki gidişatında önemli rol üstlendiler. Özellikle Anadolu Hamidiye Tabyası, topçu birliklerinin de merkezi konumunda bulunuyordu.
İhtiyaç olan yerlere teknik eleman buradan karşılanarak gönderilmiştir. O yüzden tabyalarda askerlerin yetiştirilmesi ve sürekli olarak talim yapması sağlanırken, aynı zamanda Çanakkale Savaşları’nda vurucu unsurları olmuşlar. Tabyalardan atılan toplar gemilere ağır hasarlar verecek şekilde kendini gösterirken, mayınlara çarparak da onların infilak etmesini sağlamış ve 18 Mart Zaferi böylece kazanılmıştır.”
Çanakkale Savaşları tarihinde Rumeli Mecidiye Tabyası’nda görev alan Seyit Onbaşı’nın, en çok bilinen isim olduğunu söyleyen Atabay, “Rumeli Mecidiyesi’nde özellikle öğleden sonraki savaş sırasında taşıdığı mermisiyle tarihimizdeki yerini almıştır. Oradaki top bataryasının vincinin arızalanması üzerine ağır olan bir mermiyi Seyit Onbaşı ve arkadaşları kaldırarak topa sürmüşlerdir hatta 1 defa değil 4 defa aynı topu kaldırarak ateş edilmesini sağlamış, anlatımlara bakıldığında vurduğu gemi savaş dışı kalmıştır.
Bu çok önemlidir ama Anadolu Hamidiye Tabyası’nda da Cideli Mehmet Çavuş var. İsmini çok fazla duymuyoruz ama burada büyük bir kahramanlık göstermiş hatta kendisi burada şehit olmuştur. Yine Çanakkale Boğazı’nın girişinde bulunan bir başka tabyada ise Trabzonlu Murtaza var. Büyük başarılar göstermişler ama isimleri Seyit Onbaşı kadar günümüze yansımamıştır” dedi.