İzmir’in tarihi simgelerinden, asırlık Büyük Kardiçalı Hanı’na, bir kısmı veya tamamı yıkılacak derecede tehlikeli olduğu gerekçesiyle tahliye kararı verildi. Hanın kiracıları, tahliyenin yasal olmadığı savunarak idare mahkemesinde yürütmeyi durdurma davası açtı.
Kentin simge yapılarından tarihi Büyük Kardiçalı Hanı’nda, son dönemde sıkıntılar bitmiyor. İzmir’in tanınmış Kardiçalı ailesi tarafından 1923 yılında inşa edilmiş olan handa, 2019’da çıkan yangında hasar meydana geldi. Türkiye’de betonarme mimarinin ilk örneklerinden biri olan hana, 2020’de Seferihisar açıklarındaki depremin ardından önce ‘orta hasarlı’, ardından da ‘az hasarlı’ raporu verildi. Aradan geçen zamanda handa planlanan restorasyon işlemleri yapılamadı. Handaki mülkiyet sahipleri tarafından özel bir firmaya deprem performans analizleri raporu düzenletildi ve alınan rapor, Konak Belediyesi’ne sunuldu.
Koruma Uygulama ve Denetim Büroları (KUDEB) tarafından düzenlenen raporlar, taşınmazın korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli olması nedeniyle üzerinde yapılacak işlemlerin belirlenebilmesi İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’ne iletildi. Hazırlanan raporda çatı alın duvarında öteleme olması ve her an kendiliğinden yıkılabileceğinden hanın ışıklandırmasının bulunduğu koridorun kapatılması ve kullanılmaması gerektiğinin altı çizildi.
‘KORUMA KURULU BELEDİYEYİ İŞARET ETTİ’
Koruma kurul kararında ise ivedi olarak yapısal güçlendirme yöntemlerini önerecek bir statik raporun, taşıyıcı sistem sorunlarının giderilmesiyle hem zamana ve kullanıma bağlı bozulmaların hem de oluşturulmasına yönelik sanat tarihi raporunun, rölövesinin, restitüsyon etüdünün ve restorasyon projesinin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun ilke kararıyla belirlenen proje hazırlama esasları doğrultusunda hazırlanması gerektiğine vurgu yapıldı.
Aynı kararda bu süreçte can ve mal güvenliğini sağlamaya yönelik gerekli önlemlerin ilgili kurumlarca alınmasına, bu bakımdan yapının mühürlenerek kullanımına kapatılması isteminde yasa kapsamında sakınca olmadığı belirtildi. Kararda, konunun imar mevzuatı açısından Konak Belediyesi tarafından değerlendirilmesi gerektiğinin de altı çizildi.
MAHKEMEYE TAŞINDI
Konak Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 4 Mayıs’ta verdiği kararda, tüm mülkiyet sahipleri ve kiracılarının bilgilendirilerek, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 39’uncu maddesi gereği, handaki eşya ve insanların 30 gün içerisinde tahliye edilmesi istendi. Ayrıca, tescilli taşınmaza inşai müdahalede bulunulmadan taşınmaz ve çevresinde can ve mal güvenliğini sağlayacak emniyet tedbirlerinin mülkiyet sahipleri tarafından alınmasına da hükmedildi. ‘Tahliye’ kararının ardından handaki kiracılar, bu kararın yasal olmadığı savunup, İdare Mahkemesi’nde ‘yürütmeyi durdurma’ talebiyle dava açtı.
‘BİNAYI KAZANMAK GEREKİR’
Handaki kiracıların avukatı Hasan Kumral, tarihi hanın Konak Belediyesi tarafından metruk yapı sınıfına sokulduğunu savunarak, “Burası gayet sağlam bir yapı. Yıllardır depremlere, yangınlara göğüs germiş İzmir’in sembol yapısı ne yazık ki Konak Belediyesi tarafından ‘metruk bina’ kabul edilmiş. Böyle tarihi ve capcanlı iş hanının metruk bina olarak değerlendirilmesi hem gerçeklere hem de hayatın olağan akışına aykırı. Mülk sahiplerinin talebiyle böyle bir karar alındığını görüyoruz. Yönetimin düzenlediği evraklarla belediyeyi yanılttığını düşünüyoruz. Belediye burada yerinde bir inceleme yapsaydı bu karar çıkmazdı.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 39’uncu maddesi, çökmüş veya çökmeye yakın binalar için uygulanan bir madde. Ancak burada iş yerleri halihazırda çalışıyor. Kontrol yapıldığında buranın sağlamlığı görülecektir. Biz de İdare Mahkemesi’nde dava açtık. Keşif ve bilirkişiyle inceleme yapılacak. Gerçekler ortaya çıkacak. Buradaki kiracıların tahliyeyle ilgili bir sorunu yok. Verilen kararın kesinleşmesini bile beklemeden hanı tahliye edecekler. Kiracı olan müvekkillerim, keyfiyete karşı çıkıyor. Sağlam bir yapıda restorasyon veya güçlendirme için tadilata gerek yok. Bu binayı metruk hale getirmek değil kazanmak gerekir” ifadelerini kullandı.
Hanın kiracılarından Gürol Peynirci, “Burası İzmir’in güzide ve tescilli bir binası. Kanunen yıkılamaz. Burada kiracılar mağdur edilmiştir. Konak Belediyesi’nin bu yanlıştan vazgeçmesi gerekiyor. Yasal süreç başlatıldı. Mülk sahipleri arasında da büyük anlaşmazlıklar var. Binaya sahip çıkılması gerekiyor” dedi.
Kiracılardan Duygu Peynirci Civan ise “7 yıldır kiracıyım. Depremden sonrasında sıkıntılar yaşadık. Son olarak tahliye olayı çıktı. 30 gün süre verildi ama bir hazırlık yapamadık. Binayla alakalı bir kesin tetkik yapılmadı. Biz sürecin yeniden değerlendirilmesini istiyoruz” diye konuştu.
Konak Belediyesi yetkilileri, hukuki sürecin devam ettiğini konuyla ilgili bir açıklama yapmayacaklarını bildirdi.