Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi’nin ardından açıklama yaptı, “Bugüne kadar olan süreç böyle devam etmeyecektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi’nin ardından zirveyi ve zirve kapsamında yaptığı ikili görüşmeleri değerlendirdi. Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşmeye ilişkin açıklamasında, “Şüphesiz, Suriye’de bulunan bu terör örgütleri, PKK, PYD, YGP gibi, bunların özellikle Amerika’dan aldıkları destekler konusunda bu desteklerle ilgili üzüntümüzü, bu desteklere yönelik NATO üyesi ülkeler olarak bunun bizde meydana getirdiği üzüntüleri ifade ettik. Bugüne kadar olan süreç herhalde böyle devam etmeyecektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Biden ile yaptığı görüşmeye ilişkin değerlendirmesinde, “Şüphesiz, Suriye’de bulunan bu terör örgütleri, PKK, PYD, YGP gibi, bunların özellikle Amerika’dan aldıkları destekler konusunda bu desteklerle ilgili üzüntümüzü, bu desteklere yönelik NATO üyesi ülkeler olarak bunun bizde meydana getirdiği üzüntüleri ifade ettik. Bu konularda bizim dayanışmamızı zedeleyecek adımlar olduğunu da söyledik. Bunlarla ilgili olarak da özellikle Dışişleri Bakanlarımızın karşılıklı olarak çok daha sıkı irtibat halinde olmaları gerektiğini vurgusunu yaptık. Güvenlik noktasındaki Savunma Bakanlarımızın bu noktadaki ilişkilerini gündeme getirdik. Bundan sonraki süreçte, inanıyorum ki bugüne kadar olan süreç herhalde böyle devam etmeyecektir” dedi.
Afganistan’daki durumu da mevkidaşı Biden ile değerlendirdiğini dile getiren Erdoğan, “Afganistan konusu tabi ki gündeme geldi zira Brüksel görüşmemizde zaten Afganistan Karzai Havalimanı, özellikli gündemimizdi. Fakat öyle gelişmeler oldu ki, biz tabi Afganistan’dan özellikle askerimizi çekmek durumunda kaldık. Askerimizi biliyorsunuz, Afganistan’dan çektik. Tabi bu orada yaptığımız görüşmenin aynı minval üzerinde devam etmediğinin bir ifadesiydi. Fakat biz tabi kendilerine şunu da söyledik; şu anda Katar’la Türkiye arasındaki görüşmeler, bundan sonraki süreçte yol haritamız ne olacak, bunların değerlendirmesini yaptık. Bundan sonraki süreci biraz da gelişmeler belirleyecek” ifadelerini kullandı.
“ABD İLE SIKI GÖRÜŞMELERİN GEREĞİNİ VURGULADIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Biden’ın yeni F-16’lar konusunda olumlu yaklaşımını gördüğünü dile getirerek, “Sayın Biden’la dar kapsamlı bir görüşme yaptık. Bu dar kapsamlı görüşmede de F-35’ten kaynaklanan, bildiğiniz gibi bizim 1 milyar 400 milyon dolar bir ödememiz vardı. Bu ödemeden hareketle bu süreci nasıl iyi bir konuma taşırız, bunun üzerinde durduk. Bunun üzerinde de daha çok F-16’lar gündeme geldi. F-16’ların, elimizdekilerin modernizasyonu veyahut da yeni F-16’lar verilmesi konusu gündemimize geldi. Bununla ilgili de Savunma Bakanlarımız süreci takip ediyorlar. Bu konuyla ilgili de Sayın Biden’ın olumlu yaklaşımını gördüğüm gibi tabii olayın bir diğer boyutu da malum Temsilciler Meclisi olsun, Senato olsun. Dedik ki; her iki tarafta da artık sizin ağırlığınız var, biz sizden gerekli bu noktada ihtimamı bekliyoruz” diye konuştu.
GÜNEY KAFKASYA’DA 6’LI YAPILANMA VURGUSU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Güney Kafkasya’da barışın tesisi için 6’lı yapılanmanın isabetli olacağını belirterek, “Özellikle üzerinde durduğumuz bu bölgede biz şöyle 6’lı bir yapılanmanın isabetli olacağı konusu devamlı işliyoruz. Nedir bunlar? Rusya, Azerbaycan, Türkiye, İran, Ermenistan ve Gürcistan. 6’lı olarak böyle bir adımı atalım.
Bu bölgeye barışı getirelim dedik. Bu konuda Sayın İlham Aliyev, zaten Ermenistan’la görüşmeyi yapıp onlara böyle bir barış teklifini yaptı. Gürcistan’ın biraz olumsuz yaklaşımı var. Ama burada eğer hepsinde de olumlu hava eserse böyle bir platform oluşturulabilir. Bu platform oluştuğu anda da çok seri bir şekilde bir barış havzasına burası dönüşür. Biz de Türkiye olarak bu konuda Ermenistan’la ilgili ilişkileri çok da net açık ortaya koyarız. Bu arada tabi Gürcistan-Rusya arasındaki ilişkileri çok daha farklı bir hale getirmek, yani olumlu istikamette söylüyorum. O da işimizi kolaylaştıracaktır” dedi.
“MACRON’NUN LİBYA KONUSUNDA YENİ BİR ZİRVE GAYRETİ VAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ikili görüşmesine de değindi. Erdoğan, “Sayın Macron’un bir zirve gayreti var. Bu zirveyle ilgili olarak da bir daveti var. Bu davetle ilgili biz düşüncelerimizi kendisine ifade ettik. Bu konuda da yine Dışişleri Bakanlarımız ve özel temsilciler vasıtasıyla bir adımın atılması, bu gündeme geldi.
Yani adeta Berlin Konferansı’nın muadili bir konferansı yapmak gibi bir gayret söz konusu. Böyle bir durum söz konusu Berlin Konferansı yapıldı. Şimdi burada yeniden benzer bir buluşmanın yapılması çok da isabetli olmayabilir. Ama Dışişleri Bakanlarımız, özel temsilciler bir çalışma yapsınlar, ondan sona bunun kısa zamanda yapıp önümüze getirsinler. Gerekli olan adımı ondan sonra da atarız” dedi.
Fransa’nın Yunanistan’a silah satışına ilişkin açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir diğer adım da özellikle bu Yunanistan’a yönelik silah satışları vesaire bunları da gündemimize geldi. Bu konudaki endişelerimizi de kendileriyle paylaştık. Çok açıkça bunları da söyledik. Çünkü bizim gizli ajandamız yok. Her şeyi açık konuşmanın faydalı olduğuna inanıyoruz. Güney Kafkasya, oradaki gelişmeler üzerinde de durduk. Oradaki atılan adımları kendileriyle yine ayrıca paylaşmış olduk” diye konuştu.
ERDOĞAN’DAN G20 ZİRVESİ DEĞERLENDİRMESİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi’ne ilişkin yaptığı değerlendirmede, şu ifadeleri kullandı:
“Zirve oturumlarında öncelikli olarak küresel ekonomik görünüme ilişkin son gelişmeleri ve temel riskleri değerlendirdik. Salgının olumsuzluklarının hissedilmeye devam ettiği bir dönemde, sıkıntılarımızı bertaraf edecek, ekonomilerimizin dayanıklılığını artıracak politikaları ele aldık. Geçtiğimiz yılı yüzde 1,8 büyümeyle tamamlayan, bu yılı da yüzde 9 civarında büyümeyle kapatma yolunda ilerleyen bir ülke olarak tüm bu gelişmeleri biz de yakından takip ediyoruz. Türkiye, küresel dalgalanmaların kendi vatandaşlarına olan etkilerini en az düzeyde yansıtan bir ülkedir. Salgının ilk günlerinden itibaren hayata geçirdiğimiz destek ve teşvik paketleriyle halkımızın tüm kesimlerinin yanında olduk.
Son 1,5-2 yıldır şahit olduklarımız, tüm insanlığın temel sağlık hizmetlerine ulaşmasının önemini ortaya koymuştur. Salgınların önlenmesine yönelik araç, gereç, aşı ve tedaviye erişim, ayrıcalık değil temel bir haktır. Hepimiz güvende olmadan, hiçbirimiz kendisini güvende hissedemez. Türkiye olarak bu anlayışla, salgının başından beri ülkemizden talepte bulunan 160 ülkeye ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi ekipman ve kritik malzeme desteği sağladık. Ülkemizde misafir ettiğimiz sığınmacıları, kendi vatandaşlarımızdan ayrı tutmadan, istisnasız herkesin sağlık hizmetlerine ve tüm temel ihtiyaçlara erişimini temin ettik.
İklim değişikliği, insan hayatı, iktisadi büyüme ve sürdürülebilir kalkınma için ciddi bir tehdit kaynağıdır. Zirve boyunca yaptığımız tüm temaslarda iklim değişikliğiyle mücadelede acilen somut ve gerçekçi çözümlere ulaşmamız gerektiğine vurgu yaptık. Gelecek nesillerin ormanı, temiz suyu, verimli toprağı olan bir dünyada yaşayabilmesi için elimizden geleni yapmak zorundayız.
Birleşmiş Milletler raporları dünyada açlık çeken kişi sayısının geçen yıla göre yükseldiğini açıkça ortaya koyuyor. Aynı raporlara göre dünya nüfusunun yüzde 10’dan fazlası, yani 810 milyon insan, yetersiz beslenme tehdidiyle karşı karşıya bulunuyor. Bir milyara yakın insan, temel gıda maddelerine erişimde sıkıntı çekerken, her yıl toplam değeri 1 trilyon doları bulan gıda maddesinin çöpe gitmesinin hiçbir makul açıklaması olamaz. G20 Zirvesi’nin temasını oluşturan refahı, özellikle sağlayacak bunun yolu kendi dışımızdaki acılara kulaklarımızı kapatmaktan değil, mazlum ve mağdurlara gönül kapılarımızı açmaktan geçiyor. Salgın, hem mevcut düzeninin bu çarpıklıklarını gözler önüne sermiş hem de tüm insanların aynı gemide olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır.
Milli gelire göre, dünyanın en fazla insani ve kalkınma yardımı yapan ülkelerinden biriyiz. 2030 yılına kadar, açlığın olmadığı bir dünyaya erişim çabalarına öncülük etmek, G20 ülkeleri olarak bizlerin en temel sorumluluğudur. Sürdürülebilir kalkınmayı doğrudan etkileyen unsurlardan biri de göç ve göçün idaresidir.
Halihazırda 3,6 milyonu Suriye’deki savaştan kaçanlar olmak üzere 5 milyona yakın yerlerinden edilmiş insana ev sahipliği yapıyoruz. Afganistan kaynaklı göç yükünü en fazla hisseden ülkelerden biriyiz. Göç krizinin hem insani güvenlik boyutunu hem de göçle mücadelede yalnız bırakılmanın ne demek olduğunu gayet iyi biliyoruz. 12 Ekim’deki Afganistan konulu G20 Olağanüstü Zirvemizde, konunun mutlaka bu platformun gündeminde yer alması gerektiğini vurgulamıştık. Ayrıca G20 bünyesinde bu maksatla bir çalışma grubu oluşturulmasını önermiştik. Bu grubun başkanlığına da talibiz.”