İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi’ni (İBG) ziyaret eden Biyoteknoloji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (BİOSB) ve Biyoteknoloji Sanayicileri Derneği (BİYOSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ercan Varlıbaş, “Biyoteknoloji Vadisi’nde sektörün tüm paydaşlarını birleştirmeye devam edeceğiz” dedi.
İBG ziyareti esnasında BİYOSAD üyesi firmalarla ortak projeleri yerinde inceleyen Dr. Varlıbaş, bu projeleri geliştirmek üzere İBG’nin Müdürü Prof. Dr. İhsan Gürsel ve diğer yetkililer ile görüş alışverişinde bulundu.
BİOSB ve BİYOSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ercan Varlıbaş, “Verdiği danışmanlık hizmetleriyle BİYOSAD üyesi sanayicilerinin inovasyonda önlerinin açılmasına destek veren İBG, biyoteknoloji sektörünün önemli paydaşlarından biri. Biyoteknoloji Vadisi’nde sektörün tüm paydaşlarını birleştirmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’NİN İLK TEMATİK ARAŞTIRMA MERKEZİYİZ”
İBG Müdürü Prof. Dr. İhsan Gürsel de yaptıkları çalışmalar ve kurulan Biyoteknoloji Vadisi’nin önemiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Prof. Gürsel, İBG hakkında şu bilgileri verdi:
“İBG olarak Türkiye’nin ilk tematik araştırma merkeziyiz. Aynı zamanda Türkiye’de yaşam bilimlerindeki tek mükemmeliyet merkeziyiz. Amacımız, hastalıkların önlenmesi, tanısı ve tedavisi için yenilikçi teknoloji ve ürünleri geliştirmektir. Altyapımız da BİYOSAD’ın misyonu ve vizyonuna uygun. Özellikle biyoteknolojik ilaç geliştirme için çok önemli, kritik bölümlerimiz var.
Klinik faz çalışmaları öncesinde tamamlanması gereken toksikoloji, farmakodinamik, farmakokinetik denilen testleri OECD akredite İlaç Analiz Laboratuvarımızda yapabiliyoruz. Ayrıca preklinik fazda gerekli olan hayvan deneylerini de yapabilecek çok modern bir vivaryum birimimiz bulunmakta. Avrupa standartlarında akredite birçok altyapımız var. BİYOSAD üyeleri olan sanayicilerimizle iş birliği içerisinde çalışabileceğimiz birçok alanda etkinlik göstermekteyiz.
“KÖKLÜ DENEYİMLERİMİZ VAR”
“Yeni biyoteknolojik aşı ve ilaç üretim süreçleri geliştirme, analiz etme ve inovatif ürün tasarlamada köklü deneyimlerimiz var. Bunun yanı sıra, firmalara özel olarak da kendilerinin finanse ettiği projelerde Ar-Ge iş birliği yapıyoruz” diyen Gürsel şöyle devam etti:
“Türkiye’deki Covid-19 döneminde iki aşıyı geliştirdik. Birincisi virüs benzeri parçacıklar teknolojisine dayalıydı, diğeri de protein temelli bir aşı oldu. Virüs benzeri parçacıklar teknolojisinde faz 1 ve faz 2 insan çalışmaları da yaptık. 500’e yakın gönüllüde bu aşı denendi ve hem etkin hem de güvenli olduğu saptandı. İBG çok büyük bir merkez, 26 bin metrekareden oluşuyor. 350’nin üzerinde çalışanı var, bünyesinde 30 araştırma grubu mevcut. Hücresel tedavilerde, kanser araştırmalarında, kompleks ve nadir hastalıklarda çalışan arkadaşlarımız var ve yeni ürünler geliştiriyoruz. Kadrolarımız çok geniş ve deneyimli. Bu bağlamda, biz de biyoteknoloji, Ar-Ge firmaları ve sanayicilerle yapacağımız iş birliklerini güçlendirmek istiyoruz.”
“İLAÇLARIMIZI ÜRETMEMİZ ÇOK ANLAMLI”
Prof. Dr. Gürsel, Türkiye’deki Biyoteknoloji Vadisi’nin kuruluşuyla ilgili olarak ise şunları söyledi:
“Dünyada kullanılan antikor, terapötik proteinler gibi FDA tarafından lisanslanmış 190 ürün var. Bunların dünya piyasasına baktığımızda her bir ilacın yıllık satış değeri neredeyse 20- 30 milyar dolarlara ulaşıyor. Bunlar, katma değeri yüksek ürünler. Türkiye’nin de bu tip yüksek teknolojili katma değeri yüksek biyoteknolojik ürünleri orijinal olarak geliştirmesi, hem dünya piyasasında lider olmaya soyunmamız açısından hem de yurt dışından satın aldığımız ilaçları üretmemiz açısından çok anlamlıdır, diye düşünüyorum. Bu oluşum, Türkiye ekonomisine büyük destek sağlayacak niteliktedir. İBG olarak Biyoteknoloji vadisindeki tüm paydaşlarımızla yakın iş birlikleri oluşturmak için biz de burada bir ofis kurmayı planımıza almış bulunmaktayız.”