Bitki mutasyonu ile arpa, nohut ve susamdaki olumsuz genler yok edildi
Arpa kuraklığa, nohut ise kış soğuğuna dayanıklı hale geldi. Susam da makineli tarıma elverişli oldu. Akdeniz Üniversitesi Antalya Mutasyon Projesi Koordinatörü Prof. Dr. İlhan Çağırgan “Bu bir Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) değildir. Mutasyonları uygun dozlarla amaca uygun bitkileri seçiyoruz. Bu tohumlar, insan sağlığına zararlı değil” dedi.
Akdeniz Üniversitesi Antalya Mutasyon Projesi Koordinatörü ve Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Çağırgan, bitki mutasyonu üzerine uzun yıllardır çalışmalar yapıyor. Çalışmalarla bitki tohumlarının bir miktar radyasyona maruz bırakılarak, mutasyona uğramasını sağlamak ve sonrasında ortaya çıkan bitkinin olumlu yönlerinin üreticiler için kullanılması amaçlanıyor. Bu kapsamda mutasyona uğratılan arpa, nohut ve susamdan elde edilen sonuçlar ise sevindirdi.
SUYA İHTİYAÇ DUYAN GEN BASTIRILDI
İklim değişikliği nedeniyle kuraklığa dayanıklı ya da verimin artması noktasında mutasyon işlemine tutulan tohumlar, suya ihtiyaç duyan geni baskılanarak daha az suya ihtiyaç duyar hale getiriliyor. Hasat dönemine geldiğinde kapsüllerinin çatlatması sonucu ürünün toprağa dökülmesi nedeniyle makineli tarıma uygun olmayan susam bitkisi de mutasyon çalışmalarına eklendi. Susamın kapsüllerinin çatlama geni susturuldu ve ürün makineli tarıma elverişli hale getirildi.
‘MUTASYONLARI DENEYSEL OLARAK OLUŞTURDUK’
Doğal mutasyonla canlıların birçoğunun mevcut duruma göre şekillendiğini ancak bunun sonucunu görmek için insan ömründen uzun zamanlara ihtiyaç duyulacağını belirten Prof. Dr. Çağırgan, “Bu nedenle mutasyonları deneysel olarak oluşturduk. Antalya Mutasyon Projesi, çevre dostu tarıma uygun bitki çeşitlerini yetiştirmeyi amaçlıyor. Mutasyona uğratılan arpa, kurağa dayanıklı ve çok amaçlı oldu. Nohut kışında yetiştirilir hale geldi. Susam da makineli hasada uygun hale getirildi” dedi.
‘DOĞAL MUTASYONUN FREKANSINI ARTTIRDIK’
Susam bitkisinde mutasyonun ardından kapsüllerin daha çok ve sık halde dizildiğini belirten Prof. Dr. Çağırgan “Bu durum da direkt verime yansır. Verimden önce susamın makineli tarıma uygun hale getirilmesi lazımdı. Normalde çiftçiler elle hasat eder, makineli hasatla daha geniş arazilerde üretim yapabilirler” diye konuştu.
Yapılan işlemin doğal olarak yaşanan mutasyon işleminin frekans artırılarak hızlandırılması yöntemi olduğunu anlatan Çağırgan “Bu bir Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) değildir. Mutasyonları uygun dozlarla amaca uygun bitkileri seçiyoruz. Bu tohumlar, insan sağlığına zararlı değildir” dedi.