Biraz dokundursak mı? Derler ki; “Kabe’de bir şeyini kaybedersen arama sakın! Çünkü dünya malıdır o”
Sene 2005! Dört yaşındaki oğlumu Kabe’de kaybettim. Arıyorum yok! Yanımdaki yaşlı teyze “Telaş etme, burada başına bir iş gelmez” diyor ama ben delireceğim bulamadım. Sonra aklıma girişlerdeki güvenlikler geldi.
Gidip hemen görevliye “Oğlumu bulamıyorum, nasıl yardım edebilirsiniz?” dedim. Adam az ilerde bir yeri gösterdi ve “Kaybolan çocukları oraya getiriyorlar bir bakın” dedi. Bir kaç adım sonra bir sürü çocuğun olduğu bir bölmeye geldim. Halıların üzerinde 3-4 yaşlarında çocukların ellerine meyve suyu verilmiş, ağlayanları güldürmeye çalışan görevliler falan.. Neyse sarı kafasından benim oğlanı hemen buldum 😁
Tabii öyle hemen vermiyorlar. Gerekli şeyler yapıldı. Oğlumu aldım , bulunduğumuz yere geri döndük. Bu süre içinde yanımdaki yaşlı teyze Hacerü’l Esved’e dokunmak isteyip kalabalığa dalmış ama varamamış geri dönmüş ve söyleniyordu.
“Off pufff!”
“Ne oldu?”
“Kara taşı öpmek istedim, olmadı kızım”
“Uzaktan selam ver teyze, ne gerek var oraya girmeye?”
Başörtüsüne çeki düzen vermeye çalışırken bej rengi hacı elbisesinin kaltuk altına doğru kan sızdığını gördüm.
“Teyze kanıyorsun!”
Dememle elini göğsüne attı.
“Anaaaaam para çantam yok!”
Kalabalığa girdiği esnada, jilet atıp göğsüne koyduğu cüzdanını almışlar. Elbisesi kesikti. Yarası çok derin değildi ondan hissetmedi belki. Belki de taşı öpeceğim aşkından kendinden geçmişti bilmiyorum ama “Burada başına bir iş gelmez” düşüncesinin ne kadar yanlış olduğunu anlamasını diliyordum.
Ben evladımı ararken soğukkanlı olmamı söyleyen teyze, dünya malı parası için ağlıyordu. Demem o ki, körü körüne bir inançla ihlaslı olmaz insan. Tam tersi tedbir alan ve olasılıklara göre davranan insan daha ihlaslıdır. Dünyalık kaygısından kurtulmak “Saldım çayıra mevlam kayıra” değildir. Benim de hatam cemaatle namaz kılarken çocuğumun yanımdan uzaklaşacağını hesap edememekti.
Şimdi o yıllardan bu yana peyda olan, sözüm ona ihlasın pençesinde insanlar va . O kadar ibadet aşkıyla yanarak dönüyorlar ki, canlı yayın açmayı ihmal etmiyorlar. Ya da dilek ağacı misali tivitler atıp “Dua isteyen var mı? Hepinize ayrı ayrı dua edeceğim” gibi şeyler. Ben bir Türk Müslüman olarak böyle şeylerden utanıyorum. “Ee canım herkes yapıyor!” mu diyorsunuz?
Bir şeyin doğruluğunu herkesin yapması belirlemez ki efendim!
Kutsal topraklarda ibadetin tadına böyle varıldığını hiç zannetmiyorum. Eskiden hacıların hediye telaşı ayıplanırdı. Şimdi daha beteri var. Üstelik bunu son derece ihlaslı bir duruşla yaptıklarını sanıyorlar. Hani nerede insanda olmaması gereken riya, gösteriş? Tevazu değil miydi gönüle yakışan? Düşünün bir kere! Dünya malını aramamaktakı manayı… Neden ihrama girildiğini… Derinliği değil de yüzeysel bakışı benimsediğimiz sürece, dünya malı olan şey insanlık oldu!
Ne diyelim?
Zaman ve mekan gözetmeksizin, yaratanın rızasını kazanmak isteyenler, benim kimseyi ayıplamadığımı ancak eleştirimde de haklı olduğumu anladılar…
Allah gönüllerimizi samimiyetsiz olmaktan korusun inşallah.
Sevgiyle kalın efendim :)