Sanattan, mimariye, müzikten, yemek kültürüne kadar insan olgusunun içinde yer aldığı her alanda karşımıza çıkan ‘minimalizm’ kavramı son 10 yılın popüler yaşam felsefesi haline geldi.
Sadeleşmek özgürleşmektir. İnsan sadeleştikçe azalmaz aksine fazlalıklardan arınır, yüklerinden kurtulur. Minimalizmi ‘basitlik’ olarak nitelendirip ‘ben basit yaşayamam’ diyenlerin tam tersine minimalizm; sahip olduğumuz şeyleri nicelik olarak arttırmak yerine nitelik olarak artırmayı hedefler. Yani hayatımızı tam anlamıyla ‘sade’ yaşamaya yönlendirir. “Az ama öz” (Less is more) sloganıyla desteklenen sadecilik aslında en doğru şekilde bu sözler ile tanımlanmıştır.
Bir sanat akımı olarak ortaya çıkan minimalizm kavramı günümüzde her alanda farklı boyutlara dönüştürülerek benimsenmiştir. Her şeyden önce bu yeni bir kavram değildir. Daha sade bir yaşama değer vermek, hem Doğu hem de Batı uygarlıkları olmak üzere insanlık tarihinin başlangıcına kadar uzanabilen bir olgudur. Günümüzde bizi tüketim bağımlısı haline getiren şehir yaşamı, bu geleneklerin yeniden hayat bulmasına neden olmuştur.
Özellikle son yıllarda yaşanan dünyadaki felaketler; pandemi süreci, savaşlar, doğal afetler, ekonomik kırılmalar… insanlığın mental olarak kaldırabileceği yükü ağırlaştırmıştır. Tüm bu yaşananlar daha sade bir yaşam ve daha sağlıklı bir mental güç isteği doğurmuştur. Bu nedenle sadeciklik yaygınlaşmış, bir yaşam felsefesi haline gelmiştir.
Nasıl Minimalist Olunur?
Nasıl minimalist olunabileceğini merak edenler kadar, minimalist yaşamanın hakkını verenler de vardır. Peki, bu konuda yanlış bilinen şeyler nelerdir? Öncelikle evinizden birkaç parça eşya azaltarak minimalist insan olamayacağınızı anlamalısınız. Çünkü sadeleşmek, yalnızca fazla eşyalardan kurtulmak anlamında değildir.
Bu anlayışa sahip olmak dürtüsel satın almayı azaltacağından minimalizm felsefesi ile tasarruf sağlayabileceksiniz. İlk olarak zihninizi boşaltarak arınmaktan başlayabilirsiniz. Bu öğrenmenizi kolaylaştıracak, üretkenliğinizi artıracak ve hatta uykularınızdan bile aldığınız verimi artıracaktır.
Hayatı sadeleştirmenin bir diğer yolu ise dijital evrene harcadığımız zamanı kısıtlamaktan geçiyor. Cep telefonunuzu kapatarak, sosyal medya hesaplarınızı daha az kontrol ederek ve günlük televizyon izleme sürenizi azaltarak kendinize daha çok vakit ayırabilir, sahip olduğunuz zaman dilimini daha etkin kılabilirsiniz.
Minimalist yaşam tarzı daima “az”ı tarif eder. Bu yüzden öncelikle az ile yetinmenin ne olduğunu anlamanız ve benimsemenizi gerekmektedir. Daha minimalist bir yaşam için sadece evinizde değil ofisinizde, arabanızda ve kişisel hayatınızın her alanında yeniliğe gitmelisiniz. Tabii ki her adımda şunu hatırlamanızda fayda var. Kişiye göre değişik gösteren ihtiyaçlar olduğu gibi herkesin kendine has bir minimalist yaşam tarzı vardır. Bu yöntemleri ve uygulama becerisi kişiye özgüdür. Bu nedenle minimalist yaşam felsefesini benimseme aşamasındaysanız kendinize yüklenmeden hayatınızı kendi akışına göre adapte etmelisiniz.
Hayatınızdaki Fazlalıklardan Kurtulun
Sahip olduğun şeyler işine yarıyor mu? Bu sorunun cevabı hayatını sadeleştirmek isteyenler için altın değerinde. İşinize yaramayan şeyleri (hem maddi, hem manevi) satın almanın veya elde tutmanın bir manası yoktur. Minimalizm, kasıtlı olarak yalnızca ihtiyacımız olan şeylerle, amacımızı destekleyen öğelerle yaşamaktır.
Sadecilik akımı ile günden güne daha çok kişinin yaşam alanını düzenlerken esas aldığı az eşya çok huzur mottosu bize daha sade ve kolay bir hayatın kapılarını aralıyor. Ne kadar az şeye ihtiyaç duyarsak o kadar özgürleşiyoruz aslında.
Evinde ‘sade’ce bir bir Einstein tablosu, bir sandalye, bir yatak ve bir lamba olan Apple’ın kurucusu Steve Jobs, minimalizmi benimsemiş en ünlü isimlerden birisidir. Tasarımlarında sadelikten yana olan Steve Jobs, gerçek bir karmaşıklıkları basitleştirme ustasıdır.
Elbette minimalist yaşam sadece daha az eşya ile yaşamak değildir. Özgürlüğünüzü bulmaya yardımcı olan bir araçtır. Düşüncelerden, insanlardan, yemeklerden, eşyalardan, zamandan, stresten kısacası maddi ve manevi her konuda fazlalıklarımızdan arınmaktır.
Ayrıca bu devam eden bir süreçtir. Bu sürecin sürdürebilirliği çok önemlidir. Yeni bir şeyler alırken daha bilinçli davranılmalı, ihtiyacınız var mı sorgulanmalıdır. Aksi halde sadece depoladığınız eşyaları değiştirmiş olursunuz.
Dağınıklığınıza son verin
Etrafınıza bakın: Ne görüyorsunuz? Kağıt yığınları, araba anahtarları, kapı etrafındaki ayakkabılar, boş bardaklar, etrafa saçılmış kıyafetler… Eğer minimalist yaşam tarzını ve hissini gerçekten benimsemek istiyorsanız, düzenli bir hayatınız olmalı. Kendinize neyin göz ardı edilebileceğini ve hangi öğelerin gerekli olmadığını sorun. Daha sonra önceliklerinize göre düzenleme yapmaya başlayın. Yüzeylerin temiz kaldığından emin olmak için, her şeye özel bir yer verin ve buna bağlı kalın.
Sizin için hiçbir işlevi olmayan ve yaşamınızdaki tek görevi yer kaplamak olan eşyalarınızı gözden çıkarın. Bu eşyalarınızı satarak veya bağışlayarak değerlendirebilirsiniz bu tamamen size kalmış bir seçenek. Burada ki amaç yaşımı sadeleştirip, gereksiz eşyaların yükünden kurtulmaktır. Tabii, bundan sonra ihtiyacınız olmayan şeyleri satın almamayı da kendinize kural olarak koymalısınız.
Dağınıklıktan uzak bir hayat yaşadığınızda, daha fazla zamanınız, enerjiniz ve paranız olur. Bu nedenle sade yaşarken, düzenli yaşamakta önemlidir aksi takdirde yine karışık bir ortamın yaratacağı stres ve yorgunluk sizi bu yoldan geri çevirecektir.
Sosyal Medya Temizliği
Sıra sosyal medya şirketlerine değil, kendimize yatırım yapma zamanı. Gün boyu yıllardır görmediğimiz insanların hayatları hakkında bildirimler alıyor, yediklerine içtiklerine kadar takip ediyor ve farkında bile olmadan bu ayrıntılar ile saatlerimizi heba ediyoruz. Halbuki buna ihtiyacımız var mı? Aynı vakti günlük 10 dk’lık meditasyonlar yaparak ya da kendimizi geliştirmek istediğimiz bir alanda kurs alarak harcayamaz mıyız? Kesinlikte “Evet”.
Telefonlarımızdan veya bilgisayarımızdan gelen sonsuz bildirimlerden de arındık mı tamamdır! Kaç yaşında olursak olalım gece yatağımıza girdiğimizde yalnızca sessizliğe, huzurlu bir uyku meditasyonuna ihtiyacımız var; sürekli bizi bölen bildirimlere değil. Bize işlerimizi hatırlatan mailler olmadan yatağa girmek; yalnızca kendimize odaklanarak sakin bir uyku meditasyonu ile uykuya dalmak… Hayal gibi değil mi, ama değil ve bu değişimsizin ellerinizde.
Özünüzü Keşfedin!
Minimalizm içsel bir yolculuktur. Sizi gerçekten neyin mutlu ettiğini veya bu mutluluğun temellerinin bulmak, göründüğünden daha zordur. Çoğumuzun fiziksel çevresiyle bu kadar ilgilenmesinin nedeni de budur aslında. Çünkü insanoğlu aradığı mutluluğu bulabilmek için somut nesnelerle yönelir. Ve eğer siz de hayatınızda fazlalık olduğunu hissediyorsanız, bu iyi bir başlangıçtır.