Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Batık gemi, kimyasal maddeler ortadan kalkınca deniz canlılarına sığınak olabilir” dedi.
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, Bursa’nın Karacabey ilçesi açıklarında 1250 ton mermer tozu yükü ile batan ve yüksek maliyeti nedeniyle enkazının çıkarılması düşünülmeyen ‘BATUHAN A’ isimli ticari gemideki kimyasal maddelerin denize karışmadan alınabileceğini belirterek, “Gemi batıkları tabii ki bu boyalar, yağlar, akaryakıt kalıntıları uzun vadede ortadan kalktıktan sonra balıklar, mercanlar ve diğer deniz canlıları için bir sığınak olabilir” dedi.
Karacabey ilçesinin 4 mil açığında, İmralı Adası’nın güneybatısında batan ‘BATUHAN A’ adlı geminin kayıp 4 mürettebatını arama çalışmaları 14’üncü gününde; 1 helikopter, 1 uçak, 6 gemi, 3 römorkör, 14 bot, 2 tekne, 84 araç, 8 İHA ve dron, 21 dalgıç olmak üzere toplam 592 personel ile deniz, kara ve havadan sürüyor.
Bugüne kadar Deniz Kuvvetleri unsuru TCG AKIN’dan 36, Kıyı Emniyeti unsuru Nene Hatun’dan 5 olmak üzere batık gemiye toplam 41 dalış gerçekleştirildi. Sahil Güvenlik Güney Marmara Grup Komutanlığı’nın dalgıçları dün de mürettebatın ağlara takılma ihtimaline karşı midye çiftliğine daldı. Ancak kayıp mürettebata dair herhangi bir iz bulunamadı. Diğer yandan denizin 51 metre dibinde bulunan 69 metre uzunluğundaki batığın, maliyetinin yüksek olması nedeniyle çıkartılmayacağı açıklandı.
‘DENİZ EKOSİSTEMİNE NEGATİF ETKİ YAPAR’
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, enkazın deniz canlılarına faydasının yanı sıra ekosisteme vereceği zararlara dikkat çekti. Gemideki mermer tozu, mermer parçaları ve çakılların doğal madde olduğu için deniz ekosistemine zarar vermeyeceğini söyleyen Prof. Dr. Sarı, yağ tehlikesine dikkati çekti. Gemideki akaryakıtın hafif olduğunu, bu nedenle deniz yüzeyine çıktığını ancak daha ağır olan yağ ve kimyasal türevlerin ekosisteme zarar verebileceğini belirten Prof. Dr. Sarı, “Ağır yağlar denizin dibine çöker.
Denizin ekosistemine negatif yönde etki yapar. Akaryakıt dibe çökmez daha hafif olduğu için deniz yüzeyine çıkar, yüzeyde film oluşturur. İncecik bir tabaka oluşturur. Bu esnada oradan balıklar geçerse, balıklarla temas ederse, tabii ki balıkların vücutlarını kaplayan su geçirgenliğine zarar verir. Diğer taraftan da suyun ışık geçirgenliğine zarar verir ve zaman içerisinde bunlar ayrıştığında zararlı kimyasal atıklara, maddelere dönüşebilir. Bu yönüyle; bir gemi battığında mutlaka ve mutlaka akaryakıtının ve yağının o bölgedeki doğal ekosisteme negatif etkisi olacağını ifade ederiz” dedi.
‘YAPAY RESİF GÖREVİ ÜSTLENİR’
Batıkta bulunan akaryakıt, yağ ve diğer kimyasal maddelerin denize zarar vermeden cihazlarla batıktan alınabileceğini söyleyen Prof. Dr. Sarı, bu sayede ‘BATUHAN A’ isimli ticari geminin deniz canlılarına yapay resif olacağını belirtti. Ancak bunun kısa vadede olmayacağına da dikkat çeken Prof. Dr. Sarı, “Batan bir gemi, deniz ekosistemine fayda da sağlayabilir mi? Evet. Gemiler battığı zaman çıkarma maliyeti, yüzdürme maliyeti, geminin maliyetinden daha fazlaysa ya da yakınsa yerinde bırakılır. Deniz altında, denizin dibinde bir batık haline gelir. Gemi batıkları tabii ki bu boyalar, yağlar, akaryakıt kalıntıları uzun vadede ortadan kalktıktan sonra balıklar, mercanlar ve diğer deniz canlıları için bir sığınak olabilir. Yapay resif görevi üstlenir. Ama bu bugünden yarına değil, daha uzun vadede olabilecek bir şey” diye konuştu.
Bir daha böyle bir kaza yaşanmaması için denizdeki güvenlik kurallarının da sıkı bir şekilde uygulanması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Sarı, “Bizim arzumuz, gemilerin batmamasıdır. Denizde güvenlik kurallarının sıkı bir şekilde uygulanmasıdır. Yükleme prosedürlerine sıkı bir şekilde uyulması ve mutlaka iyi eğitimli, iyi yetişmiş gemicilerin, kaptanın, makinistin gemide istihdam edilmesi gerekir. Bunun altını tekrar tekrar çiziyoruz” dedi.