Bugünün röportaj konuğu başarılı müzisyen Nida Şan. Vakit kaybetmeden sorularımıza başlıyoruz.
Müzikle alakanız ne zamanlarda başladı? Çocukluk yıllarınızda mı? Yoksa daha sonraki yıllarda mı?
Müziğe ailemin ( Ömer Şan – Bilge Şan) sanatçı olmasından dolayı çok küçük yaşlarda başladım. Beş yaşına girdiğimde teyzemin evindeki piyano ve sonrasında bağlama çalarak müziğe ilk adımımı atmış oldum. İlk profesyonel sahne çalışmam ise 14 yaşında Yalova da bir gazino sahnesinde başladı.
Sizin müzikle ilgilenmenize neden olan bir isim var mı? Yerli veya yabancı?
Çocukluğum 80’li yıllarda geçtiği için o dönemin ekolü bir çok yabancı sanatçıyı hayranlıkla izlerdim. Yaptığım müzikle çok bağlantılı olmasa da Michael Jackson, Stevie Wonder ve Freddie Mercury gibi özel sesleri dinlerdim. Hatta Michael ve Stevie Wonder sahnesini yakından seyretme fırsatım oldu.
Türk müziğindeki son durum hakkında ne düşünüyorsunuz? Pop müziğin dönemi kapanıyor tezine katılıyor musunuz?
Türk müziği diye bir genelleme yapmayacağım ama dünya genelinde müzik enteresan bir girdap içerisinde… Yapılan her şey tekrar tekrar yinelenmekte ve yeni bir şeyler üretilmiyor. Çoğu şarkı birbirinin kopyası haline geldi. Sadece soundlar değişiyor. Yakın zamanda çıkan şarkılarında eski soundlar da olması “Artık bir şey üretilemiyor mu?” Sorusunu aklımıza getiriyor. Burada değişen tek şey aslında notalar değil sözler oluyor.
Bu yüzden genel olarak yeni bir şeyler üretilmedikçe, bir müzisyen olarak sektörün yerinde saydığını düşünüyorum.
Avrupa’daki müzikseverler Eurovision şarkı yarışmasının heyecanını yaşıyor. O platformla ilgili ne düşünüyorsunuz? Kazanan ülke gerçekten müziğiyle mi kazanıyor?
Açıkçası Eurovision’da müziğin yanı sıra politik bir sistemin yürüdüğünü ve ülkeler arası çıkar ilişkilerinin olduğunu bir çoğumuz tahmin ediyordur. O yüzden çok fazla yorumda bulunmayacağım.
Önce Kral TV daha sonrasında PowerTurk yayın hayatına son verdi. Müzik kanallarının etkisini yitirmesini neye bağlıyorsunuz?
Artık farklı bir nesil ile yapay zekaların, teknolojinin ve dijital dünyaların kapılarını açtık. Her şeyin değiştiği gibi TV’de yerini dijital çağa bırakıyor. İnsanların TV karşısında zaman kaybedecek vakitleri yok. Filmler, klipler, şarkılar v.s her şey elimizdeki cep telefonlardan ve tabletlerden takip edilebiliyor. O yüzden sürekli güncellenerek yeni platformlarda kendilerini göstermek durumundalar.
Bir söz yazarı ve besteci olarak sizin ilham kaynağınız ne oluyor? Her yaşanmışlık bir yeni şarkı üretiminin sebebidir diyebilir miyiz? Yoksa daha profesyonel bir gözle mi bakmak gerekir?
Bir besteyi veya sözü yazarken genelde ya o ruh hali içinde oluyorsunuz ya da kendinizi o hissiyat içerisine sokuyorsunuz. Sizin veya çevrenizde yaşananlar konusunda empati yapıp yaşayan kişinin ruh hali içine girmek çok önemli. Söz yazmak veya beste yapmak için profesyonel olmak gerekmiyor ama tabii ki bazı dikkat edilmesi gereken unsurlar var.
Müzikal olarak yapmayı hayal ettiğiniz şeyler var mı?
Ben aynı zamanda film, dizi, reklam, tiyatro ve belgesel müzikleri yaptığım için hazırlamış olduğum 1-2 proje mevcut. Yakın zamanda hazırladığımız yeni bir müzikal de izleyicisiyle buluşacak.
Bir albüm hazırlığı var mı? Müzikseverlere yeni şarkıların müjdesini verebilir miyiz?
Yapmış olduğum hali hazırda 5 tane şarkı mevcut. Bu sene içerisinde hem “AGA ProjecT” olarak hem de “Nida Şan” olarak iki proje çıkarmayı planlıyorum.
Size çok teşekkür ediyorum. Yeni projelerinizin yolu şimdiden açık olsun.