Başarı istikrarla gelir… Cezası nedeniyle bu maçta forma şansı bulamayan Josef, son maçlarda yaptığı pozisyon ve kademe hataları ile göze batan Wellinton ve rotasyon denilen sistemin kurbanı olan Ersin’in yokluğunda Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’nde prestij maçına çıktı.
İlk yarıda hem baskılı hem de dengeli bir oyun anlayışı içinde olan Kara Kartal, zaman zaman savunmada dengesiz hareketlerde bulunsa da planında başarılı oldu. Ghezzal’ın ayağından bulduğu penaltı golü ile soyunma odasına 1-0 önde girdi. İlk yarıda savunmada sağlam duran Montero, nerde nasıl duracağını çok iyi bilen ve tek toplarla oyunun yönünü çok iyi değiştiren Pjanic ve aylar süren sakatlığının ardından tekrar sol tarafı hareketlendiren N’koudou göze batan isimler oldu.
Beşiktaş ikinci yarıya oyuncu değişikliği yapmadan başlarken Ajax, golcü oyuncusu Haller’i oyuna aldı. İlk yarıya oranla çok daha baskılı oynayan Ajax, oyuna sonradan giren Haller’in iki golüyle 2-1 galip gelerek liderliğini perçinledi. Gelelim Beşiktaş’a. Geçen sezonu bu kadar kısıtlı kadro ile geçiren ve üstüne büyük iş başararak şampiyon olan takım nasıl bu hale geldi ? Çok geriye gitmeye de gerek yok aslında.
Lig’in ilk 5 haftasında gol dahi yemeyen takım nasıl böyle fazla hata yapıp pozisyon vermeye başladı ? Normal olan şey, genişleyen kadroda forma savaşı verilir. Salih ve oğuzhan gibi oyuncular oyun anlamında takıma daha hiç katkı veremediler. Buda yetmezmiş gibi kaprisleri de bitmiyor. Futbol artık çok değişti. Fizik güç baskın olmaya başladı ve bu da Salih ve Oğuzhan gibi oyuncuları etkisiz hale getirmekte.
Avrupa defteri kapandı. Türkiye Lig’ine odaklanma zamanı şimdi. Devre arasına kadar 10 puanın üstünde oluşacak fark neticesinde artık önümüzdeki sezonun kemik kadrosu oturtulmalı. Ersin, Rıdvan, Montero, Rosier, Serdar, Can, Kartal, Nkoudou, Hasic gibi genç oyuncular takıma sürekli olmak kaydıyla monte edilip Vida, Ghezzal, Josef gibi tecrübeli oyuncularla takımın iskeleti oluşturulmalı. Tabi bunları yaparken Sergen Yalçın egosunu bir kenara bırakacak. Çünkü bunları sıkça yapıyor ve bu da Beşiktaş’a zarar vermeye başladı. En başta takıma yardımcı bir analist hoca gerekli. Sergen’de de , Murat Şahin’de de Beşiktaş ruhu var ama ruh yetmiyor. Yoksa sevgi çerçevesinde geldiği yerden kovularak gitmek zorunda kalacak.
Devre arasından sonra önümüzdeki senenin kadrosu kurulmalı ve artık bu kiralık oyuncu alma devri son bulmalı. Beşiktaş futbol akademisi gerçekten çok iyi çalışmakta. Maçlara sonradan sokmakla değil de sürekli 11 oynatarak güven ve oynama alışkanlığı kazandırılmalı. Beşiktaş taraftarı gençlerle gelecek başarısızlığa sesini çıkarmaz asla. Başarısız olursak bile ruhsuz, beceriksiz, formanın hakkını vermeyen futbolcular ile değil de, canını dişine takarak oynayan oyuncularla gelsin bu başarısızlık derler. Önümüzde bir Giresun maçı var. Maç İstanbul’da ve tam kenetlenme maçı. Güzel oyun her şeyin bir başlangıcı olabilir. Aksi olayda kiralık oyuncular ve sözleşmesi sezon sonu bitecek oyunculardan artık katkı beklemek zor olur. Her zaman arkalarında duran taraftar bile yorulur sabrı tükenir. Beşiktaş takımı cumartesi gününü beklemeli.