En yakın arkadaşınız hırsız çıksa ona karşı davranışınız, tepkiniz, tutumunuz ne olurdu? Siz kaç kere size ait olmayan bir şeyi izinsiz aldınız yada çaldınız? Hiç düşündünüz mü bugüne kadar yaptığınız kötü davranışlar size nelere mal oldu? Siz hırsız mısınız yoksa baş hırsız size zorla bir şeyler mi yaptırıyor?
Hikayenizin kahramanları; Liseye giden üç arkadaş Burçin, Özge ve Çağla.
Marketlere, takı dükkanlarına, mağazalara girip hoşlarına gittikleri eşyaları ve yiyecekleri süveterlerinin içine atıp sonrasında elini kolunu sallaya sallaya çıkan bu grup hiç bir şey olmamış gibi davranıyor ve çaldıkları malzemeleri başkalarına hediye ediyorlardı.
Alışagelmiş bu durum utanmalarından çok daha da çalmaya odaklıyordu ve her geçen gün gruplarına yeni insanlar ekliyorlardı gruba giren büyük bir hevesle akıma kapılıyordu.
Baş hırsızımızın babası otobüs şoförü annesi ev hanımı olsa da aslında zengin sayılırdı.
Okula getirdiği fıstıklı salam en sevdiği kahvaltısıydı. Kıyafetleri güzel ve oldukça çekici bir kızdı, lisenin favorisi aynı zamanda kötü kalpli kavgacı bir kızdı. Herkes ondan korkardı ama ne yazık ki kleptoman değil bir hırsızdı.
Bir gün yine arkadaş grubu olarak büyük bir markete girerler. Süveterlerinin içine çikolata, bisküvi, şekerleri doldurmaya başlarlar. Kapılarda sensör olmasına rağmen aldırış etmeyen bu hırsızlar ne yazık ki kasadan geçerken yakalanırlar. Alarm çalmaya başlar ve birbirine bakan korku dolu bakışlar. Mağaza müdürü gelir ve 3 kişiyi yakalar. Depoya sorguya götürülür ve aranırlar. Fakat 2 hırsızdan bir şey çıkmaz. Çünkü diğeri çalmak istemeyip baş hırsız tarafından sürekli zorlanıyordu. Bir diğeri de o gün hiç bir şey çalmak istememişti.
Özge ve Çağla’da bir şey bulamadıklarından serbest bırakılır Özge anında olay yerini terk eder. Çağla ise korkudan Burçin’in yanında kalır. Burçin öfkelenir, sorular ve aranma karşısında yalan söylemek zorunda kalır, mağaza müdüründen onu polise vermemesi için yalvarır. Özür diler. Ve küçük oldukları için mağaza müdürü affeder. İsimlerini ve okullarının ismini alıp serbest bırakır.
Baş hırsızımız öfkeli çünkü yakın gördüğü bu arkadaşları onun isteklerini yerine getirmemiş birşeyler çalmamış ve onun tabiri ile onu satmışlardır. Dışarıda bekleyen arkadaşlarına rezil olan bu şahıslar tartışmayı yarına bırakmak için evlerine dönerler.
Ertesi gün okulda tartışma başlar. Birileri dün yakalandık polisler okula gelir mi, ailemiz duyar mı diye endişe ederken baş hırsızımız hala yaşadıklarından ders almayıp öfke ve arzularına kapılmış bir şekilde onları tehdit ederek başka şeyler çalmaya ikna etmeye çalışıyordur.
Hepimiz çevremizde bu gibi hikayelere şahit olmuşuzdur. Veya benzer durumları kendimiz yasamışızdır. Kleptoman adı altında bu tür suçları işleyen hırsızlar ortalıkta boy gösteriyor. Malesef ki özellikle ilk okul, lise öğrencileri başkalarında gördükleri ve kendilerinde olmayan maddiyata dayalı eşyaları istiyorlar. Ailesinde alım gücü olmayan birçok insan bu hataları tekrarlıyor ve arkadaş kurbanı oluyor yanlış insanlara bulaşıp kötü yollardan geçiyorlar. Kimisi tehdit edilerek, kimisi dayak yiyerek, kimisi de kendi rızasıyla yapıyor.
Şunu unutmayalım ki günü gelince alamadıklarınız hiç istemediğiniz kadar elinizin altında olacak. Bu yüzden birilerinden korkmayın. Dayak yemenize size zorla kötü işler yapmaya kalkan insanları ailenize gerekirse polise şikayet edin. Emin olun zaman geçtikçe siz çok iyi yerlerde olacaksınız ve size zorla kötü davranan sizden kötü davranışları sergilemenizi isteyen insanlar çok daha kötü yerlerde olacak. Fizikleri, yüzleri, kalpleri değişmiş halde.