YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, “Artık üniversite tercihi yapabilmek için belli bir baraj puanını geçmeniz gerekmeyecek. Sizden gelen yansımalardan da görüyoruz ki barajla birlikte psikolojik bariyer de kalktı” dedi.
YKS’ye girecek adaylar için açıklamalarda bulunan YÖK Başkanı Özvar, şunları kaydetti:
“Sevgili gençler; hepinizin hayallerini kurduğunuz üniversitelere, fakültelere, programlara yerleşecek performansı göstermenizi umut ediyorum. Bildiğiniz gibi bu yıl sınava ilişkin iki önemli düzenlemeyi hayata geçirdik. Birincisi ön lisans ve lisans programlarını tercihte Temel Yeterlilik Testi (TYT) ve Alan Yeterlilik Testleri (AYT) baraj puanları uygulamasını kaldırdık. Artık üniversite tercihi yapabilmek için belli bir baraj puanını geçmeniz gerekmeyecek. Sizden gelen yansımalardan da görüyoruz ki barajla birlikte psikolojik bariyer de kalktı.
İkinci olarak TYT süresini 30 dakika artırarak 165 dakikaya çıkardık. Yaptığımız bu düzenleme ile üzerinizdeki sınav yetiştirme baskısını ve stresi azaltmak istedik. Sorular üzerinde daha fazla düşünebilmeniz, düşünürken hata yapma ihtimalini en aza indirmeniz için sizlere böyle bir hak tanıdık. Sınav süresini uzatarak ve barajı kaldırarak motivasyonunuzu artırmayı amaçladık.
Şunu da özellikle vurgulamak isterim ki sınav süresi ile soruların zorluğu ya da kolaylığı arasında hiçbir bağlantı yok. Biz sizin işlerinizi kolaylaştırmak için gereken önlemleri aldık, performansınızı ve psikolojik motivasyonunuzu yükseltmek için adımlarımızı attık. Yeni akademik yılda sizleri aramızda görmeyi çok istiyor, bunun için sabırsızlanıyor ve tüm üniversitelerimizle heyecanla sizleri bekliyoruz.”
“BU SINAV BAŞARI SIRALAMASINA DAYALI”
Bu yıl YKS’ye 3 milyon 250 bin adayın gireceğini hatırlatan Prof. Dr. Erol Özvar, “Bu sınava girecek müstakbel meslektaşlarımıza başarı dilemek istiyorum. Arzu ettikleri programı umarım kazanmış olurlar. Bu sene pandemiden sonraki ilk sınav olacak. Maskesiz öğrencilerimiz kendi içinde rekabet edecekler. Türkiye’de 1 milyona yakın bir kontenjan var.
Bu kontenjan için 3 milyon 250 bin adayımız üniversite sınavında yarışacaklar. Sınav başarı sıralamasına dayalı bir sınavdır. Yani bu sınavda kim daha fazla soru çözer, kim daha fazla başarılı olursa sınav sıralaması ona göre teşekkül edecektir. Bu açıdan sınavın başarı sıralamasına dayalı olduğunu unutmamaları lazım” dedi.
“DAHA ÇOK SORU ÇÖZMELERİ İÇİN SÜRE UZATILDI”
Sınav süresinin 30 dakika uzatıldığının altını çizen Özvar “Biz YÖK olarak daha önce ilan ettiğimiz gibi bu önemli sınavda, süreyi 30 dakika kadar uzattık. Bunu öğrencilerimiz için; sorularla daha fazla meşgul olmaları, daha fazla çözmeye çalışmaları, biraz da streslerini azaltmaları maksadıyla böyle bir karar aldığımızı bilmenizi isterim.
Bu sınavın 30 dakika uzamasının sınav sorularının kolaylığı ya da zorluğuyla hiçbir alakası yok. Sınavdaki soruların zorluğu ya da kolaylığı bu soruları hazırlayan hocalarımızın, soru hazırlama tarzıyla alakalı. Bizler de soruları bilmiyoruz, bizim için de tam bir merak konusu. Sınavdan sonra soruların durumunu, kolaylığını, zorluğunu birlikte tartışacağız, birlikte değerlendireceğiz” diye konuştu.
REKABETİ ARTIRMAK İÇİN BARAJI KALDIRDIK
YKS’de barajın kaldırılmasıyla ilgili görüşlerini de dile getiren YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu sene ikinci önemli yenilik barajın gerek Temel Yeterlilik Testi’nde (TYT) gerek Alan Yeterlilik Testleri’nde (AYT) kaldırılmış olması. Bizim bunu yapmamızın sebebi, rekabeti biraz daha artırabilmek. Bu barajlar kalktı ama başarı sıralamasına dayalı baraj devam ediyor. Gerek tıp fakültesi, gerek diş hekimliği gerekse hukuk fakültesi gibi branşlarda başarı sıralaması devam etmektedir. Dolayısıyla bu baraj meselesi, büyük ölçüde psikolojik motivasyonu artıracak, öğrenci arkadaşlarımız için de programları tercih edeceği tabanı yaygınlaştırmış olacak.
Daha fazla tercihte bulunabilen öğrenci sayısının artırılmasına vesile olacaktır. Kendilerini rahat hissetmeliler. Önlerinde bir sınav var. Bizler onları üniversitelerde bekliyoruz. Onlarla beraber inşallah geleceği beraber inşa edeceğiz. Onlara üniversitelerimizde bilgi, beceri, yetkinlik, ne varsa tüm bunları öğrencilerimize aktaracağız. Kendilerini iyi bir vatandaş, iyi bir insan, üretken bir şahsiyet olmaları için elimizden gelen her türlü gayreti üniversitelerimizde ortaya koyacağız. İnanıyoruz ki, üniversitelerimizde alacakları bu eğitimle, geleceği inşa edecekler. Zira gelecek gençlerindir.”