Türkiye’de özellikle sanayi bölgelerine yakın yerlerde üretilen bazı balların tahlillerinde insan sağlığı açısından risk oluşturacak düzeyde kurşun ve kadmiyum maddesine rastlanıldı.
Sanayi hareketliliği ve maden zenginliğinin bal kalitesini etkilediğini söyleyen Bayburt Üniversitesi Merkezi Araştırma Laboratuarı Müdürü Doç. Dr. Özkan Bayram, “Numunelerde kurşunun tespiti sanayi ve maden zenginliğinin bitki örtüsüne yansımasıdır” dedi.
Bayburt Üniversitesi Merkezi Araştırma Laboratuvarı’nda, Elazığ’da çeşitli marketlerde bal etiketiyle satılan 30 numune üzerinde araştırma yapıldı. Laboratuvar analizinden insan sağlığı açısından risk oluşturacak düzeyde kurşun ve kadmiyum tespit edildi. Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Bayburt Üniversitesi Merkezi Araştırma Laboratuvarı Müdürü Doç. Dr. Özkan Bayram, Elazığ bölgesindeki sanayileşme ve maden yataklarının, bitki örtüsüne ve bal kalitesine olumsuz yansıdığını belirtti. Ağustos ayında Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaret tescil belgesi alan ‘Bayburt Balı’nda ise herhangi bir sorunun olmadığını ifade eden Bayram, Bayburt’tun sanayi açısından gelişmediğini ve zengin bitki örtüsüne sahip olduğunu belirterek, bu hususların bal kalitesine de yansıdığını vurguladı.
‘BÖLGEYE HAS ENDEMİK BİTKİLER VAR’
Fırat Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya teknik destek sağladıklarını belirten Doç. Dr. Özkan Bayram, “Elazığ bölgesinin sanayisi kısmen gelişmiş ve madenler açısından da zengin bir bölgedir. Numunelerde kurşunun tespit edilmesi de bu sanayi ve maden zenginliğinin bitki örtüsüne yansımasıdır. Bunun haricinde herhangi bir dış faktörden konuşmak doğru olmaz, bu beklenen bir durumdur. Daha profesyonel ve sağlıklı bilgiyi alıp üreticilik yapabilmek, bu problemi aslında giderebilir. Öte yandan Bayburt bölgesinin bitki örtüsünün tespiti için de çalışmalar yürütülmüştür, Bayburt’ta bölgeye has endemik bitkilerin olduğu akademik çalışmalarla teyit edilmiştir.
Bölgenin sanayi açısından kirli olmayışı, bitki örtüsünün zengin olması, florasının zenginliği bal üretimine de olumlu yansıdı. Bayburt’ta bal üretmek için kolları sıvadık ve başarılı sonuçlar aldık. Hem içerdiği elementlerle hem de şeker oranıyla yüksek kalitede bal elde ettik. Tescillenen bu ürün bölgedeki bal yetiştiricilerinin de dikkatini çekti ve girişimlerde bulunuyorlar. Bizlerde üniversite olarak kendilerine teknik desteği her zaman veriyoruz” dedi.
‘SANAYİ TESİSLERİNE YAKIN BAL ÜRETİMİ YAPILMAMALI’
Analiz sonuçlarını değerlendiren Doç. Dr. Özkan Bayram, şunları söyledi:
“Çalışma kapsamında incelenen bal örneklerinde ağır metal miktarlarının farklılık göstermesi, bal arılarının türü, coğrafik bölge, bitki türleri, endüstriyel kirlilik, bala uygulanan hatalı işlemler, metal kap veya ekipmanla temas, zirai kimyasal maddeler gibi faktörlere de bağlandı. Analiz sonuçları için, alüminyum ve arsenik, düzeylerinin insan sağlığı açısından risk oluşturmayacak derecede düşük olduğu, buna karşılık kurşun ve kadmiyum düzeylerinin tüketici sağlığı açısından potansiyel bir risk oluşturabileceği ortaya çıktı.
Toksik metallerle yüksek düzeyde kontamine gıdalar tüketiciler tarafından aldığında metal toksisitesi oluşabileceği gibi, az miktarda metallere uzun süre maruz kalmanın da zaman içinde kümülatif etkilerden dolayı kronik toksisiteye neden olabileceği bilinmektedir. Balların ağır metallerle kontaminasyonunun (bulaşma) azaltılmasında, tarım ilaçlarının yoğun kullanıldığı çevrelerde ve şehir merkezlerine, otoyol ve sanayi tesislerine yakın bölgelerde bal üretiminin yapılmaması gerekmektedir. Ayrıca, ağır metal içermeyen arıcılık ilaçları kullanılmalıdır. Bu konularda, bal üreticilerinin bilinçlendirilmesi önem arz ediyor.”