Bakanlar Marmaris’te durum değerlendirmesi için açıklamalarda bulundu
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Marmaris Öğretmenevi’ndeki Yangın Yönetim Merkezi’ne gelerek basın açıklamasında bulundu. Muğla il genelinde 1 hafta yağış beklenmediğini dile getiren Bakan Pakdemirli, “Cuma günü rüzgarın güneybatı ve güney yönlerinden saatte 20 ile 40 kilometre hızla esmesi bekleniyor. Cumartesi kuzey yönlerinden 30 ile 50 kilometre ondan sonra da 60 kilometre. Pazar günü rüzgarın etkisini kaybetmesini bekliyoruz. 5 günlük nem, günlük yaklaşık yüzde 20 gece de 40 ile 50 civarında.” diyerek meteorolojik bilgiyi paylaştı.
‘5 İL 18 İLÇE VE 99 KÖYLE 714 ÇİFTÇİ ETKİLENDİ’
Bakan Pakdemirli, yangının yolaçtığı tahribatla ilgili verdiği bilgide, “Bildiğiniz üzere burada hem yangınlarla ilgili çalışmalar hem de AFAD‘ın ve ilgili kurumların hasar tespit çalışmaları devam ediyor. 5 il 18 ilçe ve 99 köyde 3 bin 714 çiftçi, 31 bin dekar alan, 668 dekar orta altı üretim alanı, 397 büyükbaş 3 bin 961 küçükbaş, bin 350 tarımsal yapı, bin 137 alet-makine ve 2 bin 88 ton depo ürünü hasar görmüştür. Bunların tazminiyle ilgili gerekli açıklamalar yapıldı. Bugüne kadar 108 milyon TL sigorta bedeli olan 555 ihbarın notunu aldık ve bunların da çalışmaları devam ediyor” dedi.
‘KEMERKÖY TERMİK SANTRALİ ÇOK CİDDİ BİR HASAR ALMADAN ATLATILMIŞ OLDU’
Kemerköy Termik Santrali’ndeki yangınla alakalı da konuşan Pakdemirli, “Yangın Kemerköy’de santralinin şaft sahasına atladı ve ondan sonra da karşı tepeye atlayarak devam etti. Konuyla alakalı Enerji Bakanımız gerekli incelemeleri yaptı. Ancak ilk tespitlere göre Kemerköy Termik Santrali çok ciddi bir hasar almadan bu konuyu atlatmış oldu” ifadesini kullandı.
‘SON 2 YILDA 5 BÜYÜK YANGIN, 9 GÜNDE İSE 15 BÜYÜK YANGIN YAŞADIK’
Müdahalede araç sayılarının da hesaba katılması gerektiğini belirten Pakdemirli, “Sadece uçak ve helikopter üzerinden konuşmak değil, bunlarla beraber diğer makine ve tesisat ile insan sayıları üzerinde durmamız gerekiyor. Artan yangınlara karşı hava ve kara müdahale araçlarını hızlıca artırdık. Örneğin 28 Temmuz’da 49 yangına envanterimizdeki 1 uçak 21 helikopter ve 206 arazözle müdahale ederken, 31 Temmuz’da 107’ye ulaşan yangınlara 6 uçak, 36 helikopter ve 736 arazözle müdahale ettik. Yine 4 Ağustos’tan sonra da 16 uçak, 56 helikopter 850 arazöz ve su tankeriyle de etkin müdahalemize devam ediyoruz. Son 2 yılda 5 büyük yangın yaşadık, ancak son 9 günde 15 büyük yangın yaşadık. Toplam 16 uçak, 56 helikopter ve 7 jandarma helikopteri de filomuza destek veriyor” diye konuştu.
FARKLI ÜLKELERDEN GELEN DESTEKLER
Farklı ülkelerden de 23 hava aracının filoya destek verdiğini belirten Bakan Pakdemirli, “Rusya’dan 5 tanker uçak ve 3 helikopter, Ukrayna’dan 3 tanker uçak, 4 helikopter, İspanya’dan 2 amfibik uçak, Hırvatistan’dan 1 amfibik uçak, İran’dan 1 tanker uçak ve 2 helikopter, Azerbeycan’dan da 1 uçak ve 1 helikopterle havadan müdahaleye devam ediyoruz. Azerbeycan’dan 53 yangın söndürme aracı ve 500 personel aramıza katıldı. Azerbeycan Olağanüstü Haller Bakan Yardımcısı da burada bizimle beraber. Katar’dan 65 arama kurtarma personeli de sahada çalışmalarına devam ediyor” dedi.
‘HER VATANDAŞ İÇİN 3’ER FİDAN’
Yanan alanların ne olacağı konusunun sürekli speküle edildiğini söyleyen Pakdemirli, “Yanan yerler tekrar ağaçlandırılır. Anayasanın 164’üncü maddesi uyarınca yanan alanlar tekrar ağaçlandırılır ve başka amaçla kullanılamaz. Yangınlar soğutulduktan sonra en kısa sürede hasar tespiti yapılacak ve yanan ağaçlar en kısa zamanda sahadan çıkartılacak ve ilk yangından sonra fidan dikimi başlayacak. Yeni ağaçlandırma yine doğal bitki örtüsüyle de uyumlu olacak.
Geleceğe nefes kampanyası ile toplam 252 milyon fidan ki bunun şöyle bir önemi var, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı için 3’er fidanı yıl bitmeden mutlaka dikeceğiz. Buradaki ana amacımız vatandaşımızla beraber el ele sahada dikmek. Yangınlarla mücadele eylem planları ve küresel ısınma ve iklim değişikliğine göre hem kamuda hem bizim Bakanlığımızda revize edileceğini de söylemek isterim. Kamu kurumları ve belediyeler arasında koordinasyonun biraz daha güçlendirilmesi gerektiği konusundaki fikirlerimi daha önceden ifade etmiştim. Orman köylülerimizin daha fazla desteklenerek, ormana daha fazla sahip çıkılmasını sağlayacağız” ifadelerini kullandı.
‘AKDENİZ ORMAN YANGINLARI MÜCADELE BİRLİĞİ KURULMASININ VAKTİ GELMİŞTİR’
Bundan sonra akut dönemleri sıcak hava ve küresel ısınmayla beraber yaşanacağının anlaşıldığını ifade eden Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Bize göre, Akdeniz Orman Yangınları Mücadele Birliği, böyle bir birliğin kurulmasının vakti gelmiştir. Akut dönemleri geride bırakmak için ülkelerin kendi güçleri, yedek güçleri ve birbirleriyle alışveriş yapabileceği, makine teçhizat ve hava aracı gibi konularda paylaşım yapabileceği bir birliğin önemli olduğunu düşünüyorum. Bunu özellikle Akdeniz iklim kuşağındaki ülkelerle paylaşıyor olacağız. Orman Teşkilatımız dünyanın önde gelenlerinden bir tanesi.
Bin 667 noktada ilk müdahale ekibi var. Kamuoyundaki tartışmaların birçoğunun uçak, helikopter ve diğer konular üzerinden gittiğini görüyorum ancak bizim asıl varlığımız, en önemli mücevherimiz insan kaynağımız. Binlerce noktada su alma havuzlarımız var, toplam 21 bin 90 personelimiz var. Farklı tiplerden de toplam 4 bin 300’ün üzerinde yer müdahale aracımız var. Hava araçlarımızın toplam kapasitesinin 2002 ile karşılaştıracak olursak yüzde 75 artışımız var. 2002’de 68 ton olan su kapasitemiz 2021’de 119 tona çıkmış. İlk kez İHA’ları kullanmaya başladık. Bu kamuoyunda pek konuşulmayan bir konu, ancak orman yangınlarıyla mücadelede askeri İHA’ların kullanılması konusu Türkiye’nin ele aldığı ve dünyada bir görüşe göre birinci bir görüşe göre ABD’den sonra ikinciyiz” dedi.
‘AĞAÇLANDIRMADA AVRUPA’DA BİRİNCİ, DÜNYADA DÖRDÜNCÜYÜZ’
Bakan Pakdemirli, geçen yıl yangınlarda kullanılan İHA’ların ilk denemesinin yapıldığını söyleyerek, “Bu yıl 9 İHA, 10 dron ve insansız helikopterleri kullanmaya başladık. Tüm bunları yapan orman teşkilatımızın hem yeşili koruma ve artırma görevi var. Son 19 yılda 5 buçuk milyar fidanı toprakla buluşturan bu teşkilat 19 yılda da orman varlığımızı 2 milyon hektar artırdı. Orman varlığı sıramızda, 2015’te 46’ncı sıradayken 2020’de 27’nci sıradayız. Ağaçlandırmada Avrupa’da birinci ve dünyada da dördüncü sıradayız. Bundan sonra da bu konuda iddialıyız.
Ekibim, teşkilatım şu anda yorgun ama hala motiveler. Hala çok istekli bir şekilde bir an evvel bu yangınların söndürülmesi için çalışıyorlar. Vatandaşlarımızdan biraz daha sabır istiyorum. Gün tartışma günü değil, alevlerle tek vücut bir şekilde savaşma günü olduğunu düşünüyorum. Polemiklerden ve bilgi kirliliğinden uzak durmayı tüm vatandaşlarımıza tavsiye ediyorum. Sadece resmi açıklamalara itibar edilmesi çok önemli” diye konuştu.
‘552 KİŞİ YANGINDAN ETKİLENEREK HASTANELERE MÜRACCAT ETMİŞTİR’
Bekir Pakdemirli’nin ardından söz alan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir taraftan yangınla mücadelenin devam ettiğini diğer taraftan da vatandaşın yangından dolayı karşı karşıya kaldığı zararların bir devlet olmanın gerekliliğiyle karşılamaya çalışıldığını ifade ederek, “Şu ana kadar 54 ayrı birimden yangın sebebiyle 11 bin 844 haneden 36 bin 365 vatandaşımız tahliye edildi. Bunların bir kısmı KYK misafiri oldular, bir kısmı konteyner ve çadırlarda barınıyor, diğer bir kısmı da kendi aileleri, yakınları ve akrabalarına intikal ettirildiler. Muğla ölçeğinde 971 bina, bin 943 bağımsız bölüm tespiti yapılmıştır. Bunların bir bölümü az hasarlıdır, bir bölümü orta, bir bölümü ağır bir bölümü de yıkıktır. Toplamda 156 bina ve acil yıkılacak, ağır hasarlı 77 konut da yine aynı kapsamdadır.
Hem Çevre ve Şehircilik Bakanklığı, hem Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı hem de AFAD toplamda buraya 20 milyon TL’lik bir yardım göndermiştir. Zarar tespiti yapılanlarla ilgili hem eşya hem de kiraya çıkma yardımları da tespit edildiği andan itibaren vatandaşlarımızın hesaplarına aktarılmaktadır. Kızılay da tüm afet bölgelerinde vatandaşımız ve yangınla mücadele eden ekiplerimizin yanındadır. Yemek dağıtımı, su, ikramlık malzeme gibi tüm konularda Kızılay gereğini yapmaktadır. Yine elektrik kısmen verilemeyen mahalleler var ama tam verilemeyen bir tek mahalle var. Yaklaşık 10 kilometrelik bir hat var şu anda sıkıntılı olan ve tamiri gereken, 103 elektrik direğinde de hasar var, bunların da gereği yapılmaya çalışılmaktadır. 552 kişi yangından etkilenerek hastanelere müracaat etmiştir. Kimisinin müşahedesi kimisinin ise yatarak tedavisi devam etmektedir” dedi.
‘HERHANGİ BİR RADYOAKTİF SIZINTI TESPİT EDİLEMEDİ’
Bakan Soylu, 300 sağlık çalışanının her gün sahada olduğunu ifade ederek, “Bugün itibariyle 35 ayrı mahalle ve 6 ilçede yangınla mücadele edilmektedir. Yine ifade etmem gerekir ki Kemerköy Termik Santrali’nde meydana gelen olaydan hemen sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ekipleri hemen gerekli ölçümleri gerçekleştirmiştir. Herhangi bir radyoaktif sızıntı tespit edilememiştir. Zaman uzadıkça motivasyon düşmemekte, zaman uzadıkça yorgun olunmasına rağmen yorgunluk gösterilememeye çalışılıyor. Herkes büyük bir mücadele veriyor.
Öyle tablolara şahit oluyoruz ki büyük milletimizin asaletini burada her an yaşıyoruz. Hem kahramanlarımızın ortaya koymuş oldukları mücadeleye, hem bir şey yetiştirebilir miyim, bir ağaç bile yanmasın mücadelesini gerçekleştirdikleri büyük bir anlayış hala sahada devam etmektedir. Hala hem havadan hem de karadan büyük bir mücadele verilmektedir. En ufak bir eksiklik ve aksaklık yapmamak için gece gündüz gayret ediyoruz” diye konuştu.
‘172 SOSYAL MEDYA İÇERİĞİNE İŞLEM GERÇEKLEŞTİRİLDİ’
Her meselenin bir iyilik tarafı bir de kötülük tarafı olduğunu, bunun hayatın olağan akışının bir gerçeği olduğunu kaydeden Bakan Soylu, “Provakasyon yapmak isteyenler var, sahada bu konuda motivasyonu düşürmeye çalışanlar var. Sahanın dışında motivasyon düşürmeye çalışanlar var. Ancak buna aldırmadan yola devam edildiğini ifade etmek istiyoruz. Şu ana kadar sosyal medyada 3 bin 246 içerik tespit edildi, bunların da 172’sine işlem gerçekleştirildi. Bu arada tespit edilen işlemler ve ihbarlar hala devam etmektedir. Neticede deprem oluyor, ondan sonra yaraları sarmaya çalışıyorsunuz. Bir selle karşılaşıyorsunuz, sonra yaraları sarmaya çalışıyorsunuz. Ancak burada hem yaraları sarıyorsunuz, bir taraftan da afet devam ediyor. Burada farklı bir afet türü ile karşı karşıya kaldığımızı ifade etmek istiyorum” dedi.