Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Yenidoğan Çetesi’ne ilişkin soruşturma sürecini anlatarak, soruşturmanın gizli yürütüldüğünü belirtti.
Tunç, “Suçlular bakımından yaklaşık 1 yıllık bir araştırma ve soruşturmanın neticesinde 26 Nisan 2024 tarihinde soruşturma kapsamında 47 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 4’ü doktor, 18’i hemşire, 112 personelleri de var içerisinde, hastane görevlileri de var. Toplamda 22’si tutuklandı. 11 doktor olmak üzere, 25 kişi hakkında da adli kontrol kararı verildi” dedi.
AK Parti Karabük İl Başkanlığı’nın 8’inci Olağan Kongresi’ne katılmak için Karabük’e gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 100. Yıl Kültür Merkezi’ndeki kongre sonrası gündeme dair gazetecilere açıklama yaptı. Bakan Tunç, ‘Yenidoğan Çetesi’ ile ilgili, “2023 yılının 27 Mart tarihinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) bir vatandaşımızın ihbarıyla başlayan bir süreç oldu. İstanbul’daki bazı hastanelerde, özel hastanelerde yenidoğan yoğun bakım üniteleriyle ilgili olarak bir şikayet meydana geldi. Özellikle yenidoğan bakım ünitelerinin işletilmesiyle ilgili maddi çıkar sağlandığını ve bebeklerin ölümüne neden olunduğuna ilişkin ihbarlar neticesinde bir soruşturma başlatıldı. Sağlık Bakanlığımız, konuyu İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne ilettikten sonra, il sağlık müdürlüğümüzle gecikmeksizin hem idari soruşturma başlattı hem de adli soruşturma olarak Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. Kolluk güçlerimiz, mali şube, birtakım araştırmalar yaptıktan sonra soruşturma derinleştirildi. Yani konunun hem maddi menfaat sağlama hem de bebeklerin ihmal suretiyle ölümüne neden olma suçlamasıyla soruşturma derinleştirildi. Bu süreç içerisinde tabii teknik takipler, dinleme, ceza mahkemesi kanunumuzun 135 ve 140 maddeleri çerçevesi içerisinde deliller toplandı. Bu deliller toplanırken savcılığımız sağlık müdürlüğü hep irtibatlı oldu” dedi.
SORUŞTURMA KAPSAMINDA 47 GÖZALTI
Soruşturmanın gizli yürütüldüğünü belirten Bakan Tunç, “Soruşturma gizli ama bebeklerle ilgili bir risk ortaya çıktığında da bu hemen ilgili sağlık müdürlüğüne bildirilerek onların korunması, onların hayata tutunmasıyla ilgili olarak da titiz davranıldı ve bu anlamda tespit edilen suç kayıtları ve tespit edilen suçlar bakımından, suçlular bakımından yaklaşık 1 yıllık bir araştırma ve soruşturmanın neticesinde 26 Nisan 2024 tarihinde soruşturma kapsamında 47 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 4’ü doktor, 18’i hemşire, 112 personelleri de var içerisinde, hastane görevlileri de var. Toplamda 22’si tutuklandı. 11 doktor olmak üzere, 25 kişi hakkında da adli kontrol kararı verildi. O günden bu yana iddianameyle ilgili hazırlıklar devam etti ve bu süreç içerisinde iddianame hazırlığı tamamlandıktan sonra da iddianame Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü bir soruşturma, Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’ne iddianame sunulmuş durumda” diye konuştu.
SAVCIYA TEHDİTE SORUŞTURMA
Olayla ilgili iddianamenin hazırlanmasının ardından, soruşturmayı yürüten savcıya yönelik tehdit olayından da bahseden Adalet Bakan Tunç, “Tabi soruşturmayı yürüten bir savcıyla ilgili olarak kamuoyuna yansıyan bir tehdit durumu oldu. Onunla ilgili de ayrıca soruşturma açıldı. Hiç kimse yargı mensuplarımızı bu şekilde tehdit edemez ve korkutamaz. Yargı mensuplarımız, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı çerçevesi içerisinde görevlerini yaparlar. Görevlerini ifade ederken hiçbir kimseden çekinmezler. Bu kapsamda da özellikle yargı görevini etkilemeye yönelik ve soruşturmayı yürüten savcıyı tehdide yönelik kişiler hakkında da bir soruşturma açıldı. O soruşturma da bir yandan devam ediyor. Şu anda mahkeme iddianameyi değerlendirme aşamasında, değerlendirdikten sonra iddianamedeki iddialar, kişiler, yargılanan, yargılanması istenilen kişiler kamuoyu tarafından görülmüş olacak. Ama şu anda bekleyeceğiz. İddiaların neler olduğu suç kayıtlarının neler olduğu ve delillerin neler olduğunu elbette ki mahkeme iddianameyi kabul ettikten sonra görebileceğiz” dedi.
‘KARARLILIĞIMIZDAN KESİNLİKLE ZERRE TAVİZ VERMEYİZ’
Bakan Tunç, sorumluların hesap vermesi konusunda kararlı olduklarını ifade ederek şunları söyledi:
“Burada şunu ifade etmek istiyoruz. Özellikle ben bir baba olarak şunu ifade etmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiçbir zaman gerek kamu hastanelerinde gerek özel hastanelerde bebeklerin ölümüne müsaade etmez. Bu anlamdaki kararlılığımızı sürdürmeye devam ederiz. Başından beri bunu devam ettirdik ve bundan sonra da edeceğiz. Özellikle maddi menfaat uğruna unvanları ne olursa olsun. İster doktor olsun. Bunlar eğer bebeklere yönelik böyle bir ihmal suretiyle de olsa sadece maddi menfaat için bu tür çıkar sağlamaya yönelik bir durum söz konusuysa bunun hem idari soruşturmasını sonuna kadar yaparız. Hem de yargı o suçu işleyenlerle ilgili gerekli soruşturmayı yapar ve yargı önüne koyar. Dün de Sayın Cumhurbaşkanımız Sağlık Bakanımızla birlikte bizleri kabul etti ve orada da bu soruşturmanın titizlikle devam etmesini ve varsa sorumlular bu konuda bebeklerin ölümüne yol açan bir durum söz konusuysa gerek idari gerek adli ne gerekiyorsa yapılması konusundaki kesin kararlılığını da ifade etti. Bu kişilerin yargı huzurunda hesap vermelerini istedi. Bu anlamda da zaten süreç devam ediyor. Önümüzdeki günlerde Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu konudaki iddianameyi değerlendirme hususunu hep beraber takip edeceğiz ve kabul edildikten sonra da gizlilik ortadan kalkacak ve kamuoyu bu iddialarla ilgili olarak suçlamaları ve suçlanan kişileri de görmüş olacak. Temennimiz bu sürecin hızlı bir şekilde sonuçlanması ve yargı sürecinde de varsa sorumluların hesap vermesi bu konudaki kararlılığımızdan kesinlikle zerre kadar taviz vermeyiz.”