Sakarya’nın Sapanca ilçesinde Uludağ Ekonomi Zirvesi, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açılış konuşmasıyla başladı. Şimşek, geçen eylül ayında Türkiye’nin orta vadeli programının açıklandığını ve güçlü bir şekilde uygulandığı ifade ederek, “Orta vadeli programda en büyük önceliğimiz fiyat istikrarı” dedi.
Capital, Ekonomist, Start Up ve Ceo Life dergileri tarafından 2012 yılından bu yana düzenlenen, ana sponsorluğunu Uber’in yaptığı; iş ve ekonomi dünyasının önemli aktörlerini buluşturan Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin 13’üncüsü Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de katılımıyla Sakarya’nın Sapanca ilçesinde başladı.
‘Sorumlu ve Duyarlı Liderlik: Teknoloji ve Yapay Zeka Çağında Gezegen ve İnsanlıkla Uyumlu Bir Sisteme Öncülük Etmek’ temasıyla düzenlenen zirvede açılış konuşması yapan Bakan Şimşek, “Küresel ekonomik görünüme baktığınız zaman Türkiye lehine daha olumlu bir arka plan var. Birincisi, bizim ana ticaret ortaklarımızda bir toparlanma öngörülüyor. Bu iyi bir haber. Biz büyümeyi yeniden dengelerken, iç talebin bir miktar yumuşadığı bir dönemde dış talebin destekleyici olması bizim için çok önemli. İkincisi, küresel dezenflasyon devam ediyor. Her ne kadar son aşamadaki düşüş biraz zorlayıcı da olsa küresel dezenflasyonun devamını bekliyoruz.
O da belki beraberinde dünyanın önde gelen merkez bankalarının finansal piyasalara yönelik olarak finansal koşulları daha destekleyici hale getirme, dolayısıyla bizim gibi ülkelere fon akışına daha destekleyici bir sürece girme ihtimalleri yüksek. Emtia piyasalarına baktığımız zaman IMF’nin öngörüsü reel olarak emtia fiyatlarının istikrarlı bir şekilde devam edeceği yönünde. O anlamda da destekleyici. Jeopolitik gelişmeler önemli ama bu gelişmeler aslında bölgede Türkiye’nin stratejik önemini de ön plana çıkartacak. Dolayısıyla küresel arka plana baktığımız zaman Türkiye’yi daha destekleyici bir arka plan söz konusu” dedi.
‘YAPISAL REFORMLAR ESAS BELİRLEYİCİ OLACAK’
Şimşek, jeopolitik gelişmeler ile finansal stres arasında ayrışma olduğunu belirterek, “Önümüzdeki 5 yıllık perspektifte küresel büyüme her ne kadar dirençliyse de nispeten yavaş seyredecek. Ama orta vadede büyümeyi olumlu etkileyecek bir yapay zeka kullanım beklentisi var. Yapısal reformlar esas belirleyici olacak. Orta ve uzun vadeli büyümeyi olumlu etkileyebilir. Aşağı yönlü de maalesef ticarette parçalanma, ticarette korumacılık önemli bir faktör” diye konuştu.
‘EN BÜYÜK ÖNCELİĞİMİZ FİYAT İSTİKRARI’
Bakan Şimşek, geçen eylül ayında Türkiye’nin orta vadeli programının açıklandığını ve güçlü bir şekilde uygulandığı ifade ederek, “Programımız çalışıyor. Arzulanan sonuçları veriyor. Programı güçlendireceğiz. Uygulamakta ve Türkiye’nin makro ekonomik sorunlarını çözmekte son derece kararlıyız. Orta vadeli programda en büyük önceliğimiz fiyat istikrarı. Çünkü fiyat istikrarı olmadan sürdürülebilir yüksek büyümeyi yakalamamız zor. Fiyat istikrarını destekleyici nitelikte mali disiplin ve bunun yan ürünü olarak da daha sürdürülebilir bir cari açık ön görüyoruz. Bütün bu kazanımlarımızı kalıcı hale getirecek yapısal dönüşümü de bu program içeriyor” ifadelerini kullandı.
‘ENFLASYONLA MÜCADELE BİR SÜREÇ İŞİDİR’
Şimşek, enflasyonla mücadelenin bir süreç işi olduğunu ifade ederek, “Merkez bankamızın bir dezenflasyon politikası var. Biz 2023’ün haziran ayı ve 2024’ün Haziran dönemini bir dezenflasyon dönemi olarak hiçbir zaman öngörmedik. Biz bunu bir geçiş dönemi olarak öngörüyorduk. Daha sonra bir kontrol dönemi var ve dezenflasyon dönemi var güçlü bir şekilde.
Dolayısıyla dezenflasyon bu yılın ikinci yarısında başlayacak. Dezenflasyona geçiş için para politikasında bir normalleşme ve yeniden inşa süreci gerekiyordu. Bunu şu an merkez bankamızın ifadesiyle başarmış durumdayız. Önümüzdeki dönemde dezenflasyonu destekleyecek maliye politikası ve yapısal reformlar anında adımlar atılacak. Dezenflasyon zaman alıyor. Enflasyonla mücadele bir süreç işidir. Bunun bir süreç olduğunu ve para politikasının gecikmeli şekilde etkide bulunduğunu hatırlamak lazım” dedi.
SEDEF SEÇKİN BÜYÜK: HEDEF, YEŞİL VE TEKNOLOJİK DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRMEK
Programda açılış konuşması yapan Capital, Ekonomist, StartUp Dergileri Yayın Direktörü Sedef Seçkin Büyük, hedefin yeşil devrimi gerçekleştirmek olduğunu ifade ederek, “Su, hava, topraktaki kirlenme ve iklim krizi gibi problemler artık alarm noktasında. Dahası da var. Su, gıda, enerji gibi kıt ve değerli kaynakların paylaşımı için her yıl yeni ve büyük, boyutları da büyüyen savaşlar art arda bomba gibi patlıyor. Bu patlamaların yıkıcı ve yok edici hazin etkileri tüm insanlığa sıçrayarak derin yaralar açıyor.
Gezegenin ve insanlığın ihtiyaç duyduğu kalıcı barış ortamını sağlayabilmek, yeşil ve teknolojik devrimi gerçekleştirebilmek ise ancak ‘sorumlu ve duyarlı bir liderlik’ anlayışıyla mümkün. İşte bu bakış açısıyla ‘sorumlu ve duyarlı liderliğin’ önemine ve değerine 2024 yılı zirvemizde özel bir vurgu yapmak istedik” diye konuştu.
ANABEL DİAZ: UBER DİJİTAL DÜNYAYI GERÇEK DÜNYAYA BAĞLADI
Zirvede açılış konuşmacılarından Uber EMEA Mobilite Başkan Yardımcısı Anabel Diaz ise “Türkiye, Uber için sadece bu bölgenin değil, dünyanın en önemli pazarlarından biri olma potansiyeline sahip. İstanbul, Uber’in Londra, New York ve Mexico City gibi dünya çapındaki en büyük şehirlerinden bazılarıyla aynı seviyede bulunuyor. Türkiye, Uber’in ilk 5 ülkesinden daha fazla turist çekiyor.
Uber’in buradaki işinin belkemiğini temsil eden yerel taksi sürücüleriyle ortaklık kurarak Türkiye’nin geleceğine yatırım yapmak istiyoruz. Teknolojimizin faydalarını Türkiye genelinde daha fazla şehre ve topluma ulaştırmaya, şehirlerimizin hareket etme şeklini iyileştirme ve herkes için daha fazla ekonomik fırsatın önünü açmak için yerel kurumlar ve operatörlerle ortaklık kurmaya kararlıyız” ifadelerini kullandı.
Sakarya’nın Sapanca ilçesinde düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyonun sıkı para politikası, sıkı maliye politikası, hedeflerle uyumlu gelirler politikası, yapısal dönüşüm ve verimlilikle indirilebileceğini belirterek, “Bu konuda epey mesafe kat ettik. Sonuçları yılın ikinci yarısında almaya başlayacağız. Merkez Bankamız para politikasında önemli adımlar attı. Sadece geleneksel sıkılaşmaya gitmedi. Şu anda seçici kredi sıkılaştırması politikası uyguluyor. Ayrıca miktarsal sıkılaşmaya gitti. Faizin durduğu yere oranla para politikası daha sıkı bir durumda” dedi.
‘TEDBİRLER ALINMASAYDI ÇOK YÜKSEK BİR BÜTÇE AÇIĞIYLA KARŞI KARŞIYA KALACAKTIK’
“Geçen sene Türkiye çok büyük bir deprem yaşadı. Tedbirler alınmasaydı çok yüksek bir bütçe açığıyla karşı karşıya kalacaktık. Orta vadeli programda milli gelire oranla yüzde 6.4’lük bir açık ön gördük. Ama yılın sonunda daha yüksek gelir performansı sayesinde geçen sene açığı yüzde 5.2’de tutabildik. Bu açığın sadece 1,6 puanı normal açık. Geriye kalan kısım aslında depremle ilgili yaptığımız harcamalardan kaynaklanıyor. Tabi ki bu enflasyonu etkiledi ama bu tek seferlik bir harcama. Türkiye bununla yaşayabilir. Bu sene de deprem harcamaları ön planda ama biz önümüzdeki seneden itibaren deprem harcamaları dahil bütçe açığını yüzde 3’ün altına çekeceğiz. Bu sene harcama ayağına odaklanacağız. Kamuda tasarruf ve harcama kontrolü üzerinde bir süredir çalışıyoruz. Harcamaların gözden geçirilmesi bir süreç işi. Tasarruf konusunda çalışmalarımızı nihai bir noktaya getirdik. Yakında bazı hususlarda gereken adımları atacağız. Kamuda tasarruf artışı ve harcama kontrolü 2024’ün ikinci yarısında güçlü bir şekilde devreye girmiş olacak” diye konuştu.
‘KAYIT DIŞILIKLA MÜCADELE ÇOK DEĞERLİ’
Bakan Şimşek, kayıt dışılıkla mücadelenin önemine değinerek, “Orta vadeli programda vergi muafiyeti ve istisnaları gözden geçireceğimizi söyledik. Bu da bir süreç işi. Biz ne yapacağımızı biliyoruz. Sadece ne zaman, hangi sıralamayla, hangi dozda yapacağımıza programın ihtiyacına göre karar veriyoruz. Kayıt dışılıkla mücadele eylem planı açıklamayacağız. Sadece uygulama yapacağız. Hazine ve Maliye Bakanlığı çok güçlü bir şekilde sahada olacak. Kayıtlı dışılıkla mücadele adil rekabet ortamı açısından da önemli. Sadece vergi gelirlerini artırmak için değil, esas önemli olan verimlilik ve inovasyon için daha adil bir iş ortamı açısından rekabet ortamı açısından kayıt dışılıkla mücadele çok değerli” dedi.
‘NÜKLEER SANTRALİN DEVREYE GİRMESİYLE BİRLİKTE DIŞA BAĞIMLILIK BÜYÜK ORANDA AZALMIŞ OLACAK’
Enerjide dönüşümün çok önemli olduğunu vurgulayan Bakan Şimşek, nükleer santralin devreye girmesiyle dışa bağımlığın azalacağını ifade ederek, “Enerjide dönüşüm önemli bir alan. Bu Türkiye için sadece dünyada moda olduğu için bir hedef değil, bir zaruriyet. Çünkü Türkiye 2022 yılında doğalgaz ve petrol ithalatına 97 milyar dolarlık bir fatura ödedi. Geçen sene 70 milyar dolar civarı. Bu sene petrol fiyatları bu seviyede kalırsa yine 77 milyar dolar civarı bir öngörümüz var. Dolayısıyla ciddi bir şekilde dışarıdan petrol ve doğalgaz alıyoruz. Bunu düşürdüğümüz ölçüde cari açık kaynaklı makro finansal istikrarsızlık risklerini de daha iyi yönetebileceğiz.
Şu an itibariyle Türkiye’de kurulu enerji kapasitenin yüzde 55’i yenilenebilir. Yılın ilk aylarında hidroelektrik santrallerinin devreye girmesiyle birlikte üretimdeki payı çok daha yüksek, yüzde 80 civarı. Önümüzdeki dönemde bu alana öncelik vereceğiz. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde yaklaşık 100 milyar dolarlık yatırım olacak. Bunun sayesinde yenilenebilirin payı artmış olacak. Nükleer de devreye girecek. Çünkü en son yapılan COP 28’de nükleer enerji de temiz enerji kategorisinde sınıflandırıldı. Dolayısıyla nükleer santralin devreye girmesiyle birlikte dışa bağımlılık büyük oranda azalmış olacak” diye konuştu.