Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Türkiye Çevre Ajansı; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği’ne bağlı kuruluşlarımızdan bir tanesidir. Bir kamu iştirakidir. Görev ve yetki tanımlaması kanunlar çerçevesinde belirlenmiştir. Hukukidir, meşrudur ve olağandır. Hiçbir özel şahısla ilgisi, ilintisi veyahut illiyeti yoktur” dedi.
Bakan Kurum, yaptığı yazılı açıklamada, bugün bazı basın yayın organlarında Türkiye Çevre Ajansı hakkında yer alan haberleri büyük bir hayretle okuduklarını belirterek, “Uluslararası ödüllere layık görülen, israfın önlenmesine ve ekonomimize büyük katkılar sağlayan Sıfır Atık hareketimize ve bu hareketi himaye eden saygıdeğer Emine Erdoğan hanımefendiye dair insanın hayal gücünü zorlayan, akla hayale sığmaz iftiralar, yalanlar, asılsız ve mesnetsiz iddiaları şaşkınlık ve esefle gördük.
Türkiye Çevre Ajansı; atık toplama konusunda en verimli uygulamaları hayata geçirerek Depozito İade Sistemi’ni etkin bir şekilde yürütmek, çevrenin ve doğal varlıklarımızın korunmasına yönelik toplumsal duyarlılık ve farkındalık oluşturacak çalışmalar yapmak, iklim değişikliğiyle mücadele, doğal alanlarımızı, denizlerimiz başta olmak üzere su kaynaklarımızı korumak, şehirlerimizi temiz tutmak, Sıfır Atık Hareketini yaygınlaştırmak amacıyla kurulmuştur.
Türkiye Çevre Ajansı; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliğine bağlı kuruluşlarımızdan bir tanesidir. Bir kamu iştirakidir. Görev ve yetki tanımlaması kanunlar çerçevesinde belirlenmiştir. Hukukidir, meşrudur ve olağandır. Hiçbir özel şahısla ilgisi, ilintisi veyahut illiyeti yoktur. Olağanüstü olan ise milletin iradesiyle kurulmuş olan bir kamu kurumuna iftiralarda bulunmak, itibar suikastına girişmektir” ifadelerini kullandı.
‘HUKUKİ SÜREÇLERİ BAŞLATIYORUZ’
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM), milletin temsilcilerinin onayıyla kurulan Türkiye Çevre Ajansı’nın faaliyet alanına ilişkin yeni bir kanun düzenlemesinin de yine TBMM eliyle gerçekleştirileceğine dikkat çeken Bakan Kurum, şunları kaydetti:
“Kanun düzenlemesine gidilmesinin temel sebebi de; denizlerimizin su kalitesini, biyoçeşitliliği, en büyük karbon yatak alanlarından olan deniz çayırlarını korumaktır. Koruma çalışmaları noktasında yapılacak tüm iyileştirmelerin, TBMM’nin de onayıyla Türkiye Çevre Ajansı Başkanlığı eliyle yapılması öngörülmektedir. Saygıdeğer hanımefendi, çevreyi koruma hassasiyeti yüksek bir doğaseverdir. Bu nedenle de yürüttüğümüz tüm çevre projelerine doğamız için, en çok da evlatlarımızın geleceği için destek olmaktadır.
Bu durum da bizleri ziyadesiyle mutlu etmektedir. Şu an bu yalanları söylemelerinin, iftiraları atmalarının tek sebebi saygıdeğer hanımefendinin Türkiye’nin ulusal ve uluslararası platformlarda yer aldığı en prestijli çevre projelerine destek vermesidir. Salda’da yürüttüğümüz projenin başarılı olmasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirmesidir.
Bu itibar suikastına girişenleri, ülkemizin önemli bir kurumu, devletimizin ve milletimizin kıymetli bir değeri olan Türkiye Çevre Ajansı’nda çalışan; çevremizin korunması ve geliştirilmesi adına gecesini gündüzüne katan arkadaşlarım adına aziz milletimize havale ediyoruz. Bu konuda tezvirat çıkaranlar hakkında da tüm hukuki süreçleri başlatıyoruz. Hiç kimsenin evlatlarımızın geleceği için atılan adımları, yapılan güzel işleri suistimal etmesine müsaade etmeyeceğiz.”