Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, ‘Gazze Sempozyumu’nda konuştu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, SETA Vakfının düzenlediği ‘Gazze Sempozyumu’na katıldı. Bakan Göktaş, sempozyumda katılımcılara konuşma yaptı. Konuşmasının ardından katılımcılarla hatıra fotoğrafı çektiren Bakan Göktaş, salondan ayrıldı.
“GAZZE ŞEHRİ DEĞİL, GAZZE ŞERİDİ OLARAK TANIMLANAN COĞRAFYA”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, “Dünyada, ikinci büyük savaşın sona ermesiyle uzun soluklu bir barış döneminin başlayacağı düşünülmüştü. Fakat, yaygın bir şekilde görülen ırk temelli politikalar barış hedefine gölge düşürdü. Bugün Filistin’de yaşanan işgal bu politikaların acı bir sonucu olarak karşımızda duruyor. Mülteci ve sığınmacıların aksine yerleşimciler, Filistin topraklarında baskı ve işgal yoluyla yerli halkın sahip olduğu her şeyi ele geçirmeye başladılar. 1948 yılından 1967 yılına kadar devam eden gerginlik sınır tanımayan bir hukuksuzluğa dönüştü.
Bugün Gazze şehri değil, Gazze şeridi olarak tanımlanan coğrafya, yerli halkın ne düzeyde bir sıkışmışlık yaşadığının en belirgin göstergesidir. Nitekim Gazze, İsrail’in yerinden ederek daracık bir koridora sıkıştırdığı insanların adeta ölümü beklediği bir yer haline geldi. Çocukların ölürlerse tanınsınlar diye kollarına ve bacaklarına isimlerini yazdıkları bir dünyada herkesin, hepimizin daha fazla düşünmesi gerektiği açık bir gerçektir” dedi.
“SALDIRILARDA HAYATINI KAYBEDENLERİN YÜZDE 70’İ KADIN VE ÇOCUKLARDAN OLUŞUYOR”
Bakan Göktaş, “Savaşın hiçbir zaman kazananı olmamıştır. Fakat kaybedeni her zaman kadınlar ve çocuklar olmuştur. Dijital teknolojilerin yarıştığı bir çağda, savaşın gölgesinde yaşayan insanlar, eğitim, sağlık başta olmak üzere pek çok temel insan haklarından mahrum kalıyor. 7 Ekim’den beri İsrail yönetimi, Filistin’de 32 bini aşkın sivili katletti. Sivilleri hedef alan bu saldırılarda hayatını kaybedenlerin yüzde 70’i ise kadın ve çocuklardan oluşuyor.
Büyük bir hukuksuzluğa imza atan İsrail karşısında uluslararası yetkililer sessiz kalıyor. Hannah Arendt’e ‘Kötülüğün Sıradanlığı’nı yazdıran nasyonal sosyalizmin ayrılıkçı politikaları, bugün İsrail yönetimine ilham kaynağı oluyor. Filistin’de ciğer yakan ağıtlar, maalesef Orta Doğu’da bile güçlü bir yankı bulmuyor. Buna karşılık dünyanın dört bir yanında şehir meydanlarını dolduran insan seli İsrail zulmünü protesto ediyor. Bu yıl, BM Kadının Statüsü 68. Oturumunda, İsrailli Bakanın konuşmaları esnasında salondan ayrıldık. Çünkü, çocuklara ölümün daha merhametli olduğunu düşündüren bir yönetimin insanlık adına hiçbir değeri temsil edebileceğine inanmıyoruz.
Acıyla yükselen çığlıklara duyarsız kalan tüm söylemleri, kendi sesleriyle baş başa bırakıyoruz. ‘Savaş beni mahvetti, eskiden daha güzeldim’ diyen yavrumuzun yüreğinde yeniden mutluluk yeşertmek için, Filistinlilerin yanında olmak, bugün tarihi bir sorumluluktur. Bu sorumluluk duygusuyla Filistinlilere uygulanan soykırımı, küresel gündemin en üst sıralarında tutmak ve buna bir son vermek için kararlı duruşumuzu asla bozmadık, bozmayacağız” diye konuştu.
“TEMENNİMİZ İSRAİL’İN BM GÜVENLİK KONSEYİ’NDE ALINAN KARARI BİR AN ÖNCE YERİNE GETİRMESİDİR”
Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, “Türkiye olarak, Cumhurbaşkanımızın önderliğinde Gazze Şeridi’nde yaşanan çatışmaların bir an önce son bulması gerektiğini her fırsatta ve her platformda dile getiriyoruz. Bugün ülkemizde misafir ettiğimiz Gazzeli kardeşlerimizin yaralarını sarmak için elimizden gelen her türlü çabayı ve gayreti gösteriyoruz. Bakanlık olarak, Gazzeli misafirlerimizin sosyal hizmetlerimiz ve psiko-sosyal desteklerimizden faydalanmalarını sağlıyoruz.
Diğer yandan, Saygıdeğer hanımefendinin öncülüğünde Gazzeli çocuklarımızı ülkemizde ağırlamak için girişimlerimiz devam ediyor. Kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere dünyanın her neresinde olursa olsun mazlumun umudu, mağdurun sesi olmayı sürdüreceğiz. Acının kararttığı dünyada umudun aydınlığıyla dirilmek zorundayız. Korkuyla titreyen, erkenden ölen ve vaktinden evvel büyüyen çocukları görmezden gelemeyiz. Evlatlarının cenazelerini parça parça toplamak zorunda kalan anne-babaların çığlığını yok sayamayız. İnsan hayatının yok edilmesine seyirci kalamayız. Bu yangını dindirmek zorundayız. BM yetkililerinin dahi söz geçiremediği bir katliamdan bahsediyoruz.
Dün, BM Güvenlik Konseyi’nde ilan edilen Gazze’de acil ateşkes talep kararını katliamın sonlandırılması adına atılmış olumlu bir adım olarak görüyoruz. Temennimiz, insani yardımların bir an önce Gazze’ye ulaştırılmasıdır. İsrail’in BM Güvenlik Konseyi’nde alınan bu kararı bir an önce yerine getirmesidir. Her fırsatta dile getirdiğimiz gibi, herkesi bu katliamların sona ermesi ve İsrail-Filistin meselesinde kalıcı bir çözüm sağlanması için ortak bir duruş sergilemeye davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.