Bakan Varank doktora sonrası araştırma yapacak genç bilim insanlarının Aziz Sancar ile çalışma fırsatı bulacağı programı açıkladı
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Nobel ödüllü bilim insanı Aziz Sancar adına doktora sonrası araştırma bursu programı başlatacaklarını belirterek, “Bu özel programda doktora sonrası araştırma yapacak genç bilim insanlarını Aziz hocamız bizzat seçecek ve kendi laboratuvarında 2 yıl boyunca doktora sonrası araştırmalarda onlarla beraber çalışacak” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Gebze Teknik Üniversitesi’nin Akademik Yılı açılış törenine katıldı. Törende kürsüye gelen Bakan Varank, yeni akademik yılın ilk dersini verdi.
Konuşmasında Nobel ödüllü bilim insanı Aziz Sancar adına doktora sonrası araştırma bursu programı başlatıldığını açıklayan Bakan Varank, “Önceki gün Sayın Cumhurbaşkanımız akademiye yönelik iki yeni destek programının duyurusunu bizzat yaptı. Bunlardan ilki Stajyer Araştırmacı Burs Programı’nın 2021 yılı çağrısı. Bu çağrıda da yine bin 500 lisans öğrencimize ulaşarak, onlardan araştırma projelerinde istifade etmek istiyoruz. İkinci olarak da Nobel Ödüllü bilim insanı Aziz Sancar hocamız adına doktora sonrası araştırma bursu programı başlatıyoruz. Aziz Sancar hocamız geçen hafta Türkiye’deydi, TEKNOFEST’teydi.
Kendisiyle ülkemizdeki akademik ve teknolojik gelişmeleri değerlendirme fırsatı bulduk. Tam bir Türkiye aşığı olan hocamız, bu programla akademimize katkı sunacak olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade etti. Bu özel programda doktora sonrası araştırma yapacak genç bilim insanlarını Aziz hocamız bizzat seçecek ve kendi laboratuvarında 2 yıl boyunca doktora sonrası araştırmalarda onlarla beraber çalışacak. Önümüzdeki yıl başında başlayacak programın seçilen araştırmacılar için çok kıymetli bir deneyim olacağına ben eminim” diye konuştu.
Bakan Varank girişimcilik kültürünün gelişmesinin şart olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Üniversitelerde üretilen bilginin ticarileşmesi ve ekonomimize yön vermesi için buralarda girişimcilik kültürünün gelişmesi şart. Bu konuda da çok önemli desteklerimiz söz konusu. Gerek oluşturduğumuz alt yapılarla gerekse sağladığımız finansal desteklerle siz değerli gençlerimizin ve akademisyenlerimizin yenilikçi projelerini hayata geçirmelerine her zaman yardımcı oluyoruz. İşte teknoparklar, teknoloji girişimciliğini desteklemek üzere kullandığımız temel politika araçlarından birisi. Teknoparklarda hayata atılan girişimciler nitelikli bir ekosistemin yanında, alt yapının yanında birçok vergisel avantajdan faydalanabiliyorlar.
2002 yılında sadece 5 teknopark varken bugün bu sayı 89’a ulaştı. Teknoparkların inşasına ayırdığımız kaynak miktarı 1 milyar liraya ulaşmış durumda. Bilişim Vadisi, teknoparkların en güzel örneklerinden birisi. Gebze Teknik Üniversitesi de Bilişim Vadisi‘nin paydaşlarından bir tanesi. Mobilite teknolojileri ve yazılım alanında ihtisaslaşmış birçok firma burada yeni ürün ve hizmetlerini ekosistemle beraber geliştiriyor. Malum yeni ekonomik düzende dijital teknolojilerin ve yapay zekanın yeri çok önemli. Bu alanlarda söz sahibi olmanın yolu da güçlü bir yazılımcı ordusuna sahip olmaktan geçiyor.”
Bakan Varank, oluşturdukları alt yapıların girişimcilik konusunda ihtiyacı giderdiğini ifade ederek, “Sevgili gençler, siz yeter ki yenilikçi fikirlerinizle gelin. Biz bu sürecin her aşamasında yanınızdayız. Eğitimden alan kiralamasına, mentorluktan finansmana kadar her konuda sizlerin işini kolaylaştıracak araçlarımız bulunuyor. Ne zaman isterseniz KOSGEB’in, TÜBİTAK’ın ve kalkınma ajanslarının kapısını çalabilirsiniz ya da bakanlığımıza direk müracaat edebilirsiniz” diye konuştu.
YAZILIM OKULUNUN AÇILIŞINA KATILDI
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Kocaeli’nin Gebze ilçesindeki Bilişim Vadisi’nde dünyanın 23 ülkesinde 36 kampüsüyle uluslararası bir marka olan Ekol 42 yazılım okullarının Türkiye’deki ikinci şubesi, ’42 Kocaeli’nin açılışına katıldı. ’42 Kocaeli’ yazılım okulu, 339 bilgisayar kapasitesi ile yaklaşık bin 200 metrekare alanda eğitim verecek. 3 binden fazla başvurunun yapıldığı okulda elemeler sonucu seçilen 172 kişi, ilk eğitime başladı.
Törende konuşan Varank, “Fransa kökenli Ecole 42 iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz 42 İstanbul yazılım okulunun açılışını bu ayın başında gerçekleştirdik. 242 kişi ile eğitimlere başlayan 42 İstanbul’un 1 aylık ilk havuz eğitimi geçtiğimiz hafta tamamlandı. Arkadaşlarıma bu ilk eğitimin nasıl geçtiğini sordum. Tabii 42 okulları, yenilikçi yaklaşımıyla bir eğitmen olmadan, birbirinden öğrenme metoduna dayalı, oldukça yenilikçi bir müfredata sahip.
O yüzden eğitimin ilk saatlerinde bir sessizlik hakimken, ilerleyen saatlerde ve günlerde öğrenciler birbirleriyle konuşmaya başlamış. Takım kurmaya, birbirlerine öğretmeye, birbirlerinden öğrenmeye başlamışlar. Bu yöntemle aslında eğitim modelinin ana hedefi olan iletişim, takım oyunu ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmiş oluyoruz. Hiç alışık olmadığımız bu usule öğrencilerimiz hızlı bir şekilde adapte olmuş durumda. 7/24 açık kampüs yöntemiyle eğitim veren okulumuzda, öğrencilerimiz uzun saatler geçiriyor, hatta sabahlayan öğrencilerimiz var” dedi.
Yapay zeka alanındaki hedefleri sıralayan Bakan Varank, “Bizim gençlerimizden beklentimiz; birer girişimci olarak Türkiye’nin geleceğine ve bilişim ekosistemine katkı sunmanız. Ülkemizde açık kaynak yazılım-geliştirme kültürünü sağlamlaştırma açısından gerçekten büyük bir iddia ortaya koyduk. Geçtiğimiz günlerde Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’ni açıkladık. Hedefimiz yalnızca yapay zeka alanında 10 bin istihdamı yakalamak. Geleceğin teknolojisinde aklınıza koyduğunuz, kalbinizin hızlı hızlı çarpmasına sebep olan ne varsa sizlerle birlikte heyecanlanmaya hazır olduğumuzu bilin isterim. Gençlerimizin içlerindeki teknoloji ateşini büyütmek için tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız” diye konuştu.
Bakan Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ile birlikte gerçekleştirdiğimiz Hack İstanbul etkinliğinde 2 bine yakın yazılımcı genç, siber güvenlik alanında hünerlerini ortaya koydular. Gerçekten alanında çok ileri gitmiş şirketlerin profesyonellerinin bile başaramadığı şeyleri, siber güvenlik açıklarını tespit ettiler. Gelecekte milyar dolarlık savunma sistemlerinin yerini basit yazılımlar alacak. Siber güvenliğe de bu sebeple ayrı önem veriyoruz. Geçtiğimiz aylarda ABD’de bir şehirde su şebekesi sistemine sızan siber korsanlar, içme suyunda bulunan klor miktarını arttırarak yüzlerce insanı kolaylıkla zehirledi. Bu aslında dehşet verici bir örnek.
Şirketler, kötü niyetli yazılımlar üzerinden telafisi güç kayıplarla karşı karşıya kalabiliyor. Aslında milyonlarca dolarlık ödemeler yapmak zorunda kalıyorlar. Her şeyden öte milyonlarca insanın verisi elden ele dolaşarak büyük bir güvenlik açığı oluşuyor. Bu sebeple yazılım dünyasında da ülkesini ve vatandaşlarını gözünü kırpmadan koruyacak kahramanlara ihtiyacımız var. Aynı şekilde dünyada ses getirecek, geleceğin teknolojilerinin tasarlayıcısı kahramanlara ihtiyacımız var. Eminim ki bu kahramanlar sizlerin de arasından çıkacak.”
Varank, gençlikten kopuk bir muhalefet olduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Yazılım diyoruz, yapay zeka diyoruz, uzay çalışmaları diyoruz, çığır açıcı teknolojiler diyoruz. Bu yolda emin olun, elimizdeki imkanların maksimumunu seferber edip, gençlerimizi bu alanlara yönlendirmenin çabası içinde oluyoruz. Ama diğer yanda maalesef gerçeklikten kopuk bir muhalefet anlayışıyla da baş etmek durumunda kalıyoruz.
Bugün vapurlarda kullanılmak üzere logolu karton bardak ürettirdiği için övgü bekleyen bir muhalefet anlayışıyla karşı karşıyayız. Dillerinden gençleri düşürmüyorlar ama gençlerimizin geleceği mevzubahis olduğunda için hiçbir somut, kayda değer önerileri de bulunmuyor. İstihdam önerisi olarak sorduğunuzda muhtarların yanında birer memur istihdam etmekle işsizliği bitirebileceklerini sanıyorlar. Ama sorsanız, memleketin geleceğine talipler. Bizler gençlerin sabah okula giderken ‘Otobüsüm yolda kalır mı?’ diyerek düşünmesini istemiyoruz. Bizim gençlerimiz ulaşım teknolojilerinde çığır açan projeler üretsin istiyoruz. Bizler başka ülkelerin uzaya fırlattığı roketi canlı yayında izlerken iç geçiren gençlerin olduğu değil, kendi fırlatma platformlarında geri sayımı beraber yapacağımız gençlerin olduğu bir ülkeyi hayal ediyoruz.
Bir türlü aşamadıkları eziklik kompleksi ile ülkesine ve gencine hiçbir hayali layık görmeyenlerle yol alamayız. Çünkü bizler hayalleri için hiçbir hudut tanımayan, engellerinden ilhamlar çıkaran muhteşem gençlerin hikayelerini dinlemekle meşgulüz. TEKNOFEST’te de böyle gençlerin yüzlercesiyle, binlercesiyle bütün arkadaşlarımız muhatap oldu. Türkiye’nin her köşesinden gençlerimizin teknolojiye olan tutkusunun her yıl arttığının yakinen görebiliyoruz. Şunu artık çok net görüyoruz. Türkiye’nin gençlerini A, B, C, olarak sınırlandırmak hiç doğru değil. Türkiye’nin gençlerini TEKNOFEST kuşağı olarak görüyoruz. Türkiye’nin gençleri TEKNOFEST kuşağı olarak geleceğe yürüyor.”