MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Türk polisi görevinin gereğini yapmıştır, Müslüman görünümlü bir avuç münafığa, sokakları karıştırmak isteyen sayıca küçük bir azınlığa Türk devletinin yaptırım gücünü göstermiştir.” dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında, HDP tarafından İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere pek çok ilde korsan nevruz programlarının düzenlendiğini, bir kez daha Türk’ün bahar bayramının gölgelemeye çalışıldığını bildirdi. Bunlara fırsat verilmeyeceğini belirten Bahçeli, “Bir CHP’linin terörist Demirtaş’a ‘barış insanı’ demesi, önümüzdeki günlerde TBMM’de olacağını söylemesi bulanık ve buhran içinde kalmış bir zihnin hezeyanıdır. Bir teröriste ‘barış insanı’ demek evvela barışa ihanettir. Teröristin yeri TBMM değil demir parmaklıkların arkasıdır” dedi.
‘BU KÖPRÜ ÜLKEMİZİN GURURUDUR’
Bahçeli, 18 Mart’ta 1915 Çanakkale Köprüsü’nün açılışının yapıldığını hatırlatarak, köprünün açılışından rahatsızlık duyanların kendilerini ele verdiğini söyledi. Bahçeli, “CHP’liler yine hazımsızlık örneği göstermişler ve 1915 Çanakkale Köprüsü’nde milyarlarca liralık vurgun yapıldığını ahlaksızca iddia etmişler. Bu köprü ülkemizin gururudur, bunu da mı kabullenemiyorsunuz. Hiç mi millete sevginiz kalmadı. Bu kadar mı gözünüz körleşti, bu kadar mı gönlünüz köhneleşti.
Eğer ‘köprüden geçmem’ diyorsanız, buyurun denize atlayıp yüze yüze karşıdan karşıya gidip gelebilirsiniz. Buna engel yoktur, buna ‘hayır’ diyen yoktur. Bu zihniyet sahiplerini tanıyoruz, asıl dertleri Çanakkale Zaferi’dir. Asıl meseleleri kıyılarımıza yanaşan zalimlerin def edilmesidir. Çanakkale’nin rövanşını almak için yanıp tutuşuyorlar. Fakat nafiledir, bütün menfur çabalar beyhudedir. Dün başaramadıkları işgali bugün asla yapamayacaklar” diye konuştu.
‘TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ KAPATILMALIDIR’
Bahçeli, Türk Tabipleri Birliği’nin Türk hekimlerini temsil edemeyeceğini, sevgi ve saygıya layık Türk hekimlerine tek bir laflarının olmadığını belirtti. Türk Tabipleri Birliği yönetiminin HDP’nin yolundan gittiğini savunan Bahçeli, “Bunlara ‘doktor’ demek, Tabipler Birliği’nin başında Türk isminin bulunmasına sessiz kalmak, Türklüğe ve doktorluğa en korkunç bühtandır. Bizim Türk Tabipleri Birliği’ne yönelik haklı eleştirilerimiz, bu kuruluşun yönetimine çökmüş 3-5 Türkiye düşmanıyla ilgilidir. Bunun dışında hiçbir hekimimiz bu sözlerimizden alınmamalı, gücenmemelidir.
Muğla’da bir uzman çavuşumuzun bir hastanede maruz kaldığı kötü muamele bizleri derinden üzdü. Sağlık çalışanlarımızı hedef alan şiddetin karşısında olacağız; ama askerlerimize yönelik saldırı ve tacizlerin de sonuna kadar karşısında duracağız. 1970’li yıllarda, hain bir kurşunun bedenine isabet ettiği bir dava arkadaşımız Hacettepe Üniversitesi’nin hastanesine derhal ve telaşla kaldırılmıştı. O dava arkadaşımızın bir an evvel müdahaleye ihtiyacı vardı.
Ne kadar sarsıcıdır ki yaralı olarak hastaneye götürülen kardeşimizin Ülkücü olduğunu öğrenen acil serviste görev yapan birkaç doktor müsveddesi ‘bu faşiste bakmayız, bırakın gebersin’ diyecek kadar düşmanlıkta sınır tanımadıkları dün gibi hatırımızdadır. Hangi kitapta, hangi inançta böylesi bir barbarlığa, böylesi bir alçaklığa cevaz vardır. İşte o doktor görünümlü insanlık fukaralarının, eşkıyalaşmış zihniyetlerin çatı kuruluşu Türk Tabipleri Birliği’dir. Bu nedenle açık açık sesleniyorum. Türk Tabipleri Birliği mutlak surette kapatılmalıdır. Yönetim organlarına yuvalanmış bölücülerden hukuk önünde hesap sorulmalıdır” diye konuştu.
‘2 ÜLKE DEVLET BAŞKANI İSTANBUL’DA BİR ARAYA GELMELİ’
Bahçeli, Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaşın sona erdirilmesi gerektiğini, dünya üzerinde savaşa en dengeli yaklaşan, süreci en geniş açıdan ele alan ülkenin Türkiye olduğunu vurguladı. Silahların susma vaktinin geldiğini söyleyen Bahçeli, “Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın sona ermesinin tek ve geçerli yolu bu ülkelerin devlet başkanlarının Sayın Cumhurbaşkanımızın da katılımıyla mesela İstanbul’da bir araya gelmeleridir. Kan duracaksa, en yakın ve akla yatkın çare budur. Rusya’ya uygulanan yaptırımların bir benzeri Türkiye’ye de reva görülmüyor mu? Bu nasıl müttefiklik, bu nasıl stratejik ortaklıktır? NATO üyeleri arasında yaptırıma maruz kalan tek ülke Türkiye’dir. Dost bildiklerimiz tarafından egemenlik haklarıyla oynanan, aleyhine ekonomik, siyasi ve diplomatik tuzaklar kurulan ülke de Türkiye’dir. Mücadele ettiğimiz terör örgütlerine destek verenler şu rezalete bakınız ki bizimle NATO şemsiyesi altında birlikte olanlardır” dedi.
‘TÜRK POLİSİ GÖREVİNİN GEREĞİNİ YAPTI’
Bahçeli, Adana’da Furkan Vakfı üyelerinin provokasyonları sonucunda hiç arzu edilmeyen sahneler yaşandığını dikkat çekerek, şöyle dedi:
“Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na aykırı hareket eden, yeri geldiğinde PKK’yı, yeri geldiğinde FETÖ’yü öven, yeri geldiğinde de darbe girişimlerine ‘hayırlı olsun’ diyen sözde bir vakfın mensupları artık bardağı taşırmıştır. ‘Furkan’ demek, doğru ile yanlışı, hak ile batılı, iyi ile kötüyü ayırt etmek demektir. Ancak bunlarda doğru ile yanlış, hak ile batıl birbirine girmiştir. Bu din tacirlerinin, bu ajan provokatörlerin kanunsuz eylemlerine şerefli Türk polisi zamanında müdahale etmiş, bize göre devletin hükümran vasfı isabetle gösterilmiştir. Asayişsizliğe izin ve icazet verilmemiştir.
Sözde vakfın meczup başkanının İçişleri Bakanımıza yönelik izansız saldırıları, iffetsiz hakaretleri ve hayasız itibar suikastları bizim nezdimizde yok hükmündedir, hatta ayaklarımızın altındadır. Sayın Süleyman Soylu, soy ismi gibi soyludur, görevini de layıkıyla yerine getirmektedir. Türk polisi görevinin gereğini yapmıştır, Müslüman görünümlü bir avuç münafığa, sokakları karıştırmak isteyen sayıca küçük bir azınlığa Türk devletinin yaptırım gücünü göstermiştir. Bütün emniyet teşkilatımızı hassaten kutluyor, özellikle Adana’da görev yapan her polisimizin tertemiz alınlarından öpüyorum.”
Bahçeli ayrıca, Furkan Vakfı üyelerinin kadınları ve çocukları zırh olarak kullandığını söyleyerek, “Şayet bugün tedbir almazsak, gelecekte yeni 15 Temmuz’ların yaşanması kaçınılmazdır. Şayet bugün duyarlı ve sorumlu hareket etmezsek, içi müşrik dışı Müslüman olan ilkesizlere önlem almazsak, uyarıyorum ki terörist başı Gülenlerin arkası kesilmeyecek, ihanet kervanı kesintiye uğramayacaktır. İstismarcıların, fesat yuvalarının, dinimizi ticarete ve batıl hedeflere tahvil etmek için fırsat kollayanların hesabı sorulmalı, hevesleri kursaklarında bırakılmalıdır” dedi.