MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli şehit ağabeyine küfredilmesi ile ilgili “Hepimizin yüreğini dağlamıştır” dedi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Partili Lütfi Türkkan’ın şehit ağabeyine küfretmesiyle ilgili, “Bir şehidimizin bacısına küfür etmek soysuzluktur, şerefsizliktir, düşman dilidir. Bu edepsizlik, bu ahlaksızlık, bu kansızlık; içinde insan sevgisi, şehit saygısı, millete bağlılık ve ilahi adalet hissi olan hepimizin yüreğini dağlamıştır. Ve bunlarla ilgili gereği mutlaka yapılmalıdır” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlığı üzerinden yapılan manipülasyonları eleştirerek “Türkiye’nin ayağından çekiştirenler boş durmuyorlar. Nitekim yıkım ve ihanet lobisi oldukça faaldir. Fitnenin birisi biterken diğeri başlamaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın sağlığıyla ilgili yayılmak istenen ahlaksız tezviratlar, bunu fırsat bilip Borsa İstanbul’da oyunlar oynayan, döviz piyasası üzerinde baskı oluşturan iç ve dış husumet cephesinin varlığı gözümüzden kaçmayan alçaklıklardır. Siyasi, ekonomik ve diplomatik saldırıların cesameti yaygınlaşmaktadır. Türkiye’nin sırtına hançer saplamak için fırsat kollayanların, 2023’ün ve müteakip yılların umutlarını karartmak niyetiyle ortam yoklayanların her karanlık yola, her kirli yönteme müracaat ettikleri açıkça görülmektedir. Adına millet ittifakı denen, gerçekte ve kesinlikle zillet ittifakı lan hastalıklı siyasi bünyenin ana ve ara ortakları Türkiye’nin önünü kesmek, Türk milletinin tarihi haklarını sekteye uğratmak için sanki yarış halindedir” dedi.
‘HDP’Lİ YOLDAŞLARINA KANDİL’İ YERLE YEKSAN EDECEĞİNİ SÖYLE’
Bahçeli, CHP yönetiminin terörle mücadeleye ‘hayır’ dediğini ve tarihinin en büyük kırılmalarından birini yaşadığını söyleyerek, “HDP’nin kafesine giren CHP resmen patlamış, etrafı pis kokular sarmıştır. CHP yönetimi PKK’ya, YPG’ye, PYD’ye ‘evet’; Türkiye’ye ‘hayır’ demiştir. Sayın Kılıçdaroğlu, eğer mertsen, eğer gücün yetiyorsa, eğer gözün kesiyorsa, eğer kendine güveniyorsan HDP’li yoldaşlarının karşısına dikil de Kandil’i yerle yeksan edeceğini söyle. Yozgat’a gidip bunu Bozok Yaylası’nın yiğitlerine değil, HDP’li bölücülerin, büyüsüne kapıldığın terör destekçilerinin yüzüne haykır, haykır da adam mısın değil misin karar verelim. PKK’ya ‘teröristsin’ diyebiliyor musun? Demirtaş’a ‘hainsin’ diyebiliyor musun? Diyorsan gir oyna, çık oyna; yok diyemiyorsan git Kandil’e, gir ağla, çık ağla” dedi.
Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 5 Kasım 2021 tarihinde, Türkiye’de görev yapan yabancı devlet büyükelçilerinin tamamına kendi dillerinde mektup göndermesine ilişkin şunları söyledi:
“Bu mektup bir siyaset krizidir. Bu mektup 5 Kasım skandalı olarak tarihe geçecektir. Kılıçdaroğlu baştan ayağa Türkiye alerjisiyle yazılmış satırlarda ayan beyan jurnalcilik yapmıştır. Diyeceğim odur ki, sözün anlamını kaybettiği bir noktadayız. Mezkur bu zillet mektubunu okuduktan sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun şayet Türkiye’ye çekilmiş bir silah değilse, biliniz ki esir edilmiş bir siyasetçi olduğuna kesin kanaat getirmiş durumdayım.
Bir muhalefet partisi iktidarın yapmayı planladığı bir projeyle ilgili itirazı, hatta kategorik reddi olabilir, doğal ve normal olanı bu itirazı demokratik yollardan millete anlatması, ilk elden aktarması, sandıktan yetki aldığı takdirde de hedefleri doğrultusunda gereğini yapmasıdır. Gelin görün ki, siyasi fail CHP oldu mu, işin rengi tamamıyla değişmektedir. CHP Genel Başkanı’nın yabancı sefirlere Türkiye’nin iç meselesi olan bir projeyle ilgili mektup yazıp casusluğa heves etmesi hangi aklın ürünü, kimin telkini, kimlerin tertibidir? Sayın Kılıçdaroğlu ne hallere düştün? Seni ele geçiren, iradene pranga vuran kimdir?
İtiraf et de yardım edip elinden tutalım, ihbar et ki düştüğün derin çukurdan seni çekip alalım. Türkiye’nin bir meselesini yabancı büyükelçilere nasıl bir mantıkla, hangi hakla şikayet edip yardım dileniyorsun? Ayrıca senin muhatabın büyükelçiler mi? Hiç mi gocunmadın, hiç mi utanmadın, hiç mi sıkılmadın? Derdin varsa gidersin millete düşüncelerini paylaşırsın, yabancı büyükelçilere ülkemizi, ülkemizdeki muazzam bir projeyi nasıl ispiyonlarsın? Ne hakla kötülersin? 18 Ekim bildirisinin anlaşıyor ki, siyasi ayağı sensin, çünkü süngü düşürmüş bir siyaset defosu, ona buna el açan mihnet ehlisin. Kılıçdaroğlu demokrasiye kara çalmış, leke sürmüştür.”
Bahçeli, şehit ailelerinin millete emanet olduğunu vurgulayarak, “Açık açık söylüyorum, bir şehidimizin bacısına küfür etmek soysuzluktur, şerefsizliktir, düşman dilidir. Bu edepsizlik, bu ahlaksızlık, bu kansızlık; içinde insan sevgisi, şehit saygısı, millete bağlılık ve ilahi adalet hissi olan hepimizin yüreğini dağlamıştır. ‘Burası Kürdistan’dır diyen bölücüye tık yok; ama şehidin bacısına ağza alınmayacak küfürler var. İP Başkanı, yaptığını bulacak, ettiğini çekecektir. Bu hayatın şaşmaz bir kuralıdır. Allah’tan niyazım, ne yaptılarsa aynısıyla karşılaşmalarıdır.
Benim, İmralı canisiyle mektup arkadaşı olduğumu iddia eden İP Başkanı’na diyorum ki, eğer bu iddianı ispat etmezsen müfterinin en önde gidenisin. Neyse bildiğin açıklamalısın, hangi mektupları gönderip aldığımızı paylaşmak mecburiyetindesin. Bakınız, şehidimizin bacısına küfür eden alçağa CHP’den en küçük itiraz, en küçük tepki gelmedi, gelemedi. Şehit hepimizin şehidi, şehit ailesi hepimizin ailesidir. Emanete hıyanet edenin ne imanı ne de insanlığı vardır. Ve bunlarla ilgili gereği mutlaka yapılmalıdır. Biz biliyoruz ki, şehit vurulunca değil, unutulunca, aziz hatırasına sövülünce ölür” ifadelerini kullandı.