Hürriyet ve İstikbal Derneği Milliyetçi Kadın Hareketi üyeleri, Semih Çelik tarafından öldürülen Ayşegül Halil ve İkbal Uzuner için Edirnekapı Surlarında ‘Saygı nöbeti’nde bir araya geldi.
Grup adına konuşan Milliyetçi Kadın Hareketi Başkanı Özlem Açıkgöz, “Bizim tüm parolamız başbuğumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün; Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın. Sözünün gerçekleşmesi için çabalamaktır” dedi.
Hürriyet ve İstikbal Derneği Milliyetçi Kadın Hareketi üyeleri, 4 Ekim’de Semih Çelik tarafından öldürülen İkbal Uzuner ve Ayşegül Halil için, olayın meydana geldiği Edirnekapı Surlarında ‘Saygı nöbeti’nde bir araya geldi.
İkbal Uzuner’in katledildiği yere çiçek bırakan grup adına konuşan Milliyetçi Kadın Hareketi Başkanı Özlem Açıkgöz, “İstikbal için Hürriyet gerek diyerek çıktığımız bu yolda, bir hürriyet nidasını daha buradan haykırmak, istikbali korumak için bulunuyoruz. İnsanlık iki cinsiyetten var oldu. Şimdi bir cinsin diğerini katletmesi insanlığın katilliğe soyunmasıdır. Türk aile yapısına vurulan bir darbedir. Türk töresinin ayaklar altına alınmasıdır. Bu insana, dolaylı yoldan ihanettir. Bir cinayet yalnızca birini hayattan koparmak değildir. Diğer insanlarında bu yaşamdan güvenini koparmak, huzurunu baltalamaktır. Bir babanın kısıtlama nedeninin ‘çevreye güvenmiyorum.’ demesinin sebebi olmaktır.
Babanın her an incisinin üzerine titremesi, sürekli aramasına sebep olmaktır. Bir annenin gençliğini yaşayabilsin ama güvende de olsun diye çabalamasıdır. Sokağın köşesini dönene kadar arkasından bakmasıdır. Hayat koruyanı için de bir yere kadar çekilebilir olurken yalnız başına bir insan olunamaz mı? Yalnız başına bir kadın olunamaz mı? Her insanın ilk hakkı olan yaşama hakkını ellerinden nasıl alabilirsiniz? Katledilenin sadece isimleri ya da katledilme şekilleri değişiyor. Onlarca sabıkalı, suçlu ve suç unsurlarında tek değişen şey artan dosyalar, savrulan tehditler geriye kalan bir çift gözyaşı, yaralı bir ana yüreği” dedi.
‘VAKTİYLE BİR AYŞENUR-İKBAL VARMIŞ’
Açıkgöz, “Bizim tüm parolamız başbuğumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün: Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın sözünün gerçekleşmesi için çabalamaktır. Bu meydanlar bu mirasın ışığında dolacak, bu meydanlar Türk’ün haklı sesiyle yankılanırken karşısında ve içinde ihanet eden tüm unsurlar saklanacak delik arayacaktır! İkbal’in ve Ayşenur’un manevi huzurunda: Vaktiyle bir Ayşenur varmış, Vaktiyle bir İkbal varmış, Vaktiyle bir Ayşenur varmış, Vaktiyle bir İkbal varmış” dedi.
‘ÖZ KARDEŞİM AYŞEGÜL AYDIN’IN SESİ OLMAK ADINA BURADAYIM’
Tacize uğrayıp öldürülen Ayşegül Aydın’ın abisi Esat Aydın, “Benim kardeşim henüz 16 yaşındayken, hiç tanımadığı biri tarafından gündüz vakti cinsel saldırıya uğradı, buna direnmesi sonucu başı taşla ezilerek öldürüldü. 4 ay süren yaşam mücadelesi sonucunda, hayatını kaybetti. Benim kardeşimin yaşama sevinci vardı, hepimiz gibi onunda hayalleri vardı, üniversite okuyacak, pilot olacaktı, Sabiha Gökçen olacaktı. Bugün İkbal ve Ayşenur kardeşimiz için buradayız. Dün katana ile sokak ortasında hiç tanımadığı bir kadını kesen, bugün; kız arkadaşının kafasını annesinin önüne atılması toplumun yozlaştığının bir göstergesidir. Terazisi şaşmış adalet için buradayız. 26 suç kaydı olmasına rağmen sokakta gezen, defalarca ihbar edilmesine rağmen önlem alınmayan kimliği, adı, sanı, neci olduğu belli olmayan kişilerin yarattığı yozlaşma neticesinde buradayız” diye konuştu.