İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur Sağlık yasası için “Hekimlik andı içenler adına onur kırıcı bu yasa, yarınlarda baş eğdirecek bir kağıt parçasıdır” dedi.
Sağlık yasası görüşülürken İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur, “Sağlık çalışanlarının özlük haklarında düzenleme getiren ve sözde iyileştirme yapıldığı iddia edilen görüştüğümüz bu yasada tek doğru şey önce tali komisyonda görüşülmesidir. Bu komisyonda meslektaşlarımın önerileri dikkate alınmadan Plan Bütçe ’ye gitmiştir ancak, iktidar oradaki meslektaşlarının sesine kulak tıkasa da hekim meslektaşlarımın görüşleri tutanağa geçmiştir ve bizleri bu utanca ortak olmaktan bir nebze kurtarmıştır.” dedi.
Milletvekili Cesur, yasanın bu şekliyle kanunlaşmadan geri çekilmesini istedi ve “Aralık 2021’de TBMM Genel Kuruluna indirilip, birden “pardon, daha iyi olmalıydı hakikaten” diyerek çekilen teklifin, 7 aylık deepfreze macerası sonrası getirilen şu şekli, bir iktidar klasiği olarak beklentileri karşılamaktan uzaktır, hatta orasından burasından iyice zayıflatılmıştır.” Gelin bu şekliyle kanunlaşmasın, az kaldı biz gelip düzelteceğiz ancak siz böyle anılacaksınız” diye devam etti.
Cesur’un tek tek tüm sağlık çalışanları için nasıl düzenleme yapılması gerektiğini anlattığı, sık sık alkışlarla kesilen konuşmasının tam metni:
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri sizleri ve ekranları başında bizleri elleri yüreklerinde izleyen Kıymetli meslektaşlarım hekimleri ve elimiz, ayağımız, bazen de kalbimiz olan sağlık çalışanlarımızı ve onları yetiştiren çok kıymetli fedakâr annelerini, babalarını, cefakâr eşlerini saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Görüştüğümüz 07 Haziran’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan ve 10 Haziran’da Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülerek 14 madde kabul edilen, Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, en baştan söyleyeyim; kimin emeği geçmişse, onlar adına üzüntü vericidir. Hekim olan bir meslektaşımın filtresinden geçmişse, hekimlik andı etmiş biz hekimler adına onur kırıcıdır. Ve yarınlarda biz bunların tamamını düzelteceğiz ama o yarınlarda aynaya bakacaklar adına da baş eğdirecek bir kâğıt parçasıdır.
Teklifteki tek doğruluk, önce tali komisyonda görüşülmesidir. Sonuçta, iktidar oradaki meslektaşlarının sesine kulak tıkasa da hekim meslektaşlarımın görüşleri tutanağa geçmiştir ve bizleri bu utanca ortak olmaktan bir nebze kurtarmıştır.
Neden bu kadar vehametle söz ediyorum, Yüce Meclisin Mensubu ama bir hekim kardeşiniz olarak bu haliyle kanunlaşırsa diye?
Çünkü Aralık 2021’de TBMM Genel Kuruluna indirilip, birden “pardon, daha iyi olmalıydı hakkaten” diyerek çekilen teklifin, 7 aylık deepfreze macerası sonrası getirilen şu şekli, bir iktidar klasiği olarak beklentileri karşılamaktan uzaktır, hatta orasından burasından iyice zayıflatılmıştır.
İşin özü; senelerdir hakkını alamayan ve pandemide iyice manen de yıpranan sağlık çalışanları boş vaatlerle beklentiye sokulmuşlar ve hükümet tarafından 7 ay sonra, bu teklifle dımdızlak bırakılmışlardır.
Teklifin bir tarafına, sağlık çalışanlarının özlük haklarına cılız iyileştirmeler içermesiyle olumlu bakılacak olsa, diğer tarafından hekim ve diş hekimleri dışındaki personel için yetersizlik çıkıyor karşınıza! Başka bir taraftan, Kamudan emekli olan eczacıların teklife dahil edilmeyen açlık sınırı altı emekli maaşları bakıyor size buradayım diye! Emekli olduktan sonra özel hastanede çalışan emeklilere yönelik kesintilerde de bir düzeltme yoktur. Ya da kamudan emekli olmayan hekimlerimiz için de bir düzenleme yapılmamıştır.
Sağlık çalışanları ATT’sinden hemşiresine, hemşiresinden hekimine kadar sağlık sistemimizin vazgeçilmez parçasıdır ve hakları teslim edilmelidir ve hepsini kapsamalıdır bir yapılacak iyileştirme. Mesela mezbaha denetimlerinde sözlü ve fiili şiddete maruz kalan veteriner hekimler de sağlık hizmetleri sınıfına dahiledilmelidir. Daha geçtiğimiz Nisan’da Yozgat’ın Sorgun ilçesinde bir mezbahada veteriner hekim Volkan Lale’nin bıçaklanarak öldürülen cesedi gözümüzün önünde!
Baş tacımız olan sağlık personelineemeklilikte siz yoksunuz diye bağırıyor bu teklif!
Neye itiraz ediyor hekimler? Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının üçlü maaş sistemi var.
- Emekliliğine yansıyan bordrolu maaş;
- İkincisi, sabit ek ödeme;
- Üçüncüsü, performansa dayalı ek ödeme.
Bu sistemde emeklilikte maaşları kuş. Zaten çalışırken de sağlık çalışanlarımızın birçoğu performansa dayalı ek ödemeden yararlanmamış. O nedenle ek ödeme, performans yerine, diyorlar ki maaşta iyileştirme yapın, herkese yapın, yeterli yapın.2022’nin Mayıs’ta enflasyon % 73,5, ENAG’a göre % 160. TÜRK-İŞ’e göre açlık sınırı 6 bin 17 TL, yoksulluk sınırı 19 bin 602 TL. Hekimlerin yoksulluk sınırının altında, sağlık çalışanları açlık sınırının altında çalışmaya mahkûm edilmiş.
Teklif Aralık’tan beri kan kaybetmiş. Artan pahalılık ve enflasyona rağmen, Pratisyen hekim emekli aylığında 3.050, uzman hekim emekli aylığında 3.400 lira iyileştirme yerine, 1.600 ve 2.100 liraya indirilmiştir. Ayrıca, mevcutta 3.773 lira olan pratisyen sabit ek ödemesi, Aralık 2021’deki düzenlemeyle 9 bin lira civarında olacakken yeni yasa teklifiyle 5 bin lira gibi bir miktar olacak.
Kamudan emekli olmayan veya sosyal güvenlik mevzuatındaki değişiklikler nedeniyle bu haktan yararlandırılmayan hekimler yönünden bir düzenleme yapılmadığı için de eksiktir ve emekli hekimler arasında, sosyal güvenlik kurumu kaynaklı ayrımcılığı artıracaktır.
Sağlık sistemimizin görünmez çöküşe getiren en başta müsebbibi performans sistemi daha da derinleştirilecektir bu teklifle..
Nedir hekimlerden ve sağlık çalışanlarından istediğiniz yahu, ben soruyorum buradan bir kez daha? Zaten uçurum var emekli aylığı ile maaş arasında ve diyor ki sağlık çalışanları, maaşımızı artırın, siz ilave ödemeye artış getiriyorsunuz susarlar alıştılar yokluğa diye herhalde ama susmazlar.
Sivil Toplum örgütleri var susmazlar, okuyan yazan, konuşan akıl ve vicdan sahibi hekimlerimiz susmazlar. Sendikalar var susmazlar. Üniversiteleri var bu ülkenin susturduk sandığınız, hepsinin içlerindeki demokrasi hasreti yakarken içlerini ve hizmet ateşiyle yanarken her hücreleri, benim sağlık çalışanı kardeşlerim susmazlar.
Beklerler, sabrederler ve günü gelince ülkeleri için de gerekli tedaviyi yaparlar. Dibe götüren ne varsa ülkeyi, her türlü sıkıntıdan arındırırlar ve biz gelip düzeltiriz şartlarını.
Ve biz; bunca sene en zor şartlarda eğitim alan, en zor şartlarda çalışan, göğsünü pandemide siper edip can veren hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımızı biz kimseye yedirtmeyiz, burada buna and içmiş bir kardeşleri olarak onlara en saf duygularımla sesleniyorum; az kaldı.
Biz sizin bu ülkede ne çok mutlu olduğunuzu biliyoruz, gitmenize gerek kalmayacak şartları sağlamak sadece boynumuzun borcu değil, kendisini Türk Hekimlerine emanet etmiş Atamıza bağlılığımızdır.
Her bin kişiye düşen hekim, hemşire, yatak sayısında OECD ülkelerinde listenin en sonuna düşürülmemize rağmen, kaybediyorsunuz doktorları. Başka ülkelere geçen sene giden Çapa, Ankara ve Hacettepe Tıp Fakültelerinin 1 yılda verdiği mezun sayısından daha fazla 1361 doktorumuza, son 10 yılda son 10 yılda yüzde 2 bin 586 oranında artan ve2022’nin ilk beş ayında 945 olan 10 bin hekim ülkeyi terk etmiştir.
Değerli meslektaşlarıma sesleniyorum; Az kaldı hasretinizin bitmesine, çok yerleşmeyin biliyoruz biz içinizdeki memlekete hizmet ateşini.
Ve hastanelerde artık hekim bulamayan vatandaşlarımıza sesleniyorum; Az kaldı. Taşımalı sistemle eğitim ve taşımalı sistemle sağlık uygulamasıyla sizi en doğal hakkınız olan insanca yaşama hakkında da fukaralığa mahkûm olmaktan çıkaracağız. İlk işimiz bu olacak.
Çünkü Cumhuriyetin ve sonraki gelen giden iktidarların her köye okul, her ilçeye lise ve her köye sağlık ocağı, doktor hedefini koyan, bunu başaran Cumhuriyete borcumuz var, sahipliğimiz var, bize verdiği kazanımlardan asla vazgeçmeyeceğiz.
Sağlığa ayrılan payda, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın hayata geçtiği 2003’den beri temel sağlık göstergelerinde devrim yaptıklarını iddia eden Değerli İktidar Vekillerine sesleniyorum; OECD 2021ı Sağlık Raporu’na göre OECD ile AB’de sağlık harcamalarına en az pay ayıran ülke Türkiye. Ama rahat olun siz de; OECD ülkelerinde en son sıralara indirip, ayırdığını da vatandaşa değil, hasta garantili yandaşa terk edilen Şehir hastaneleri başta, hastanelerde artık aylar sonraya randevu alamayan hastalarımızın bu sıkıntısını da biz gidereceğiz ve sağlık hizmetini sermayenin kâr hırsına teslim ettirmeyeceğiz.
Çünkü; biz Türk Hekimi olmanın kıymetini bilen kadrolarımızla geliyoruz ve bizim Kırımlı Aziz Bey’e, Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye-i Şahane geleneğinden gelen, Refik Saydamlara Nusret Fişeklere sözümüz var.
Sağlıkta yapılan yanlışlarla gelinen noktada Uzman hekim yetiştirecek kadroların göçüyle eğitim kalitesi bozulması vicdanlı meslektaşlarımın gönlünde büyüyen bir yaradır ve içi sızlayan meslektaşlarıma ve dizleri titreyerek bu şartlara rağmen mesleğe gönül vermiş öğrenci meslektaşlarıma da sesleniyorum; biz çözeceğiz, çünkü biz farkındayız, çünkü biz Hipokrat Andımızı unutmayan ve o anda menfaatini satmayan kadrolarız, biz ettiğimiz yemine sadık o kadrolarla çağdaş tıp hizmetlerinden herkesin yararlanacağı ve insan odaklı hizmet anlayışını esas kılacağız.
Birçok hastanede hatta ilde bazı branşlarda hekim yok artık. Muayene randevuları aylar sonraya MR-CT 6 ay sonrasına verilebilmekte ve hastanın tedavi süreci bir yılı aşmakta. İlaç yetersizliği, kura bağlı yokluğu da cabası. Bunları çözeceğiz İYİ ekonomi yönetimimizle.
Kaynak mı yok diyorsunuz? Kaynakları bu milletin evlatlarına ayırarak çözeceğiz. Sağlık Bakanlığı bütçesinde en büyük yeri kaplayan dövizle müteahhitlere senelerce borca batıran şehir hastanelerini kamulaştırarak çözeceğiz.
ASM’lerinin elektrik tarifelerini ticarethane olmaktan çıkararak ve harcamalarını devlet bütçesiyle karşılayarak çözeceğiz mesela.
COVID-19’u dahi meslek hastalığı kabul etmeyen ve insan odaklı bir anlayışla çözeceğiz.
Hekimlere giderlerse gitsinler diyen bir anlayışla iş gören iktidarın ülkeyi yönetemediği gibi, büyük bir krize soktukları sağlık sistemimizde çözüm üretemeyeceğinin ve Hekimleri yoksulluk sınırının altında tutmaya gayretinin numunesi olarak bu teklif de, bu Meclis’te onaylanırsa, tarihte diğer utanarak hatırlanacak belgelerinden biri olarak yerini alacaktır.