Avukat Ebubekir Elmalı, AK Parti’den Erzurum Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı olduğunu açıkladı.
Yakutiye ilçesindeki bir otelde düzenlenen toplantı ile Erzurum Büyükşephir Belediye Başkanlığı’na aday adaylığını açıklayan Av. Ebubekir Elmalı, siyaseten büyüğü olduğu ve kendisine saygı duyduğu için şu an görevde olan Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ile adaylık öncesi görüştüğünü belirterek, “Bu şehre hizmet etmek istediğimi, şehrin siyasetinde var olmak istediğimi bu nedenle büyükşehir aday adayı olmak istediğimi belirttim. Kendisi de siyasi bir olgunlukla karar mekanizmasının kendisinin olmadığını söyleyerek başarılar diledi yani kendisine yakışanı yaptı.
Sekmen gibi siyasi hareketin abisi olan bir şehirde aday adayı olmak onun isminin karşısında isminizi teraziye çıkartmak kolay değil. Ancak ak davanın başarısının temelinde ise yenileme ilkesine önem verdiği ve bu ilke kapsamında gençlere fırsat vermek olduğunu biliyoruz. Bu sunulan fırsatlar davanın kıdemlilerinin tecrübeleri ile açtığı vizyon ile yapılıyor.
Davanın kıdemlilerinin vizyonu şans verilen yeniler içinde bir fırsat oluşturuyor. Yenilere düşen ise kendilerine güvenmeleri, sahip olduklarının farkında olarak cesur olmaları ve vizyona çıkma medeni cesaretini kendilerinde görmeleridir. İşte benim temel motivasyonumda budur. Memleketim Erzurum’a olan sevgim, dadaş kültürüne olan bağlılığım, entelektüel bilgi birikimim, liyakatim ve davaya olan sadakatimdir” diye konuştu.
BU BİR ŞEREFTİR
Son genel seçimlerde milletvekili aday adayı da olduğunu ama listeye alınmadığını dile getiren Elmalı, listeye alınmadığı için asla alınmadığını vurguladı. Önemli olanın Erzurum için en iyisinin seçilmesi olduğunu kaydeden Elmalı, “Eğer ben en iyisi değilsem ve en iyisi seçilecekse bu beni üzmez aksine mutlu eder. AK Parti davasında ben kendimi talep eden mertebesinde görüyorum. Dolayısıyla talepte bulunuyorum.
Kimileri kendini rica mertebesinde görür ve kendisine teklif gelmesini bekleyebilir. Ama ben bugünde talep mertebesindeyim, sonuç ne olursa olsun yarında talep mertebesinde olacağım. Bence siyasetin doğrusunun talep ve talebe karşılık yapılması gerektiğini düşünüyorum. Elbette doğduğum büyüdüğüm ve sevdalısı olduğum bu şehre belediye Başkanı olarak hizmet vermek bana ve ailem için onur kaynağıdır. Ama bu şehre hizmet için aday adayı olmakta benim için bu şerefe denktir” dedi.
‘CUMHURBAŞKANIMIZ ERDOĞAN’I ÖRNEK ALACAĞIM’
Basın toplantısında projelerinden bahseden Elmalı, yerel yönetimlerde 94 ruhu siyasetinin temel mottosu olduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile tanımlanan efsane 94 belediyecilik ruhunu yansıtan bir anlayışla ve yine Erdoğan’ın yerel yönetimler anlayışına kazandırmış olduğu birbirinden değerli kavramları rehber alarak Türkiye Yüzyılı Vizyonuna katkı sunacak kurumsal bir belediyecilik anlayışıyla yola çıktığını ifade ederek proje ve hedeflerini şöyle açıkladı:
“Adalet, ehliyet, liyakat, istişare, ahlâk, insana saygı, hukuka dayalı demokratik çoğulcu, rasyonel fayda analizi yapılmış projeler, kapsayıcı, birleştirici ve sosyal belediyecilik. Adalet ve ahlak olmazsa olmazımız. Tüm siyasetimizin ana omurgasını adalet oluşturacak. Yönetimde adalet. Şehri hep birlikte yöneteceğiz. Çözüm odaklı, ortak aklın hakim olduğu Bilimsel kurullar ve özellikle teşkilatların aktif katılımı ile kolektif yönetim.
Paylaşımda adalet. İsrafın, rüşvetin, yolsuzluğun dedikodusuna bile tahammül edilmeyen, çifte standardın, adam kayırmanı, torpilin, adaletsizliğin asla olmayacağı bir belediyecilik anlayışı. Şeffaf ve hesap veren bir belediye anlayışı olacak. Popülist değil rasyonel ve faydacı belediyecilik. Belediyenin bir kuruşunun dahi zayi edilmeyecek. Belediyeler boğazına kadar borca batırılarak değil, tam tersine belediyelerin önceki dönemden gelen varsa borçlarının ödendiği, belediyenin kasasında fazladan para olan bir belediyecilik. Halka hizmet Hakk’a hizmettir anlayışı.
Cenabı Allah’ın rızasını kazanmanın milletin derdine derman olmaktan geçtiğini bilen bir belediye. Şehrin imar dahil her türlü idari işlemlerinde genel menfaatin gözetilmesi. -Belediye Başkanlığını bir zenginleşme yeri, bir rant kapısı, ailesini, sülalesini zengin etme aracı olarak gören değil, milletin derdine derman olup böylece Allah’ın rızasını kazanmak, halka hizmet Hakk’a hizmettir anlayışıyla yapılan belediyecilik. Belediye içerisinde büyük küçük her iş sadece ehline verilecek. Ehil olmayanlara hiç bir saikle uzmanı olmadığı işler teslim edilmeyecek. Ehil kişilerce yapılsa dahi her önemli iş ve işlemler yine liyakatli kurullar tarafından denetlenecek.
Erzurum lehine atılacak her adımda birkaç kişinin değil tüm Erzurum’un faydasına olacak şekilde atılması için istişare heyetleri oluşturulacak. Kıdemli siyasilerden, Mimarlar ve mühendisler odasından temsilcileri, İl ve ilçe teşkilatları, hukukçular, gazete – medya, esnaf, Z-zanaatkârlar gibi şehrin dinamikleri ile istişare edilecek.
Bir hukukçu olarak, özel hassasiyetim olacak her türlü idare işlem ve eylemlerimiz hukuka uygun olacak. Belediyenin bir eylem veya işleminin hukuka uygun olmadığına dair kesinleşmiş bir mahkeme kararı olursa o mahkeme kararı derhal uygulanacak. Sayıştay’da dahil kanunlar eylemelerimizin sınırını belirleyecek. Bu ilke en önem verdiğimiz ilkemizdir. Siyaseti halk için yapıp hakkın rızasını niyaz edeceğiz.
Merkezimizde her daim insan olacak. Statüsünü, makamı, mesleği, geliri ideolojileri gibi etiketlerinden arındırılmış şekilde sadece insan merkezimizde olacak. Hastane acillerinde aman arayan insanların destekçisi bir belediyesi olacağız. Evinde aş pişmeyen, sobası yanmayan insanın belediyesi olacağız. Kibir, makamcı üstenci bakışlara, siyasi dedikodulara asla prim vermeyeceğiz. Başkan olursak makam mevki verdiğimiz kişilerde makam ve mevkilerinde boğulmayacaklar, halkın içinde halkla beraber olacaklar. Ütopik, hayalci projeleri vaat etmeyeceğiz.
Projelerimiz akılcı, gerçekçi ve gerçekten şehrimiz için gerekli olan projeler olacak. Projeler kişisel menfaatler için değil tüm Erzurumlulara genel menfaatlerine göre belirlenecek. Projelerin yazımında belediye bütçesine katlanamaz yük getirecek borçlandırıcı işlemlerden kaçınılacak. Mali disiplinden asla ödün verilmeyecek. Belediye tarafından önceden başlanılan projeler aynen devam edecek. En elzem proje elbetteki kentsel dönüşüm; Kentsel dönüşüm sadece fiziki bir yenilenme değildir. Kentsel dönüşüm adı üstünde bir kentin dönüşümüdür.
Dolayısıyla bir süreçtir. Bu süreçte her evrenin kendine özgü dinamikleri vardır. Binaların fiziki yenilenmesi estetik bir kentsel dönüşümün onlara evresinden sadece biridir. Bir yandan kentleri dönüştürürler diğer yandan on sene yirmi sene sonra yeniden kentsel dönüşüme nensen olacak imar ve yapılara müsaade edilmeyecek. Hem mimari hem yapısal olarak bu şehrin tarihine, kültürüne, sosyolojisine, iklimine, ekonomisine ve dair diğer olguları ile süreklilik kazanacak imar ve yapılaşmaya öncelik verilecek. Köylerimiz/mahallelerimizde sadece alt yapı meseleleriyle değil, üretim ile ilgili sorunları ile de ilgileneceğiz.
Ekim biçim mazot gübre üretime yönelik her kalemde devlet politikasına giren işlerde köylümüz ile bürokrasi arasında köprü olacağız. Yerel yönetim olarak kendimizin yapabileceği hususlarda sonuna kadar köylümüze destek olacağız. Erzurum’da hem kış turizminin hem de yaz turizminin buna bağlı doğa turizminin desteklenmesi ve gelişmesi için bu hususta özel olarak kurulan birimler aracılığıyla çalışmalar yapılacak.
Bu kapsamda, özellikle kışın gelen turistin lokal olarak sadece Palandöken Kayak Merkezinde değil şehir içinde de vakit geçirmesi, alışveriş yapmasının sağlanması için çalışmalar yapılacak. Turizmin sadece Palandöken’de cam fanuslarda hapsedilmesinin önüne geçilecektir. Şehrimizde bize emanet edilen üniversite öğrencilerinin barınma ve ulaşım başta olmak üzere yaşadığı sıkıntıları gidermek için birim kurulacak. Erzurum için daha birçok birbirinden önemli projemiz var. Aday adaylığı statüsü gereği şimdilik bu kadarını paylaşmakla yetiniyorum.
Sonuç olarak şunu söyleyeyim aday adaylığı statüsünden adaylığa geçemezsem bu benim için bir kayıp olmayacak. Beşeri skor tabelasında ne yazarsa yazsın, yetim hakkı yemeyen kaybetmez… Mekke’nin fethinden sonra Kâbe’nin anahtar meselesinde olduğu gibi, emaneti gerekirse liyakatli müşrike veren kaybetmez… Zalimin zulmünden değil, mazlumun ahından korkan kaybetmez… Beni bilen bilir, ben delikanlı siyasetten tarafım.
Kırmadan, dökmeden, karalamadan, başkasının sırtına basarak değil, ahlaklı siyaset yapılmalı. Ün dediğiniz, nam dediğiniz, makam dediğiniz gelir geçer, insanın Erdemli yaşaması hayatını anlamlı kılan en önemli ölçüttür. Görmemezlikten de gelindik, yeri geldi küçümsendik, etkisiz görüldük, ama kimin bizi nasıl gördüğü önemli değil. Önemli olan Erzurumlunun bizi nasıl bildiğidir.
Aslında önemli olan kazanmak veya kaybetmekte değil ki… Önemli olan kazanırken “adaletle kazanmak, kaybederken de “asaletle kaybetmek… Kerbela’da Hz. Hüseyin gibi, Plevne’de Gazi Osman Paşa gibi, Çeğen tepesinde Enver Paşa gibi… İşte bunun için hep “Yenilmek bir ‘son’, yenmek de ‘mutlak zafer’ anlamına gelseydi, bugün gönlümüzde yaşattığımız Hz. Hüseyin değil, Yezit olurdu. Siyaseti delikanlı gibi yapacağız, tıpkı bir dadaş gibi.”