Mustafa Kemal Atatürk ölümünün yıl dönümünde Selanik’te dünyaya geldiği evde törenle anıldı
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 83’üncü yıl dönümünde Yunanistan’ın Selanik kentinde dünyaya geldiği evde törenle anıldı. Türkiye’nin dört bir yanından ziyaretçilerin akınına uğrayan evde duygu dolu anlar yaşandı. Selanik Başkonsolosu Efe Ceylan, “Bugün her kesimden insanımızın, Mustafa Kemal Atatürk’ün ortaya koyduğu milli müdafaa ve bağımsızlık yolunda daha güçlü bir şekilde kenetlendiğini görüyor ve geleceğe umutla bakıyoruz” dedi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 83’üncü yılında Selanik‘te dünyaya geldiği evde düzenlenen törenle anıldı. Türkiye’nin Selanik Başkonsolosluğu’nun düzenlediği anma törenine Türkiye’nin dört bir yanından gelen, aralarında öğrenci gruplarının da bulunduğu vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Atatürk Evi’nin bahçesindeki anma koronavirüs tedbirlerine göre düzenlendi. Yunanistan saatine göre saat 09.05’te 2 dakikalık saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu. Bu sırada evin dışında bulunan yoğun kabalık, anmayı kurulan ekranlardan takip etti. Resmi törenin ardından Ata’nın evi ziyarete açılırken, ziyaretçiler duygu dolu anlar yaşadı.
‘KÖPRÜ CUMHURİYETTİR’
Türkiye’nin Selanik Başkonsolosu Efe Ceylan, yaptığı konuşmasında salgın nedeniyle törende katılımın kısıtlı tutulduğunu belirterek, “Sevgili öğrenciler, Türk milletinin gelecek nesilleri olarak, Atatürk’ü tanımadan büyümeyeceksiniz. Tıpkı sizden önceki bizler gibi. Biliniz ki; diğer milletlerden akranlarınız da O’nun adından ve mazlum milletler için yaptıklarından haberdar olacaktır. Eğitim ve iş yaşamınızda, ülke içinde ve dışında, O’nun adından sıkça söz edildiğini; bilhassa yabancılarca, Mustafa Kemal’in çoğu kez Türkiye ile özdeşleştirildiğini göreceksiniz.
Bazen yabancıların O’na olan hayranlıklarıyla karşılaşırken, bazen eleştirildiğini duyacaksınız. Ancak aslolan, Atatürk‘ü, bir birey olarak, önüne çıkan engellere rağmen başardıklarıyla, daha da önemlisi, hem Türk ulusunu kendi içinde birleştiren, hem o dönemin ve geleceğin gerekleriyle harmanlayan toplumsal önderliğiyle değerlendirmektir. Atatürk’ün iyi anlatıldığı ve anlaşıldığı takdirde- sizler ve geleceğin dünyası arasında bir köprü olduğunu yaşayarak öğreneceksiniz. Bu, Atatürk’ün Türk milletinin geçmişiyle bugünü arasında da köprü kurmuş olmasından ileri gelmektedir. Bu köprü Cumhuriyettir” dedi.
‘GELECEĞE UMUTLA BAKIYORUZ’
Öğretmen ve velilere de seslenen Başkonsolos Ceylan, şöyle konuştu:
“Bazen toplumlar, tarihin belli bir yol izlediğine inanırlar. Bu kanaatin kaynağı, içten gelen bir sezgi olabileceği gibi, ‘tarih tekerrürdür’ sözünü hakikat kılan, müşterek aklımızın birikimi de olabilir. Buna karşılık, bazı düşünürler de tarihin böyle akmadığını ve insanlığa dair her şeyin ‘bir alacakaranlığın ortasında, bölük pörçük kalmaya mecbur olduğunu’ söylerler. Bizim insanımızın, böyle bir ‘alacakaranlığa mahkum olma düşüncesini’ kabulleneceğine inanmıyorum.
Türk milleti gibi tarihi ve imanı olan bir milletin, gidecek menzilinin olmaması düşünülemez. Ülkemizin, Cumhuriyetin ilk yıllarından beri ve bilhassa son yıllarda kat ettiği mesafeler bunu göstermektedir. Her türlü zorluğa rağmen, devlet ve millet olarak bütün hesaplarımız, ilerlemek üzere kurulu ve adımlarımız hızlanıyor. Elbette güven dolu bir dünyada yaşamıyoruz, içinden geçtiğimiz orman, açıldığımız deniz tehlikelerle dolu. Ancak, herkesin birbiriyle rekabet ettiği, ama aynı zamanda birbirine ihtiyaç duyduğu bugünün dünyasını kavramak için, bu karmaşanın esrarını çözmek zorundayız.
Terör ve aşırıcılık gibi tehditlerin yanı sıra, iklim değişikliği başta olmak üzere küresel riskler karşısında, tüm insanlık hakikaten aynı gemide. Bununla beraber, başkalarının, kendi kusurlarını gizlemeye çalışırken, ışıldakları üzerimize tutma gayretinin de farkındayız. Her şeye rağmen, 98 yıl önce kurulan Genç Türkiye Cumhuriyeti, o günden beri, dünya uluslar ailesi içinde haysiyetli yerini ve hakkını korumak için mücadele veriyor. Bu varoluş mücadelesi, tarihten aldığımız dirayet ve güçle sürecektir. Başta Atatürk olmak üzere, İstiklal Savaşımızın önderlerinin temel gayesi de buydu.
Mustafa Kemal Atatürk, Dünya Savaşı‘nın yıkıntıları arasında, bugün belki tümüyle kavramamıza imkan olmayan olağanüstü güç koşullarda, tüm fikir ve benliğini, önündeki sayısız seçenek arasından, yalnızca Türk milleti için ortaya koydu. O’nu, tarihe damga vurmuş yabancı komutan ve devlet adamlarından ayıran unsur, bizden olması, bize ait olması ve bizim için çalışmış olmasıdır. O’na bu yönüyle bakmazsak ve bizden olana sahip çıkmazsak, eksiğimiz kalır. Bugün, her kesimden insanımızın, Mustafa Kemal Atatürk’ün ortaya koyduğu milli müdafaa ve bağımsızlık yolunda daha güçlü bir şekilde kenetlendiğini görüyor ve geleceğe umutla bakıyoruz.”
DUYGU DOLU ANLAR YAŞADILAR
Mustafa Kemal Atatürk’ü doğduğu evde anmaya Balıkesir Ayvalık’tan gelen Gülşen Billurcu, “İlk defa geliyorum çok duygulandım. Ulu önder Ata’mız bize çok büyük armağanlar bırakmış. Ölümsüz insan, dünya lideri. Rahmet ve minnetle anıyorum” dedi.
Edirne’den gelen Ece Serayhan ise Atatürk evinin içine girdiğinde çok farklı bir duygu yaşandığını belirterek, “Hayalimden daha güzel. Dışarıdan bakınca çok bir şey hissetmiyorsunuz gibi oluyor ama içeriye girdiğinizde Atatürk’ü cidden hissediyorsunuz. Burada yaşadığını hissediyorsunuz” dedi.