Düzce’de bir dönem revaçta olan, taşımacılıktan servise kadar birçok alanda kullanılan at arabaları unutulmaya yüz tuttu.
Babasının yanında at arabası yapmayı öğrenen ve şimdilerde kendi bahçesine kurduğu atölyesinde hobi olarak at arabası yapan İrfan Hadkatoğlu (75), kendisinden sonra usta yetişmediğini ve Düzce’de el yapımı at arabalarının biteceğini söyledi.
Düzce‘de 1980 yılı öncesinde revaçta olan ve düğüne, bayrama, pazara gitmek için kullanılan, özellikle manifaturacıların da nakliye aracı olarak kullandığı at arabalarına olan ilgi, traktörlerin piyasaya girmesiyle azaldı. Düzce’de at arabası yapımıyla uğraşan İrfan Hadkatoğlu, 16 yaşında başladığı mesleğini sürdürmeye devam ediyor.
Bugün 75 yaşında olan Hadkatoğlu, 1997 yılında dükkanını kapatmasının ardından, evinin bahçesine kurduğu küçük atölyede hobi olarak at arabası yapımına devam etti. Bir at arabasının tüm parçalarını el emeği ile yapan Hadkatoğlu, babasından öğrendiği mesleğinin kendisinden sonra devam etmeyeceğini söyledi.
‘HER HAFTA 1 ARABA YAPIYORDUK’
Mesleğini babasından öğrendiğini söyleyen İrfan Hadkatoğlu, “Bizim baba mesleğimiz. 1955 senesinde babam bu işe başladı. Ondan sonra biz devam ettirdik. Ben de bu mesleğe 1964 senesinde başladım. Ortaokulu bu yüzden bıraktım.
O zamanlar at arabaları çok revaçtaydı. Hızlı gelişiyordu. O zamanlarda her hafta 1 araba yapıyorduk. Yetiştirmek için mecbur gece- gündüz çalışıyorduk. O zamanlar bunlar çok lükstü. Her şeye bu arabalarla gidilirdi. Nakliyeler bu arabalarla yapılırdı. Özellikle manifaturacılar Bolu’ya, diğer illere manifaturalarını çekerlerdi. Perşembe günleri de mahallenin kadınları bir araya gelip at arabası kiralayıp evlerine öyle gelirlerdi” dedi.
‘ÖMRÜMÜZ YETTİĞİ KADAR YAPMAYA DEVAM EDECEĞİM’
Kendisinden sonra bu mesleği yapacak kimsenin yetişmediğini söyleyen Hadkatoğlu, “At arabasına ilgi 1980 yıllarında bitmeye başladı. Traktörler çıkınca at arabalarına ilgi kalmadı. 1997 yılında dükkanı kapattım. Geldim evimin yanında kendi kendime meşgul oluyorum. Eğlencelik, vakit dolduruyorum. Yapacak bir şey yok. Bütün hepsi el emeği. Makine işi yok. Demiri, ağacı hepsi elden geçiyor. Bu işi benden sonra yapacak kimse yok. Son dem benim. Ömrümüz yettiği kadar yapmaya devam edeceğim” dedi.