Prof. Dr. Ünal, sosyal medyada mesnetsiz şekilde bu aşıların çok zararlı olduğunu açıklayan ve değişik komplo teorilerini topluma yaymaya çalışan kişiler olduğuna dikkat çekti.
Ankara’da Covid-19 aşısı denemeleri için gönüllü olan Prof. Dr. Necmettin Ünal, aşı karşıtı kampanyaları kırmak için aşı olmasının önemli olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ünal, mesnetsiz şekilde aşıların çok zararlı olduğuna yönelik komplo teorilerini topluma yaymaya çalışan kişiler olduğuna dikkat çekerek, “Bu son derece sakıncalı ve benim şahsi görüşüm şu ki, topluma karşı işlenmiş bir suç bu, bu suçun bir cezasının olması lazım” dedi.
Biontech-Pfizer’in Türkiye’deki Covid-19 aşısı çalışmalarında gönüllü olan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anestezi ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal, aşı ilgili deneyimlerini anlattı. Gönüllü olma nedenleri arasında, hastanenin yoğun bakım servisinde çalışmasından dolayı Covid-19 hastalığına yakalanma riskinin yüksek olmasını ve Türkiye’de yürütülen aşı çalışmalarına destek vermek istemesini sayan Prof. Dr. Ünal, bir nedenin de aşı karşıtı kampanyaları kırmak olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Ünal, “Biliyorsunuz Covid’den önce de var olan ve Covid sırasında da devam eden bir aşı karşıtı grup var ve bunlar doğru yanlış bir sürü argümanı kendilerine göre yorumlayarak halkın önüne sunuyorlar ve yalan yanlış sonuçlar çıkarmaya çalışıyorlar. Bu aşı karşıtı kampanyalarını kırmak için benim aşı olmam ya da benim niteliğimdeki rol model olacak kişilerin aşı olması çok önemli” diye konuştu.
‘AŞI KARŞITLIĞI TOPLUMA KARŞI İŞLENMİŞ BİR SUÇ’
Prof. Dr. Ünal, sosyal medyada mesnetsiz şekilde bu aşıların çok zararlı olduğunu açıklayan ve değişik komplo teorilerini topluma yaymaya çalışan kişiler olduğuna dikkat çekerek, “Bu son derece sakıncalı ve benim şahsi görüşüm şu ki, topluma karşı işlenmiş bir suç bu. Çünkü toplumun kafasını karıştırarak toplumu hastalıktan koruyacak, ölmelerine engel olacak tedavilerin yapılmasına engel oluyorlar ve bu suçun bir cezasının olması lazım, bu cezayı da ilgili mercilerin araştırıp bunları bularak cezalandırması lazım.
Tıpta uygulanan her tedavinin mutlaka bir yan etkisi var. Ama getirdiği faydalar, yan etkisinden çok daha fazla. Hayatta her şey bir risk taşır; ama biz hayattaki riskleri karlarıyla kıyaslayarak karar vermeliyiz. Aşılar da kar tarafı çok çok üst düzeyde olan tıbbi uygulamalar. Göğsümü gere gere oldum bu aşıyı. Ama bu aşının ortakları arasında bir Türk’ün firması olmasından da onur duyuyorum” ifadesini kullandı.
‘TAMAMEN YAN ETKİSİZ DEVAM EDİYORUM’
Prof. Dr. Ünal, aşıyı yaptırırken bir heyecanı olmadığını, sıradan bir iğne olduğunu ifade ederek, “Aşı olduktan sonra her gün vücudumdaki bulgulara ilişkin bir bilgi notu hazırlayarak firmaya iletiyorum. Sadece ilk gece 37,4 dereceye kadar yükselen ateşim oldu. O da yani ölçmesem farkına varabileceğim ve rahatsızlık oluşturan bir ateş değildi. Onun dışında şu ana kadar hiçbir bulgum olmadı. Hatta aşı yaptırırken tek düşündüğüm bir olay vardı.
Sosyal medyadaki bir takipçim benden önce bu aşıyı olmuş. Bana mesaj yazdı, ‘hocam lütfen kullanmadığınız kolunuzdan yaptırın aşıyı, çok fena ağrı oluyor, şişlik oluyor, kolunuzu kullanamazsınız’ dedi. Ben de o yüzden sol kolumdan yaptırdım aşıyı; ama o takipçimin yaşadıklarını ben yaşamadım. Şu anda tamamen yan etkisiz gidiyorum ve bazen tereddüt ediyorum acaba bana tuzlu su grubunu mu uygun gördüler diye” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Ünal, aşının ilk dozunun üzerinden yaklaşık bir hafta geçtiğini ve ikinci dozun 21 gün sonra yapılacağına dikkat çekerek, “Periyodik olarak kan tahlilleri, burun swapları (sürüntü) yapacaklar ve beni 2 sene takip edecekler. Bazen beklenmeyen uzun vadeli yan etkiler de olabilir, onları da gözlemleyecekler. Normal şartlarda olsak bu aşının piyasaya sürülmesi 2,5-3 sene sonra yapılacaktı. Ama pandeminin gittiği durumu görüyorsunuz, vaka sayıları dünyanın her yerinde inanılmaz vaziyette artıyor. Onun için kısa süreli değerlendirmeler yapıp, zannediyorum bu Aralık sonunda gerçekleşecek ve en kısa zamanda aşıları halkın, dünyanın kullanımına açacaklar” dedi.
‘1 MİLYAR 400 MİLYON DOZ AŞI ÜRETMEYİ PLANLIYOR’
Prof. Dr. Ünal, gönüllü olduğu aşı çalışmasına dünya üzerinde 44 bin kişinin katılacağını, 22 bin kişiye Covid aşısı, 22 bin kişiye de ‘placebo’ denilen tuzlu su enjekte edileceğini, ancak katılımcıların hangi grupta olduklarını bilemeyeceğini söyleyerek, “Sonuçlarımıza bakacaklar; bağışıklık gelişti mi gelişmedi mi, bir yan etki gelişti mi gelişmedi mi? Ama başka bir şeye daha bakacaklar; 44 bin kişinin içinde minimum 32 kişide Covid gelişmesi gerekiyor. Bu 32 Covid gelişen kişinin 26’sı ya da daha fazlası placebo grubunda gelişirse ‘bu aşı başarılıdır’ denecek. Onun yanında kandaki antikorlara da bakılacak.
Onun sonucuna göre aşı ruhsat alacak ve piyasaya sürülecek. Ama şu ana kadar yapılan araştırma sonuçları nedeniyle firma piyasaya sürmek üzere üretime başladı bile. 2021 sonuna kadar 1 milyar 400 milyon doz aşı üretmeyi planlıyor. Bu, 700 milyon kişinin aşılanması demek. Dünya nüfusu çok fazla, neredeyse 8 milyar. Yüzde 60’ını aşılamamız gerekirse daha çok aşıya ihtiyacımız var. Virüse karşı mücadelede ülke nüfusunun yüzde 50 ile yüzde 80 arasındaki bir oranının aşılanması gerekiyor. Bunu sağladığımız zaman virüs yok olacaktır” dedi.
‘2021’İN İLK ÇEYREĞİNDE BU AŞI UYGULANMAYA BAŞLAR’
Açı çalışmasının sonuçlarının aralık ayında açıklanacağını tahmin ettiğini belirten Prof. Dr. Ünal, “Hemen ruhsat için başvuracaklar hem Amerika’da hem AB’de. Bunun çok uzun süreceğini zannetmiyorum. Çünkü hızlandırılmış prosedürler uygulanıyor. Zannediyorum ki 2021’in ilk çeyreğinde bu aşı uygulanmaya başlar” değerlendirmesinde bulundu.