2030 yılında elektrikli, bağlantılı ve otonom hafif ve ağır ticari araç üretiminde Avrupa’da lider ve dünyada ilk 5 ülke arasında olmayı hedefliyoruz
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ford Otosan’ın Kocaeli’nin Başiskele ilçesine 2 milyar Euro yatırımın Türkiye’nin araç üretim kapasitesini yıllık 210 bin adet arttıracağını belirterek, “2030 yılında elektrikli, bağlantılı ve otonom hafif ve ağır ticari araç üretiminde Avrupa’da lider ve dünyada ilk 5 ülke arasında olmayı hedefliyoruz” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 71’i Ford Otosan tarafından hibe edilen toplam 74 aracın Başiskele Belediyesi tarafından teslim alınması törenine katıldı. Uluslararası Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen törene Bakan Varank, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, Başiskele Belediye Başkanı Yasin Özlü, milletvekilleri ve davetliler katıldı. Törende Ford Otosan tarafından hibe edilen 71 araç ile belediyenin kendi girişimleri ile edindiği 1 arazöz ve 2 çöp taksi Başiskele Belediyesi tarafından teslim alındı.
Ford Otosan’ın Başiskele’de yapacağı yeni yatırıma dikkat çeken Bakan Varank, “Ford Otosan, bulunduğu şehre daha fazla katkı sağlama şuuruyla Başiskele Belediyemize 71 hizmet aracı hibe ediyor. Ancak bu sosyal sorumluluk projesi çok daha büyük bir anlamı ihtiva ediyor. Bu bağış Ford Otosan’ın ülkemizde yapacağı yeni yatırımın ilk kazanımlarından biri. Bildiğiniz gibi otomotiv sektörünün lider üreticilerinden olan Ford Otosan, gelecek nesil ticari araç ve batarya üretimine ilişkin Başiskele’de yeni yatırım yapma kararı aldı.
Yaklaşık 2 milyar Euro tutarındaki bu yatırım, ülkemiz ekonomisine çok önemli bir ilave katma değer sağlayacak. Araç üretim kapasitesini yıllık 210 bin adet artıracak, 3 bin kişiye doğrudan istihdam oluşturacak. Tabi tedarikçileri dikkate aldığımızda on binden fazla ilave istihdama da katkı sağlayacak. Yeni kurulacak tesiste sadece konvansiyonel araç üretimi yapılmayacak. Dünyadaki trendlere uygun olarak tam elektrikli araçlar ve bunların bataryaları da Başiskele’de üretilecek. Yani bu yatırım, ülkemizin elektrikli araç üretiminde önemli bir merkez olmasına da katkı sağlayacak.” dedi.
‘5 KITADA 200 ÜLKEYE İHRACAT YAPIYORUZ’
Otomotiv sektörünün Türkiye ekonomisinin en önemli parçalarından biri olduğunu söyleyen Bakan Varank, “Hükümet olarak bu topraklara, Türkiye’ye değer katan tüm yatırımcılarımızın her zaman yanında olduk, olmaya devam edeceğiz. Ford Otosan’ın yatırımını da geçtiğimiz Aralık ayında yayınlanan Cumhurbaşkanı kararı ile proje bazlı teşvik kapsamında destekliyoruz. Bu yatırım kararını ben her şeyden önce Türkiye’ye olan güvenin bir nişanesi olarak görüyorum. Türkiye çok güçlü bir otomotiv üreticisi konumunda.
Bakınız otomotiv sektörü 2020 yılında yaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen, 25 milyar doların üzerinde bir rakamla yine ihracatımızın sürükleyicisi oldu. 5 kıtada 200 ülkeye ihracat yapıyoruz. 200 binin üzerinde çalışan bu sektörden evine ekmek götürüyor. Gerçekten muazzam bir üretim ve inovasyon ekosisteminden bahsediyoruz. Tabi otomotiv sektöründe yapılan yatırımlar, sanayinin diğer alanları için de gelişme ve ilerleme fırsatları sunuyor. Adeta bir çarpan etkisi oluşturuyor.
Tedarikçileri besliyor, büyütüyor, yeni oyuncuları ekosisteme kazandırıyor. Bu anlamda Türkiye’nin otomotiv sektöründeki gücünün, dünyanın her yanından yatırımcılar için bir fırsat kapısı olduğunun ben tekrar altını çizmek istiyorum. Ford Otosan zaten bu gücün en önemli aktörlerinden biri olarak, yeni yatırım kararını da bu vizyonla aldı. Yüzde 70’e yakın yerlilik, yüzde 90’a varan ihracat oranı ile Ford Otosan firmamızın gerçekleştireceği bu yatırım inşallah ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sunacak” diye konuştu.
‘BU İŞLER KAR ROMANTİZMİ YAŞAMAYA BENZEMEZ’
Belediyelerin halka akıllı ve planlı bir şekilde hizmet götürmesinin önemine vurgu yapan Bakan Varank, “Özellikle küresel firmalar, yerelle iş birliğinin önemini iyi bilir. Ford Otosan da bu vizyonla hareket etti. Bu yerel birlikteliğin en güzel örneği de işte bugün bağışlanan 71 hizmet aracı. Ben bu araçların faydalı hizmetlere vesile olmasını temenni ediyorum. Tabi araca, iş makinesine sahip olmak her şey demek değil. Önemli olan onları, halkın hizmetinde akıllı ve planlı bir şekilde kullanabilmektir. Tüm imkanları elinde olan bazı CHPli büyükşehir belediyelerinin, şu son günlerde yaşanan kar yağışında nasıl sınıfta kaldıklarını aslında ibretle izliyoruz.
Belediyelerin yetersiz kaldığı yerde Karayolları ekiplerimiz canla başla mücadele ediyor. Biliyorsunuz, bazıları kayak tatilini çok seviyor. Bu işler kar romantizmi yaşamaya benzemez, şehirler etkin ve dirayetli bir yönetim bekler. Tuzlukla yolları tuzlarsanız tabii ki netice alamazsınız. Ben burada hem büyükşehir belediye başkanımıza, hem ilçe belediye başkanımıza sordum. Kocaeli’nde bir sıkıntı yaşanmadı. Hamdolsun Ak Parti’li belediyeler 24 saat hizmette” dedi.
‘SANAYİCİLERİMİZ PANDEMİ DÖNEMİNDE USTALIKLARINI ADETA TESCİLLEDİLER’
2020 yılının tüm olumsuzluklara rağmen pozitif bir büyüme ile tamamlandığını ifade eden Bakan Varank, şöyle konuştu:
“Usta kaptan dalgalı denizde belli olur derler. Sanayicilerimiz pandemi döneminde ustalıklarını adeta tescillediler. Uluslararası tedarik zincirinde yaşanan aksaklıklara rağmen üreticilerimiz yurt içi ve yurt dışı taahhütlerini eksiksiz yerine getirdiler. Pandemi sürecinde tüketici tercihlerinde yaşanan değişime yanıt verebilmek için üretim yapılarını ivedilikle revize ettiler. Bu gayretler neticesinde ülkemiz, yerli ve yabancı yatırımcılar açısından adeta güven tazeledi. Bu güvenle birlikte artan yatırım iştahını verilerden de gözlemleyebiliyoruz. 2020 yılının ilk onbir ayında yatırım talebi salgına rağmen geçen senenin yüzde 30 üzerinde devam ediyor.
Yakın zamanda açıklanan kasım ayı sanayi üretim verisi de yılın son çeyreğinde güçlü bir büyümeye işaret ediyor. Yüzyılın en büyük sağlık ve ekonomi krizinin yaşandığı 2020 yılını pozitif bir büyümeyle tamamlayacağımızı öngörüyoruz. OSB’lerdeki elektrik tüketim verileri ve tüketici talebine ilişkin öncü göstergeler, 2021 yılına da güçlü başladığımızın sinyallerini veriyor. Yoğun aşılamayla pandeminin etkilerini geride bırakarak, 2021 yılında Türkiye’nin rotasını üretim, istihdam ve ihracatta tutmaya devam edeceğiz.”
‘KENDİMİZE SOMUT VE İDDİALI HEDEFLER KOYDUK’
Türkiye’nin Otomobili ile bağlantılı olarak kurulan yeni ekosisteme de değinen Bakan Varank, şu açıklamada bulundu:
“Tabi konu otomotiv olunca, Türkiye’nin Otomobili ile bağlantılı olarak inşa etmekte olduğumuz yeni nesil mobil araçlar ekosistemine değinmeden geçmek olmaz. Sektörle sıkı iş birliği içinde hazırladığımız ve yakında yayınlayacağımız Mobilite Araç ve Teknolojileri Yol Haritasında kendimize somut ve iddialı hedefler koyduk. Tüm modlarda üretilen araçlarda, yani otomobilden lokomotife, ticari araçlardan gemilere yerlilik oranlarını yüzde 75 seviyelerine çıkarmak istiyoruz. 2030 yılında elektrikli, bağlantılı ve otonom hafif ve ağır ticari araç üretiminde Avrupa’da lider ve dünyada ilk 5 ülke arasında olmayı hedefliyoruz.
Batarya modül, paketleme ve hücre yatırımlarıyla, ülkemizi batarya üretim merkezlerinden biri yapmak istiyoruz. İşte burada yapacağımız yatırım, bunların başlangıcı olacak. Alt teknolojilerin geliştirilmesi de üzerinde hassasiyetle durduğumuz bir başka husus. Bu manada; elektrik-elektronik sektöründe üretim yapan yetkin şirketlerimizin, otomotiv sektörüne üretim yapmasını destekleyeceğiz. Elektrik motoru, inverter, yerleşik şarj cihazları, termal yönetimi ve kompresör gibi kritik bileşenlerde üretim yapan bir ekosistemi oluşturmanın peşindeyiz. Sektörün geleceğini, yazılım ve yapay zeka teknolojileri belirleyecek.
Artık otomotiv şirketleri daha fazla sayıda yazılımcı istihdam etmeye başladılar. Türkiye bu fırsat penceresinden en iyi şekilde faydalanabilecek entelektüel sermayeye sahip. Siber güvenlik, sürüş güvenliği ve sürücü davranışlarının modellenmesi yazılımları başta olmak üzere, bağlantılı ve otonom araç yazılımları geliştirip, bunların ihracatını yapan ilk 10 ülke arasına girmek istiyoruz. Yakın zamanda yol haritamızı kamuoyuyla paylaşacağız. Elbette bu gelişmelerden Türkiye’de yerleşik tüm markalar faydalanacak, bu ekosistem içinde üretim yapmanın uluslararası pazarlardaki rekabet güçlerini artıracaklarından biz eminiz.”