Diyetisyen Gamze Söylemez, pandemi sürecinde beslenmenin öneminin bir kez daha ortaya çıktığını belirterek, iyi beslenme için antioksidan zengini besinler tüketilmeli dedi.
Diyetisyen Gamze Söylemez, pandemiyle birlikte beslenmenin öneminin bir kez daha ortaya çıktığını söyledi. Salgın döneminde müracaat eden danışanlarının en çok şikayetçi oldukları konuların başında kiloların geldiğini ifade eden Söylemez, “Danışanlarıma hep sorarım, ‘bu kilolarınız nerden geliyor?’ diye. Genelde ‘son 1 yılda aldığım kilolar’ cevabı geliyor. Bu dönemin bize verdiği negatif etkilerden biri de bu oldu.
Zaten son yıllarda baktığımızda Türkiye obezite konusunda risk grubunda ve biz bunu önlemek için de sağlıklı yaşam tarzını kalıcı davranış değişikliği şeklinde hayatımıza yerleştirmek durumundayız. Bu yüzden son 1 yılda alınan kilolar çok daha kolaylıkla verilebilir. Bu sadece kilo vermek değil, sağlıklı yaşam tarzını elde edebilmek ve bağışıklık sistemimizi güçlendirmektir. Yani iyi bir beslenme demek sadece kilo vermek anlamına gelmiyor. Bu aynı zamanda sizin kan değerlerinizi yükseltiyor, besinlerin ilaçlarla etkileşimini artırıyor. Ve tabii ki Covid-19 sürecinin de daha kontrolü ilerlemesini sağlıyor” diye konuştu.
ANTİOKSİDAN ZENGİNİ SEBZE VE MEYVELER
Kişilerin mutlaka D vitamini değerlerine bakmaları konusunda da tavsiyelerde bulunan Söylemez, antioksidan besin kullanımının da iyi bir beslenme için şart olduğunu bildirdi. Söylemez, iyi bir beslenme için şu hususlara dikkat çekti:
“Antioksidan demek, vücudumuzdaki bağışıklık sistemimizi güçlendiren ve vücudumuzun toksik maddelerin ya da enfeksiyonlara sebep olabilen besinlerin dışarı atılması demektir. Antioksidandan zengin besinler, taze meyve ve sebzelerdir. Taze meyveler mevsimince tüketildiğinde çok önemli oluyor. Koyu renkli meyvelerden hepsi aslında iyi bir antioksidan kapasitesine sahiptir. Bunlar böğürtlen, ahududu, frambuaz olabilir veya nektarin, şeftali olabilir. Koyu yeşil yapraklı sebzeler de yine antioksidan kapasitesi yüksek olan sebzeler grubundadır. Mevsiminde olduğumuz için brokoli, ıspanak, pırasa tarzı besinler tercih edilebilir. Kuru baklagillerde tüketilebilir.
Diğer önemli noktamız probiyotikler. Probiyotikler bağırsak sağlığımız için çok çok önemlidir Çünkü iyi bir bağırsak eşittir, iyi bir bağışıklık sistemi demektir. Probiyotikten zengin besinlerimiz vardır. En başta örnek verebileceğimiz tabii ki tarhana çorbası. Evlerimizde mutlaka vardır. Sarımsaklı bir yoğurt da tercih ettiklerinde aslında çok güzel probiyotik almış olabilirler ya da kefir süt ve süt ürünleri tercih edebilirler. Sarımsak tüketimini çok önemserim. Pandemide aslında çok arka planda kalan fakat Covid dönemi sonrasında çok ön plana gelen bir şeydir sarımsak. Besinlerde yemeklerin içerisine yoğurtlarda direkt şekilde de alınabilir. Doğal antioksidan derler doğal antibiyotik derler. Bol bol hareket etmeliler, iyi kalite uyku çok çok önemlidir.”
KABIZLIK ŞİKAYETLERİ ARTTI
Son bir yılda en fazla şikayetlerden biri de bağırsak problemi olduğunu kaydeden Söylemez, bağırsaklarla ciddi problemlerle karşılaştıklarını anlattı. Kronik ya da akut kabızlıklarla karşılaşabildiklerini ifade eden Söylemez, şu tavsiyelerde bulundu:
“Böyle durumlarda ben kişileri daha çok kuru bakla ve tabii ki probiyotik besinlere yönlendiriyorum. Yine yoğurt, kefir grubu probiyotik takviyeleri veriyorum veya kuru meyvelerden yana beslenmelerini öneriyorum. Yine kuru kayısı, kuru erik, kuru incir bunlar bağırsak mikrobu yatağımızı güzel besler ve bağışıklık sisteminde de etkilidir. Yine kişilerde en çok karşılaştığımız bir başka sorun sıvı tüketiminin yetersiz olması. Yaz dönemine daha yeni girdiğimiz için su tüketimi biraz daha arttı. Ancak kış döneminde kişiler çok fazla sıvı tüketimine dahil değillerdi. Su tüketimi çok önemli. Kişiler su tüketimini unutuyorlarsa cep telefonlarına alarm kurarak su içmeli. Çünkü suyun yerine geçen hiçbir besin yoktur. Bu yüzden kişiler bol bol su içmeli, iyi kalite uyku uyumalı ve bol bol egzersiz yapıp beslenme programlarına çok güzel bir şekilde uymalılar.”
SPOR İÇİN PRATİK YOLLAR
Pandemi sebebiyle zaman zaman uygulanan sokağa çıkma kısıtlamalarında evlerde spor alışkanlığının oluşturulmasının önemine dikkat çeken Söylemez, “Peki bu bireyler spor alışkanlıkları nasıl oluşturacaklar? Biz burada da aslında çok pratik yollar elde ediyoruz. Evimizin koridorlarında yürüyüşler yapabiliriz veya evde artık sosyal medyada ya da sosyal sitelerde çok farklı spor dallarına yönelik uygulamalar var. Bunları kullanarak gün içerisinde çok güzel spor yapabilirler egzersiz yapabilirler, ağırlık kaldırabilirler. Belki evde olan ağır besinleri kaldır indirerek kas kütlelerine arttırabilirler. Aslında beslenme, spor, su, uyku gibi faktörleri sağladığımız da Covit sürecindeki o hastalığın vermiş olduğu hasarı bile azaltmış olabiliriz” diye konuştu.