Türk halk müziği sanatçısı Sümer Ezgü’nün en çok üzerinde durduğu konu, “Türkülerin anonim eserler telif kapsamına alınması”
Anadolu’da çok zor durumda olan eser sahipleri olduğunu da belirten Ezgü, “Bu pastayı nasıl artırabilir ve ta ücra köylerdeki gariban eser sahiplerine nasıl para ulaştırabiliriz, bunun peşinde koşmalıyız” dedi.
Pandemi nedeniyle genel kurulu ertelenen Türkiye’deki müzik eserleri sahiplerinin oluşturduğu Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Mesleki Birliği (MESAM) yönetimine, ‘MESAM Birlik ve Yenilik Grubu’ olarak aday olan Sümer Ezgü, MESAM’ın çok iyi anlaşılması gerektiğini vurguladı.
MESAM’ın, 170 civarı ülkenin üye olduğu üst şemsiye Uluslararası Telif Birlikleri Konfederasyonu (CISAC) üyesi 170 civarı ülkenin üyesi olduğunu belirten Ezgü, “Biz yurt dışındaki eserlerimizin teliflerini onlardan aldığımız gibi, biz de yurt içindeki yabancı eserlerin telifini toplayıp yurt dışındaki meslek birliklerine veriyoruz. Karşılıklı bir anlaşmamız var. Burası telif toplayan ve kimin ne kadar eseri takip edilirse o oranda herkes telif hakkını alır” dedi.
Sümer Ezgü, Türkiye’de telif bilincinin çok düşük olduğunu, eser kullanıcılarının karşılıksız kullanma alışkanlığı edindiğini kaydetti. Ezgü, hukukçuların bile telif konusunu çok iyi bilemediğini ve çelişkiler yaşandığını aktardı. Ezgü, buna karşın bir dönem hiç telif toplanamazken, tüm yönetimlerin çabalarıyla sistemin çalışmaya başladığını söyledi.
Sümer Ezgü, Anadolu’da çok zor durumda eser sahipleri olduğunu belirterek, “MESAM’ı daha güçlendirerek bu pastayı nasıl artırabilir ve ta ücra köylerdeki gariban eser sahiplerine nasıl para ulaştırabiliriz, bunun projelerinin peşinde koşmalıyız. Dijital alan şu anda en çok tüketilen alan ve dijital portalımız olabilir. Otel, konser alanları, televizyonlardan teliflerin artırılması için Anadolu genelinde avukatlarla prim usulü çalışmaların artırılması gerekir” dedi.
‘ANONİM ESERLER TELİF KAPSAMINA ALINMALI’
En çok üzerinde durduğu konunun türküler, anonim eserlerin telif kapsamına alınması olduğunu söyleyen Sümer Ezgü, “Çünkü halk müziği ürünleri, milli kültür. Derleyicisi ve kaynak kişisi, köydeki halk sanatçısı, çalgıcısı, ozanı bu ülkenin kültür taşıyıcılarıdır.
Sahibi belli olmayan Burdur’un Serenler Zeybeği, ‘Dersini almış da ediyor ezber’ gibi türküleri ilk yazan zamanla kayboldu ama o bölgenin geleneği olarak yaşadı bu türkü. Yani o zaman o türküyü yakan kişinin bir gün karşımıza çıkma ihtimalini göz önünde tutarak, o türküyü gelenekte yaşatan çalgıcı, halk ozanı ve halk sanatçısı ve gidip o köylerden o türküyü derleyen derleyiciyi telif kapsamında göstermeliyiz. Çünkü bu bir haktır. Yoksa böyle bir şey olmayacaktı, o türküler yok olacaktı” diye konuştu.
‘YASAKÇILIKLA HİÇBİR YERE GİDEMEYİZ’
Sümer Ezgü, ‘Otellerde yabancı eser yerine Türk müzikleri çalınsın’ söylemini de yanlış bulduğunu aktardı. Bu söylemin başlangıçta kulağa hoş geldiğini söyleyen Ezgü, “Bir yabancı eseri yasaklayamazsınız. Aynı şekilde Almanya bizim eserlerimizin yayınlanmasını yasaklasa doğru olur mu” dedi. Yabancı eserleri yasaklama yerine, yerli eserlerin nasıl daha çok izlenebileceği ve dinlenebileceği üzerine projeler kurulması gerektiğine dikkati çeken Ezgü, “Yasakçılıkla hiçbir yere gidemeyiz” diye konuştu.
MSG VE OLB
Önceki yıllarda MESAM’ın içinden ayrılarak kurulan Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği (MSG) ile MESAM’ın yeniden birleşmesi gerektiğine işaret eden Ezgü, MESAM, MSG, MÜYAP, MÜYOBİR gibi kuruluşların telif haklarıyla ilgili oluşturulan Ortak Lisanslama Birliği’nin de (OLB) yeniden toparlanması gerektiğini söyledi.
DİJİTAL PORTAL
Ezgü, “Anadolu’da çok zor durumda olan eser sahipleri var ve MESAM’ı daha güçlendirerek bu pastayı nasıl artırabilir ve ta ücra köylerdeki gariban eser sahiplerine nasıl para ulaştırabiliriz, bunun gibi projelerin peşinde koşmalıyız. Dijital alan şu anda en çok tüketilen alan ve dijital portalımız olabilir. Otel, konser alanları, televizyonlardan teliflerin artırılması için Anadolu genelinde avukatlarla prim usulü çalışmaların artırılması gerekir” dedi.