Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Keçiören’de yazdığı hizmet destanıyla tarihe geçen Turgut Altınok kardeşimizin büyükşehirdeki projeleri sayesinde Ankara’nın altın çağına gireceğine inanıyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATO Congresium’da, AK Parti Ankara ilçe belediye başkan adayları tanıtım toplantısında konuştu. Erdoğan, 30 Ocak Salı günü genel merkezin inşası tamamlanan yeni ek binasındaki büyük salonunda seçim beyannamesini açıklayacaklarını söyledi.
Büyükşehir adaylarının da kendi şehirleriyle ilgili projelerini açıklamaya hazırlandığını, İstanbul adayı Murat Kurum’un, bir süredir yürüttüğü kampanyasını yarın resmen başlatacağını belirten Erdoğan, “Son yıllarda İstanbul, gözü ve gönlü başka mecralarda olan bir yönetimin elinde resmen geriledi, tıkandı. Adeta bir fetret devrine girdi. İstanbul’u yeniden hak ettiği vizyona, eser ve hizmet belediyeciliğine kavuşturmak için artık gün sayıyoruz. Murat kardeşimizin bilgisi, birikimi, dinamizmi ve iş odaklı karakteriyle depreme hazırlık başta olmak üzere şehrin tüm altyapı sorunlarını çözecek en doğru isim olduğunu biz biliyoruz, inşallah İstanbul da görecek” diye konuştu.
‘ANKARA’NIN ALTIN ÇAĞINA GİRECEĞİNE İNANIYORUM’
Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediye başkan adayı Turgut Altınok ve diğer adayların da yakında aynı adımları atacağını belirterek “Keçiören’de yazdığı hizmet destanıyla tarihe geçen Turgut Altınok kardeşimizin büyükşehirdeki projeleri sayesinde Ankara’nın altın çağına gireceğine yürekten inanıyorum. AK Parti kurulduğu günden beri genel, yerel her seçimde milletimizin karşısına güçlü bir programla, iddialı projelerle, hayırlı hizmet hazırlıklarıyla çıkmış bir partidir. AK Parti’nin yerel yönetim seçimlerine girdiği her yerde gerek merkezi yönetim gerekse yerel yönetim el ele vermek suretiyle milletimize hizmette onların sağlayacağı başarıyı muhalefetin sağlaması mümkün değil” diye konuştu.
‘BOL BOL TATİL YAPTILAR’
Erdoğan, AK Parti ve Cumhur İttifakı dışında vizyoner program ve projelere önem veren başka siyasi yapı olmadığını belirterek, “Çünkü onların ülkeye ve şehirlerimize eser kazandırmak, milletimize hizmet etmek gibi bir dertleri yok. Kendi çekişmelerinden, rant ve paylaşım kavgalarından, ülke ve millet düşmanlarıyla iş birliği çabalarından, herhalde programa, projeye vakit bulamıyorlar. Bırakınız yeni eser yapmayı, devam eden çalışmaların üstünü kapatan, verilen hizmetleri kesintiye uğratan, tüm oyun planlarını yalan ve algı üzerine kuran iş bilmezlerin elinde şehirlerimiz perişan oldu.
Söz verdiği şeylerden bazılarını çeşitli sebeplerle yapamayanlardan değil, yıllarca yönetimde kaldığı halde hiç bir şey yapmayanlardan bahsediyorum. Gerçi ‘hiçbir şey yapmadılar’ demek doğru değil. Mesela bol bol şov yaptılar. Mesela bol bol tatil yaptılar. Mesela iç ve dış karanlık odaklarla ittifaklar yaptılar. Mesela belediye birimlerini, siyasi paylaşım mezesi yaptılar. Kısacası kendi şehirlerinin meselelerinin çözümü hariç her işi yaptılar. Daha buram buram kibir kokan edalarıyla sergiledikleri komiklikleri saymıyorum bile. Daha bölücü örgütün güdümündeki partiyi şehirlerinin yönetimine ortak etme hesaplarını saymıyorum bile. Daha cumhurbaşkanlığı yardımcılığı rüyasıyla aylarca şehirlerini sahipsiz bırakmalarını saymıyorum bile” ifadelerini kullandı.
‘ESERSİZ VE HİZMETSİZ HARCANAN YILLAR’
Erdoğan, muhalefetteki belediyelerin başkanlarının eser kazandırma namına herhangi bir varlıklarını gören ve duyanın olmadığını belirterek şöyle konuştu:
“Buna karşılık şehirlerimizin ihmal edilmişliği, gerileyişi izaha muhtaç olmayacak kadar açıktır. Bunları söylerken amacımız ne polemik yapmaktır ne kimseye büftan etmektir. Biz sadece milletimizin hissiyatını, derdini, beklentisini özellikle dile getiriyoruz. Üstelik bu muhasebeyi sadece muhalefet adayları için de yapmıyoruz.
Elimizi vicdanımıza koyarak baktığımızda gördüğümüz manzara şudur; bilhassa ülkemizin en büyük ilk 3 şehrinde temel atmama törenleriyle ve atılan temellerin üzerini kapatmakla vakit geçiren, yüzü kızarması gerektiği halde şehri için hiçbir büyük projesi olmamasıyla övünen, yıllardır hiçbir altyapı çalışması yapmayıp sadece tabela değiştiren, istismar ve korku siyasetiyle insanların iradesine ipotek koyan velhasıl esersiz ve hizmetsiz harcanan yıllardan söz ediyorum. Milletimiz bunun hesabını hiç şüphesiz 31 Mart’ta sandıktan soracaktır. Ancak bizim başka endişelerimiz de var. Seçim öncesi ne dedilerse iş başına gelince tam tersini yapan bu zübük siyasetçi tiplemelerinin gençlerimize kötü örnek teşkil etmemesini diliyoruz.”