AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Anayasa’nın 4 maddesiyle ilgili herhangi bir tartışmamız yoktur. Değişiklik teklifleri bizim açımızdan olumlu değildir. Burada daha önce de belli gündemler olduğunda sorulmuştu. Sivil bir anayasa istiyoruz, Türkiye’yi Türkiye Yüzyılı’na taşıyacak anayasa istiyoruz” dedi.
AK Parti Sözcüsü Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Çelik, 12 Eylül Darbesi’nin halen Türkiye’de konuşulmaya devam edildiğini belirterek, “12 Eylül darbesinin en büyük zararlarından bir tanesi; anayasa ile ortaya çıkan ve Türkiye’deki sivil siyasetin üstünlüğünü, demokrasinin üstünlüğünü, demokratik gelişmeleri gasp eden sonuçlarıdır. Tabii burada sık sık bunu söylüyoruz; bu darbe anayasasından Türkiye’nin kurtulması gerekir ve kurtulabilmek için de net bir şekilde; ciddi ve sivil bir anayasaya Türkiye’nin ihtiyacı vardır.
30 yıldan fazla sürede çok sayıda maddesi değişti, 19 kez değiştirildi. Tabiri caiz ise yamalı bir bohçaya döndü. Sistemin çalışmasındaki dengeyi bozan, iç bütünlüğü olmayan ama en önemlisi darbenin izleri anayasanın hem lafsına hem de ruhuna sindiği sonuçlar maalesef Türkiye’nin önünde engel olmaya devam etmektedir. Birçok maddede değişiklik olmasına rağmen gelinen nokta bir kere daha gösteriyor ki; kendi içinde bütünlüğü olan entegre ve sivil bir gözle yapılmış, milli iradeyi korumak, anayasal düzeni korumak, temel hak ve hürriyetleri geliştirmek, özgürlükleri korumak Türkiye’yi önümüzdeki yüzyıla, Türkiye Yüzyılı’na hazırlayacak sadelikte ve dinamizmde bir sivil anayasaya olan ihtiyaç, ihtiyaçtan öte bir zorunluluktur. En önemlisi de bunun gelecek nesillere bir borcumuz olmasıdır” ifadelerini kullandı.
‘DEMOKRASİNİN EN BÜYÜK TAŞIYICISI AK PARTİ’DİR’
Partisinin, Türkiye Buluşmaları kapsamında saha çalışmaları gerçekleştirdiğini kaydeden Çelik, teşkilatların gerçekleştirdiği çalışmalara değindi. Çelik, “31 Mart seçimlerinden sonra, AK Parti’nin geride kaldığı, CHP’nin öne geçtiği gibisinden bir takım spekülasyonlar yapılıyordu. Bugün bu spekülasyonları yapanlar ya da bu konuda öne çıkanlar bile artık CHP açısından böyle bir durumun olmadığını, CHP’deki bu gel-git siyasetinin ve belediyelerdeki bu bahsettiğimiz savrulmaların vatandaşımız tarafından elinin tersiyle kenara itilip, siyasetin gerçek mecrası AK Parti’de her zamanki buluşmaların daha yüksek bir şekilde gerçekleştiğini göstermektedir.
Mesela bu savunmalardan bir tanesi; Özgür Bey’den önce Kemal Bey zamanındaki, ‘Helalleşme’, Özgür Bey zamanındaki, ‘Normalleşme’ en son ise Cumhur’a hakaret edenleri himaye etmeye dönüştü. Helalleşmeden normalleşmeye, normalleşmeden Cumhur’a hakaret edenleri himayeye dönüşen bir süreç. Tabii vatandaşımız da bunun notunu vermektedir. Çünkü bu işler uzun yürüyüşler içerisinde tutarlılık gerektirir, tutarlılık olmadığı zaman herhangi bir şekilde bundan netice alınması mümkün değildir. Sivil siyasetin adresi, demokrasinin en büyük taşıyıcısı bugün AK Parti‘dir” diye konuştu.
‘BUNLARIN RUHLARI, AKILLARI KİRLENMİŞTİR’
Çelik, Batı Şeria’da İsrail askerleri tarafından vurulan Ayşenur Ezgi Eygi’nin dualarla uğurlandığını kaydederek, “Şu durum nettir; İsrail güçleri bu kardeşimizi doğrudan hedef alarak öldürmüştür ve bunu yapanların, emri verenlerin, hepsinin cinayetten yargılanması gerekir. Fakat işte bir çift standart da burada görüyoruz; bazı basın kuruluşları net bir şekilde, Ayşenur kardeşimizden bahsederken yani barış isteyen birinden, Gazze için yüreği atan birinden, başka bir coğrafyada yaptığı kariyer çerçevesinde rahatça yaşayacakken insanlık vicdanının yanında saf tutan birini hedef alan bu katliam karşısında, Ayşenur ile ilgili haberlerde, ‘Militan’ diyorlar. Bunlar tabii barışı savunan herkese, ‘Militan’ derler. Bunlar adaleti savunan, insanlık adına vicdani bir hassasiyet gösteren herkese, ‘Militan’ derler, çünkü bunların ruhları kirlenmiştir, akılları kirlenmiştir. Bunların yegane amacı insanlığı daha büyük kaosun içerisine sokmaktır” dedi.
‘HAK VE MENFAATLERİMİZİ MÜZAKERE YOLUYLA ÇÖZMEK İRADESİNDEYİZ’
Yunanistan Savunma Bakanı Nikola Dendias’ın Türkiye ile ilgili açıklamalarını değerlendiren Çelik, “Yunanistan içindeki kaos lobisi ve radikal unsurlar, Türkiye ve Yunanistan arasındaki normalleşmeyi, diyalogu sabote etmek için her zaman olduğu gibi elinden geleni yapıyor. Geçmiş görev dönemlerinden tanıdığımız bir provokatör, Yunanistan Savunma Bakanı Dendias. Dendias son derece haddini aşan açıklamalar yaptı. En son kıyılarımıza 2 kilometre mesafedeki Meis Adası’na giderek oradan, ‘Doğu Akdeniz’deki silahlanmayı nasıl genişleteceklerini ifade eden sözler’ söyledi ve Türkiye’yi hedef aldı. Tabii Yunanistan açısından problem şudur; Yunanistan hükumetini Miçotakis mi temsil ediyor? Dendias mı temsil ediyor? Dendias, Sayın Miçotakis’in başbakan olarak ortaya koyduğu iradeyle çatışan şeyler söylüyor. Dendias’ın bu açıklaması, herhangi bir şekilde diyalog istemeyen, Türkiye’yi hedef alan ve bütün diyalog süreçlerini sabote etmeye çalışan bir açıklama.
Ama burada Miçotakis’in, ‘Tansiyonu düşürelim, normalleşmeyi sürdürelim, diyaloğu sürdürelim’ şeklindeki yaklaşımının tam zıttına aslında Türkiye’yi hedef almıyor, Miçotakis’in başbakanlığını ve ortaya koyduğu iradeyi hedef alıyor. Çünkü Dendias’ın sözlerinin Ege denizinin sularında boğulmadan bize ulaşması mümkün değil. Herkesin bilmesi gereken şudur; biz buradaki hak ve menfaatlerimizi masada diyalog yoluyla, müzakere yoluyla çözmek iradesindeyiz. İki komşu ülkeyiz, başkalarının kendi çıkarları temelinde bölgeyi istikrarsızlaştırmak için gelmek istediğini biliyoruz. Doğu Akdeniz’de bayrak gösterip sorunları daha yoğunlaştırdığını her zaman görüyoruz. Herkese kazandıracak olan herkes gider sonuçta biz kalırız” değerlendirmesinde bulundu.
‘MİLLİ İRADEYİ ESAS TEŞKİL EDEN YAPI OLACAK ANAYASA’YI İSTİYORUZ’
Çelik, Anayasa’nın ilk 4 maddesi ile ilgili tartışmalara değinerek, “Anayasa’nın 4 maddesiyle ilgili herhangi bir tartışmamız yoktur. Değişiklik teklifleri bizim açımızdan olumlu değildir. Burada daha önce de belli gündemler olduğunda sorulmuştu. Sivil bir anayasa istiyoruz, Türkiye’yi Türkiye Yüzyılı’na taşıyacak anayasa istiyoruz. Milli iradeyi esas teşkil eden yapı olacak Anayasa’yı istiyoruz. 4 madde ile ilgili herhangi bir tartışma söz konusu değildir” ifadelerini kullandı.
‘ÖZGÜR BEY, AYŞENUR’UN FEDAKARLIĞINI İDEOLOJİYE İNDİRDİ’
Çelik, Ayşenur Ezgi Eygi’nin cenaze töreninde CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş arasında yaşanan olaya değinerek, “Burası bir cenaze töreni, şehidimizi uğurluyoruz. Özgür Bey keşke bu şekildeki konuşmayı babasının yanında yapmasaydı. Cenaze adabına uygun bir şekilde davransaydı. O cenazeye katılan herkesin vermek istediği mesaj; Ayşenur’un şehadetini selamlamaktır. Bu süreçte Özgür Bey iki tane hata yaptı. Bir tanesi Ayşenur’un fedakarlığını ideolojiye indirdi. Bu doğru değildir.
Gazze bir insanlık meselesidir. Netanyahu ABD Temsilciler Meclisi’nde konuşmasını ideolojik çerçeveye büründürmüştü, ‘Burada batı medeniyetini savunuyoruz’ demişti. Netanyahu’nun savunduğu şeyleri medeniyet düşmanlığı ve barbarlıkla bir araya gelebilir. Türkiye’de Özgür Bey, Ayşenur’un tavrını belli bir ideolojik geleneğin temsilcisi olarak ortaya koydu” ifadelerini kullandı.
‘CENAZELER SİYASİ PARTİLERİN NUTUK ATACAĞI YER DEĞİL’
Cenaze törenlerinin siyasi nutuk atma yeri olmadığını vurgulayan Çelik, “Devleti temsil eden en üst makam orada duygu ve düşüncelerini paylaşıyor. Orada en üst makam Meclis Başkanlığı makamı. Orada başkanımız herhangi bir siyasi indirgeme içine girmeden siyaseten de kimseyi hedef almadan Ayşenur’un insanlık vicdanının safında bir konuşma gerçekleşiyor. Siyasi konuşma yapılmıyor orada. Numan Bey sağduyulu devlet adamıdır, nezaketli bir isimdir. Ne yapılmıştır? Özgür Bey diyor ki ‘siz tarafsız değilsiniz, parti adına konuşmuş kabul ediyoruz, o yüzden biz de parti adına konuşalım’ diyor.
Devlet hayatında böyle bir standart olabilir mi? CHP’nin kendinden olmayan, belli makama gelmiş hiç kimseyi o standartlar açısından yerli yerine oturtmadığını biliyoruz. Tarafgirliğin alasını yaparlar. Orada devlet adına en üst makam kimse konuşmayı yapar. Özgür Bey siyasetçi olarak eleştiri yapmak istiyorsa yeri orası değildir. Daha sonra başka bir ortamda yaparsınız. Dolayısıyla yakışık almamıştır. Hangi siyasi partiden, kesimden olursa olsun o gün Ayşenur’un cenazesine katılmak da, bu çoğulculuğu göstermek de son derece kıymetlidir” diye konuştu.
Ömer Çelik, gündemlerinde seçim olmadığını sözlerine ekledi.