Alzheimer hastalığı tüm majör nöroblişsel işlev bozuklukların en yaygınıdır.
ABD‘de mevcut 5,8 milyon oranından 2050 yılına kadar 14 milyona, yani neredeyse üç kat artışla 14 milyona çıkacağı tahmin ediliyor.
AH, beyin hücrelerinin kısmi ölümüyle gerçekleşen ve nedeni belli olmayan genetik yatkınlıktan etkilenen nörödejeneratif, kronik, günlük yaşamı etkileyen, geri dönüşü olmayan bir hastalıktır.
Farklı diyet tarzlarının, besin ögeleri içeriklerinden dolayı bilişsel fonksiyonlar, demans ve Alzheimer üzerinde etkileri vardır.
Akdeniz diyeti AH’de önerilmektedir. Tam tahıllı ürünler, kurubaklagiller, yer almaktadır. Beyaz et tüketimi orta seviyede, süt tüketimi orta seviyede; yumurta, kırmızı et, işlenmiş et tüketimi sınırlıdır.
Kullanılan yağ tipi zeytinyağı olmalıdır. Margarin, tereyağı, sakatatlar tüketilmemelidir.
Sebze ve meyveler içeriğindeki E ve C vitamini, karetonidler, flavonoidler ile; zeytinyağı içeriğindeki fenolik bileşikler ile balık içeriğindeki omega-3 strese karşı koruyucudur.
D vitamini,merkezi sinir sisteminin korunmasında da rolü vardır. Yaşlı bireyler de seviyeleri düşük olduğu görülür. Bu da bilişsel işlev bozukluklarına neden olabilmektedir.
Probiyotik takviyesi kullanımı ise bağırsak mikrobiyatasını dengeleyip, yarralı bakterileri arttırdığından, probiyotik içeren besinler tüketilebilir.
Bir diğer etkileyen faktörler ise hava kirliliği, kirli toprak, kirli su, tarım ürünleridir.
Özetle; beslenme, Alzheimerlı bireyin ihtiyaçlarına yönelik planlanmalıdır. Doğru beslenme tedavisi hayat kalitesini artırıcı ve semptomları yavaşlatabilir.