Elizabeth Jane Cochran 5 Mayıs 1864’de Pensilvanya’da dünyaya gelen Amerikalı kadın gazetecidir.
O dönem kadınların sosyal yaşamda kendilerini var etme, iş hayatında aktif olmaları pek mümkün değildi. Elizabeth bu fikri reddediyor kadınların her alanda var olacağını savunuyordu. 18 yaşındayken Nellie Bly adında takma bir isimle gazetede çalışmaya başladı. Kadın hakları üzerine yazılar yazmaya başladı.
Bir süre sonra New York’a taşındı. Gazetecilikten asla vazgeçmiyor kendini geliştirmek için ciddi çalışmalar yaparak uzun saatler harcıyordu. İnandığı ve sevdiği meslek uğruna büyük emekler veriyordu. New York Wold isimli gazeteye başvurdu ve o başvuru bir süre sonra kabul edildi. Gazete gizli kalmış insan hayatlarını ortaya çıkarıyor, sahada araştırmalar yapıyor ve bunları belgeliyordu. Elizabeth’e verdikleri ilk görev oldukça çarpıcıydı.
Blackwell’s Adası’ndaki bilinmeyen bir akıl hastanesine sızması isteniyordu. Halk arasında bu akıl hastanesinde hastalara zulüm yapıldığı dilden dile yayılmıştı; lakin bu olayın doğruluğu bir türlü ispatlanamıyordu. Elizabeth’ten on gün bu hastanede kalmasını, hasta takliti yapmasını ve olup biten her şeyi öğrenmesi isteniyordu. Kabul etti ve ruhsal bunalımda olan bir amnezi hastasıymış gibi davranarak doktorları kandırmayı başardı. Hastaneye yatışı gerçekleşti ve korkulan oldu. Halk arasında söylenen her şey doğruydu.
Hastane kapasitesinin çok üstünde hasta vardı, her yer pislik içindeydi. Hastalar şiddet görüyor çok kötü muameleye mazur kalıyorlardı. Aradan 10 gün geçtikten sonra bir avukat tarafından akıl hastanesinden çıkışı sağlandı. Hemen ardından ‘Tımarhanede 10 Gün’ adlı bir kitap yazdı. Kitap yayınlandıktan sonra yer yerinden oynadı. Devlet akıl hastanelerini sıkı denetleme kararı aldı. Bu kitapla birçok okur kitlesine ulaşmayı başardı. Yoksulluk, politika ve kadın sorunları hakkında kitaplar yazmaya devam etti. Birinci Dünya Savaşında cepheye çıkan ilk kadın gazeteci oldu.
Amerika Birleşik Devletleri’nde 1920 yılında yürürlüğe giren anayasa değişikliği ile ülke genelinde kadınlara oy verme hakkı tanınmış, Kasım 1920’de kadınlar ilk parlamento seçimlerine katılmışlardır. İnsanların hayatlarında dokunan, aydınlanma yolunda bedel ödeyen Elizabeth Jane Cochran 27 Ocak 1922’de zatürre nedeniyle hayatını kaybetti. Hayatını kaybetmeden (iki yıl önce) kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesine şahit olarak kadınların ülke yönetiminde söz sahibi olabileceklerine şahit oldu.