Birlikte yaşayan aileler arasında yüksek bulaş oranları görüyoruz. Belki de salgının büyük bir kısmını oluşturuyorlar.
Koronavirüs salgınının artmasında ev içi bulaş riskinin büyük rol oynadığını belirten Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “Birlikte yaşayan aileler arasında yüksek bulaş oranları görüyoruz. Belki de salgının büyük bir kısmını oluşturuyorlar. Maske ve sosyal mesafeyi mümkünse ev içinde de sürdürmeliyiz. ‘Zaten biz aynı evde yaşıyoruz’ sözü belki de ev içi bulaşın en önemli nedenlerini oluşturuyor” dedi.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümünden Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, gün geçtikçe artan koronavirüs salgınında ev içi bulaş riskine dikkat çekti. Prof. Dr. Akkoyunlu, koronavirüsle ilgili olarak son zamanlarda paradigma değişimlerinin söz konusu olduğunu belirterek, “Artık tam bir salgın içerisindeyiz. Eskiden kontrol ettiğimizde temas var mı diye sorarken artık sormuyoruz. Çünkü her tarafta temas olabilme ihtimali var. Mesela çarşıda, pazarda, toplu taşımada, AVM’lerde veya iş yerlerinde temas riski oldukça yüksek. Özellikle bulaşlar enfeksiyon semptomları başlamadan 2-3 gün öncesinden başladığı için temasın farkına varamıyoruz” diye konuştu.
“İSVİÇRE PEYNİRİ MODELİNİ DİKKATE ALIN”
Salgının artmasıyla birlikte ev içi yayılımın da ciddi sorun teşkil ettiğine söyleyen Prof. Dr. Akkoyunlu, şöyle devam etti:
“Eşler arasında veya aile içinde beraber yaşayan insanlar arasında artık yüksek bulaş oranları görüyoruz. Belki de salgının büyük bir kısmını oluşturuyorlar. Aileden birine bulaştığı zaman hanedeki herkes maalesef enfeksiyon kapmış oluyor. Koronavirüsten korunmanın başlıca yolları sosyal mesafe, maske ve el hijyenidir. Korunma amacıyla yeni bir model düşünüldü. Buna İsviçre peyniri modeli deniliyor. İsviçre peynirinde delikler vardır. Bu modelde hane halkından biri enfeksiyonu dışarıdan alsa bile ev içindeki koruma önlemleri ile diğer hane halkına bulaş önlenmiş oluyor. Model, söz konusu korunma yollarında ortaya çıkabilecek en ufak bir ihmalin, hastalıkla sonuçlanacağını anlatıyor.”
‘ZATEN AYNI EVDEYİZ’ FİKRİ RİSKİ ARTIRIYOR
Prof. Dr. Akkoyunlu, salgının artmasıyla birlikte büyük önem taşıyan ‘ev hijyeni’ne işaret ederek, şu bilgileri verdi:
“Artık maske ve sosyal mesafeyi mümkünse ev içinde de devam ettirmek gerekiyor. Maske olmasa bile sosyal izolasyonu ve hijyeni evde de sürdürmeliyiz. Buna dikkat eden ailelerde bulaş olmadığını görüyoruz. Yani aileden bir tanesine bulaşsa da ev içerisindeki sosyal izolasyon, havalandırma, hijyen tedbirleri uygulandığı zaman diğer bireylerin korunduğunu görüyoruz.
Özellikle evde yaşlıların yaşadığı ortamlarda bunların şiddetle uygulanması lazım. ‘Zaten biz aynı evde yaşıyoruz’ sözü belki de ev içi bulaşın en önemli nedenlerini oluşturuyor. Bu dönemde ekstra dikkat etmemiz gereken şey ev hijyeni. Eskiden maske, mesafe, el hijyeni diyorduk artık ev hijyenini de eklemek gerekiyor.”