İnsanların neredeyse tümü; bir aileye, bir eve ayrıca düşük ya da yüksek yaşam standartlarına sahiptir mutlaka.
İnsanın hayatla ilgili deneyim ve kazanımları ne anladığı, neyi kaçırdığı gibi durumlar doğumundan itibaren başlar aslında.
Geleceğimizin nasıl olacağı, geçmişimizde neler olduğu veya şimdilerimizin ne kadar önemli, kıymetli olduğu; yaşamımız boyunca kimlerle ve nelerle karşılaşacağımız, hatalarımız, ödediğimiz bedeller, acılarımız, mutluluklarımız, ayrılıklarımız, kavuştuklarımız, hasret kaldıklarımız, değer yargılarımız, ideallerimiz, bize anlam veren her ne ise onu bulmaya yönelik yaptığımız girişimler…
Ve tüm bunların olduğu süreçte “aile” adlı: toplumun en küçük yapı taşı bizi: izliyor, tembihliyor, eleştiriyor, onaylıyor, destek veriyor, karşı çıkıyor, üzüyor, sevindiriyor kısacası tümüyle tanıklık ediyor olacak. Bunun anlam ve önemi nedir peki? Bir bireyin yetişme şekli onu hayata dair hazırlayan en önemli aşamadır. Aile onun ilk tanıştığı topluluktur. En önemli eleştirileri onlar yapar. Kusur ve hatalar bu küçük toplumun üyeleri tarafından belirlenir. Birey de ailenin elinde gelişir . Ailelerimiz biz daha hamurken bizi değiştirip, pişirip bize yeni bir biçim, yeni bir form, yeni bir benlik, beraberinde yeni bir fikir verir, ardından da sorumluluk kazandırır.
İnsanlığın kayda değer yerlere gelebilmesi veya gerilemesi sebebi; en küçük yapı olan aileyle ilişkilendirilebilir. Anne babalar; geçmişlerinde ebeveynleri gibi ve onların ebeveynlerinin de ebeveynleri gibi bizlere iyi bir gelecek, geleceğe iyi bir nesil sağlamak için bizi bir şeylere yönlendirirler, zorlarlar veya dikte ederler. Bu bizi; kendimiz olma yolunda bazen destekler ve yardımcı olur , bazen de engeller. Şimdi her ailenin yegane amacını da göz ardı etmeyelim çok kilit bir noktaya değinmek istiyorlar” topluma yararlı, kendine yetebilen, kendinin farkında olan, iyi bir birey kazandırmak”.
Olayları budur aslında. Kısa ve öz fakat çok meşakkatli. Bu yüzden ailelerimizin bizi neye ne amaçla yönlendirmeye çalıştıklarını anlamak çok önemlidir. Toplumun iyi veya kötüye gitmesi aile ve aile bağlarının sıkı olup olmaması ile ilgilidir.
Yaşadığımız ortam etkilendiğimiz kültür, dil, din, görüşler, bir benlik yaratabilmemiz için gerekli olan malzemelerdir ve eksik olmaları ihtimali bizim de eksik olmamıza ve bir tür arayışa başlamamıza neden olur. Sözün kısası” Aile her şey değildir, ama hayatımızda ihtiyaç duyduğumuz birçok şey için her şeydir”. Ve olmamaları durumu bizim eksik kalmamıza neden olur . Onları ne pahasına olursa olsun kaybetmemeliyiz . Bir gün geriye dönüp kendimize baktığımızda aslında önemli olanın eksikliklerimizin tamamlanması değil, ailemizin yanımızda olmaya devam etmesini sağlamak, sürdürmek olacaktır.