‘Türkiye’nin çatısı’ olarak nitelendirilen Ağrı Dağı’nın zirvesindeki şapka buzulları, son yıllarda etkili olan küresel ısınma nedeniyle eriyor. Ağrı Dağı’nın ağladığını söyleyen dağcılar, bu hızlı erimeyle zirveye yakın yerlerde buzul dereler oluştuğunu belirtti.
İran ve Ermenistan sınırında yer alan Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesi ile Iğdır arasında bulunan, 5 bin 137 metrelik yüksekliğiyle Türkiye’nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı’nın buzulla kaplı zirvesi, her geçen gün eriyor. Her sene dünyanın dört bir yanından gelen binlerce dağcı grubu ve turistin ağırlandığı Ağrı Dağı’ndaki buzulların hızla erimesi, tırmanış yapanların kamerasına yansıdı. Eriyen buzullar nedeniyle dağcılar, zirveye çıkmakta zorlandı.
Dağdaki buzulların 10,2 kilometrekarelik alana sahip olduğunu söyleyen Profesyonel Dağcı ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Mustafa Bingöl, buzulların güneyden Ağrı Doğubayazıt’ta Öküz Deresi’ne, kuzeyden ise Iğdır Aralık’ta Cehennem Vadisi’ne kadar uzandığını dile getirdi.
‘ZİRVEDEKİ BUZ HIZLI ERİYOR’
Buzulların erimesinin en iyi dağcılar tarafından gözlemlendiğini ve bunu Ağrı Dağı’nın ağlamasına benzettiklerini kaydeden Bingöl, “Yıllardır görmediğimiz bir manzara ile karşılaştık. Dağın tepesindeki buzulların hızla eridiğini görüyoruz. Ağrı Dağı’nda İnönü zirvesinin hemen altındayız. Bu yıl havalar çok sıcak geçti. İlk defa İnönü zirvesinden böyle şelale gibi suyun aktığını görüyorum. 1998 yılından beri Ağrı Dağı’nın zirvesine tırmanıyoruz.
İlk defa yüzeyde bu kadar suyun aktığını görüyoruz. Şu anda sabah saat 7 civarları erken bir saate bu suyu görmek çok ilginç. Buda zirvedeki buzun çok hızlı eridiğini gösteriyor. 5 bin metrede buzullardan inanılmaz bir su akıyor. Önceki yıllarda biz bu sesi buzun içinde duyuyorduk fakat yüzeyde böyle bir akıntı görmemiştik. 1998 yılında Ağrı Dağı’na ilk tırmanışımı yaptım, inanılmaz muazzam bir buzul vardı. Yıllar geçtikçe bu buzul erimeye başladı. 2022 yılındayız ve ilk defa Ağrı Dağı’nın zirvesinde yüzeysel bir su akıntısını görüyorum” diye konuştu.
Bingöl, buzulların bu hızla erimesinin korkutucu olduğunu aktararak, eriyen dağın etrafındaki yaşam alanlarını ve doğayı da çok kötü etkilediğini belirtip, “Bu hızlı erimeden dolayı zaman zaman sel de olabiliyor. Maalesef sadece buzullar değil dünyamızı hızlı bir şekilde kaybediyoruz. Bir an önce el ele verip, bu kaybın önüne geçmeliyiz yoksa yaşayacağımız başka bir dünya yok” dedi.