Antalya’da bu yıl üçüncüsü düzenlenen, 147 ülkeden 19 devlet başkanı, 73 bakan ve 57 uluslararası temsilci olmak üzere 4 bin 500’e yakın katılımcının yer aldığı ADF 2024 başladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde Dışişleri Bakanlığı’nca ‘Krizler Döneminde Diplomasiyi Öne Çıkarmak’ ana temasıyla 1-3 Mart tarihleri arasında bu yıl üçüncü kez yapılan ADF, Belek turizm bölgesindeki NEST Kongre ve Fuar Merkezi’nde düzenleniyor. Forum için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve katılımcılar Antalya’ya geldi. Küresel meselelerin ve krizlerin yanı sıra, iklim değişikliği, göç, İslam karşıtlığı, ticaret savaşları ve yapay zeka gibi birçok konunun tartışılacağı forumda, 147 ülkeden 19 devlet başkanı, 73 bakan ve 57 uluslararası temsilci olmak üzere 4 bin 500’e yakın katılımcı yer alıyor. ADF 2024, saat 10.00’da Suriye’de İstikrara Giden Yol başlıklı panelle başlarken, üç gün boyunca toplam 52 panel yapılacak.
TÜRKİYE YÜZYILI SERGİSİ
ADF 2024 kapsamında Türkiye’nin sanat, enerji, savunma ve sanayi alanındaki vizyonunu ortaya koyan ‘Türkiye Yüzyılı’ sergisi açıldı. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nca, çocukların gözünden Gazze’deki insanlık dramına dikkati çekmeyi amaçlayan ‘Kurşun Geçirmez Düşler: Gazzeli Çocuk Ressamlar Sergisi’nin bir bölümü de sergileniyor. Forum katılımcıları dijital fotoğraflardan oluşan Türkiye Yüzyılı sergisi ile Gazzeli çocukların yaptığı resimlerin yer aldığı ve savaşın sebep olduğu yıkımı gösteren sergi, katılımcılardan büyük ilgi görüyor.
TURİZMDE ADF 2024 HAREKETLİLİĞİ
Daha önce G-20 Dünya Liderler Zirvesi, NATO zirveleri de dahil olmak üzere birçok uluslararası toplantıya ev sahipliği yapan Belek’te, ADF Forumu nedeniyle turizm hareketliliği oluştu. 147 ülkeden gelen konuklar NEST Kongre ve Fuar Merkezi’ne yakın konumdaki Belek, Kundu ve Lara’daki otellerde konaklıyor. Belek bölgesinde ADF 2024 nedeniyle yoğun güvenlik önlemleri de alındı.
SURİYE’DE ÇÖZÜM İÇİN ABD, TÜRKİYE, RUSYA VE İRAN’IN MASAYA OTURMASI ŞART
Antalya Diplomasi Forumu, ‘Suriye’de İstikrara Giden Yol’ paneliyle başladı. Gazeteci Ghida Fakhry’in moderatörlüğünü yaptığı panele konuşmacı olarak Birleşmiş Miletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Suriye Müzakereleri Komitesi Başkanı Bader Jamous, BM Suriye Krizi Bölgesel İnsani Koordinatörü Muhannad Hadı, Avrasya İnsani Diyalog Merkezi Bölgesel Direktörü David Gorman, Araştırmacı Rich Outzen katıldı.
Panelde konuşan BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Suriye’de çözüm için ABD, Türkiye, Rusya ve İran’ın masaya oturmasının şart olduğunu söyledi. Pedersen, Ukrayna’da yaşanan savaşın ardından ABD ile Rusya arasındaki iletişimin kopma noktasına geldiğini, Suriye’deki krizin artmasının ise kimsenin yararına olmayacağını söyledi.
‘SURİYE İÇİN DAHA FAZLA SORUMLULUK ALINMASI GEREKİYOR’
Suriyelilerin ülkelerinde bir ümit görmedikleri için ülkelerine gitmek istemediğini belirten Suriye Müzakereleri Komitesi Başkanı Bader Jamous, “Gazze, Ukrayna birçok başka yerlerde benzer sorunlar yaşanıyor. 2012’den itibaren müzakere etmeye başladık. Biz Suriye’de kendi insanlarımız için endişeliyiz. Suriye için daha fazla sorumluluk alınması gerekiyor. El Kaide, IŞİD gibi sorunlarımız var burada. Biz sorunlarımızı anlatmaya çalışıyoruz. Rusya, Amerika, İran meselesi değil. Bir masa etrafına toplanıp çözüm aramamız lazım” dedi.
Suriyelilerin büyük yoksunluklar çekmesinin bölgede güvenliğin olmamasından kaynaklandığını söyleyen araştırmacı Rich Outzen, “Oradaki çatışma sadece Suriye ve Suriyelilerle ilgili değil. Tahran ve Rusya’nın doğrudan müdahaleleri oldu. Moskova’nın Ukrayna’da yaptıklarını gördük. Baskının Şam yönetimine yapılması daha mantıklı. Bunun içerisinde diplomatik baskı da var. Şam’ın, yaptığı bütün suçlardan ellerini yıkayıp çıkması söz konusu olmamalı. Suriye’deki sorun Türkiye’nin olduğu masada çözülebilir. ABD direksiyondan elini çekmemek için orada bulunuyor. IŞİD’in farklı yerlerde de olsa eylemlerine devam edeceğini düşünüyor” diye konuştu.
BM Suriye Krizi Bölgesel İnsani Koordinatörü Muhannad Hadı, Suriye’de 17 milyon insanın yoksullukla mücadele ettiğini, bölgede insani yardımın bir çözüm olmadığını, çözüm için politik sonuç elde edilmesi gerektiğini söyledi.