43 yıl önce uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi kabri başında düzenlenen törenle anıldı.
Abdi İpekçi‘nin Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki kabri başındaki anmaya Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi İzet, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Eski İstanbul Baro Başkanı Turgut Kazan , Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mete Belovacıklı, Milliyet Gazetesi Okur Temsilcisi Belma Akçura, Abdi İpekçi’nin meslektaşları, sevenleri ve Demirören Medya çalışanlarının da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Anma töreni Kuran-ı Kerim’in okunmasıyla başladı ardından Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş ve İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi konuşma yaptı.
“TETİKÇİLERİN KURDUKLARI PUSUYA KADAR HAYALLERİ VARDI”
Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi İzet, “Babamın Milliyet Gazetesi’ndeki varlığı 30 yıl bile bulamamıştı ama Milliyet Gazetesi onu sonradan 43 yıl daha yaşattı. Yakın dostları, sevgili çalışma arkadaşları teker teker hayatını kaybedene kadar hep buradaydılar. Milliyet’ten Sami Kohen, Galatasaray’dan Selahattin Beyazıt ve ilk avukatlarımızdan Uğur Alacakaplan bu yılın çok sayıdaki acı kayıpları arasındalar.
Onların her biriyle birlikte babamdan bir parçanın biraz daha uzaklaştığını hissediyorum. Bu yıl da onun çocukluğuna gidelim. 2. Dünya Savaşı yıllarında 12 yaşındaki Abdi İpekçi’ye bakalım. İlkokulu bitirdiği yıl, bir okul defterine yazdığı romanda ‘Bir Türk hiçbir zaman başka birinin yamağı olamaz’. Romanda bir Türk üsteğmeni güçlü bir uçak modeli geliştiriyor ve ABD bu modeli satın almaya talip oluyor. Romanında böyle bir cümle kuran 12 yaşındaki Abdi İpekçi’nin bu türden hayalleri vardı. Görevleri can almak olan tetikçilerin kurdukları pusuda son nefesini verene kadar da hep böyle hayaller kurdu. Her konuda gelişmiş bir Türkiye hayali besleyen o Abdi’yi yok etmek isteyenler acaba kimlerdi?
Biti, pireyi, keneyi, sineği çat diye öldürmemizi biz nasıl bir çerçeveye sığdırabiliyorsak onlar da nefret söylemleri algı yanılsamalarıyla zararlı diye işaretledikleri kurbanlarını öyle yok ettiler. Defalarca söylediğim gibi kin gütmüyorum. Zaten kişinin kendi farkındalığı olmadıkça hangi ceza kime nereye kadar yeter? Bütün bu cinayetlerde insana, insanlığa kurbanın yakınlarına, topluma gelecek kuşaklara bir açıklama gerekiyor. Bunun da resmi bir açıklama olması ve tarihe bütün bağlantıları içerisinde geçmesi gerekiyor” dedi.
“ABDİ İPEKÇİ CİNAYETİNİN DERS OLARAK OKUTULMASINA ÇOK İHTİYAÇ VAR”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş “Abdi İpekçi yazılarında üzerinde durduğu en önemli şeyler; bu ülkenin bölünmez bütünlüğü, demokrasi ve barış. Gazetecilikten ödün vermemesi de en önemli özelliklerinden birisi. Abdi İpekçi gazeteciliğine hala çok ihtiyacımız var. Kendisini her zaman sevgi ve özlemle anıyoruz. Abdi İpekçi cinayetinin nasıl gerçekleştirildiği, Abdi İpekçi cinayetinin davasının hem iletişim fakültelerinde hem de hukuk fakültelerinde ders olarak okutulmasına çok ihtiyaç var.
Genç meslektaşlarım özellikle bu sürecin nasıl aktığını detaylı olarak mutlaka takip etsinler. Eğer Abdi İpekçi cinayetini gerçekleştiren anlayışı biz anlatabilseydik, daha sonraki dönemde ne faili meçhul cinayetler olurdu ne gazetecilere olan fiziksel saldırılar, gazeteci cinayetleri cezasızlıkla ödüllendirilmezdi. Her 1 Şubat’ta buraya geleceğiz ve Abdi İpekçi neden öldürüldü sorusunu sormaya devam edeceğiz. Abdi İpekçi gazeteciliği bitti diyenlere de bitmediğini ve bu ülkenin ancak Abdi İpekçi gazeteciliği anlayışıyla biz mesleğimizi yapabilirsek daha aydınlık yarınlara çıkacağını söyleyeceğiz” diye konuştu.