Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, “ Terörle, teröristle müzakere olmaz; mücadele olur, mücadele edersin ve kökünü kazırsın” dedi.
BBP lideri Mustafa Destici, partisinin genel merkez binasında düzenlediği basın toplantısında konuştu. Destici, siyasetin, devletin varlığını ortadan kaldırmak, milleti etnik kökenlere göre ayırmak ve ülkeyi parçalamak gibi hedefleri olamayacağını ve olanlara da müsaade edilmeyeceğini söyleyerek, “Bu eylemler asla demokratik ülkelerde siyaset adına yapılamaz. Bugün Türkiye’nin gündemini esir alan konularla ilgili, aslında hep aynı açıklamaları yaptık, sorulan sorulara da benzer cevaplar verdik. Gerçek şu ki, Orta Doğu’da, Türkiye’nin de bir bölümünü için alan bir terör devleti kurdurulmaya çalışılıyor. ABD’nin jandarmalığını yaptığı küresel güçler, bu amaç için ülkeleri parçalıyor, savaşlar çıkarıyor, darbeler yaptırıyor, bölgede terör örgütleri kurdurup, bu terör örgütlerini de silahlandırıyor.
Bu yöntemlerle, kullanılmaya en müsait aparatlarla, bölgenin kaynaklarını yağmalamaya devam edecekleri, ticaret yollarını kontrol etmeye devam edecekleri, kendileri için özel bir anlam ve fonksiyonu olan Siyonist İsrail’in güvenliğini sağlamaya devam edecekleri, bir programı, projeyi hayata geçirmeye çalışıyorlar. Gerçek bu ve hiç kimse bu gerçeği gizlemeye ihtiyaç duymuyor. Şöyle ki, Bahse konu olan terör örgütü, hareket alanını genişletmek için, siyasi parti görünümlü bir yapı kuruyor. Yöneticilerini, adaylarını, politikalarını, söylemlerini belirledikleri siyasi parti görünümlü organizasyon, Türkiye’yi parçalamak olan amacını gizlemeye gerek bile duymadan, hukuka, siyasete, demokrasiye ait tüm alanları enfekte ediyor, istismar ediyor” diye konuştu.
‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ, EN ÇOK ONLAR İÇİN TERÖRE HAYAT HAKKI ASLA TANIMAMALIDIR’
Destici, sözlerine şöyle devam etti; “Türkiye’nin ‘Kürt Meselesi’ diye bir problemi yoktur. ‘Vardır’ diyenler; Türkiye’ye, milletimize, en çok da Kürt kökenli vatandaşlarımıza büyük bir kötülük ve haksızlık yapmaktadır. ‘Böyle bir mesele var’ demek; PKK ve onun ağzıyla konuşup, bölücülüğe ve bölücülere cesaret vermekten başka bir şey değildir. Devletin varlığının, ülkenin ve milletin birliğinin yanında olanlar asla bunu söyleyemezler. Milletimizin asli unsurlarından biri olan Kürt kökenli vatandaşlarımız, sözün başında bahsettiğim, Türkiye’nin bulunduğu bölgede hazırlanıp sahneye konan projeden en fazla zarar gören topluluktur. Hiç kimse şu gerçeği görmezden gelmesin. Terörden en büyük zararı Kürt kökenli kardeşlerimiz görmüştür.
Terörle ilgili en büyük endişeyi de terörün etkilediği bölgelerde yaşayan, namuslu, ahlaklı, inançlarına, devletine, milletine bağlı Kürt kardeşlerimiz yaşamaktadırlar. Kaderlerinin, evlatlarının, hürriyetlerinin, bir katil ve hain sürüsüne, 100 yılı aşkın süredir bölgemizin kanını emen vampirlere teslim edileceğinden büyük endişe duymaktadırlar. Türkiye Cumhuriyeti, en çok onlar için teröre hayat hakkı asla tanımamalıdır. Çözüm arayanlara çözümü söylüyorum. Teröristleri, terörün tüm unsurlarını, katilleri, hainleri cezalandırırsınız, kökünü kazırsınız, terörün tüm unsurlarını bertaraf edersiniz ve sorunu da kökünden çözersiniz. Yol budur, başka yol yok. Terörle, teröristle müzakere olmaz; mücadele olur, mücadele edersin ve kökünü kazırsın.”
‘ESENYURT’TA ADI GEÇEN BELEDİYE BAŞKANININ TERÖRLE İLTİSAKINI NET ORTAYA KOYMAKTADIR’
Destici, Esenyurt Belediyesi üzerinden hukuk ve demokrasinin tartışmaya açıldığını ifade ederek, “Aslında bugün Esenyurt’ta yaşananları, yerel seçim öncesinde bütün ayrıntılarıyla, bütün açıklığıyla anlattık. Büyükşehirleri kazanmak için ‘Kent Uzlaşısı’ adı altında terör örgütünün uzantılarıyla nasıl masaya oturulduğunu, nasıl görev dağılımı yaptıklarını, belediyeleri, görevleri, kadroları nasıl paylaştıklarını hepimiz gördük. Bu hususla ilgili şu an bir mahkeme süreci devam ediyor. Ancak adalet makamlarımız ve İçişleri Bakanlığımız tarafından yapılan açıklamalar Esenyurt’ta adı geçen belediye başkanının terörle iltisakını ve terör örgütüne sadakatını net olarak ortaya koymaktadır.
Sen gider bir hücre evinde terör örgütünün üst düzey temsilcilerine seçimden önce sadakat yemini edersen devlette seni kulağından tutar, hakkettiğin yere gönderir. 695 teröristle, terörden ceza almış üst düzey yöneticilerle konuşmuş. ‘Terörle iltisakı olan, yargılaması devam eden varsa bunların hüküm giymesine gerek kalmadan aday olmalarının önü kapatılsın’ diyoruz. Esenyurt Belediyesi’nin kimlere ve neye teslim edildiğini, yapılan operasyonun ardından başlayan sokak eylemlerinde hiçbir açıklamaya gerek kalmayacak şekilde bir kez daha gördük. Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine de belediye başkanlarının aldıkları cezaların ardından kayyum atandı. Hepsinde de PKK terör örgütünün ve onun siyasi uzantılarının tertip ettiği eylemler, saldırılar eylemler, devlete başkaldırılar, meydan okumalar yapıldı. Kurumlarımıza, polisimize, askerimize saldırdılar; hakaret ettiler.
Fiili müdahalede bulunarak sınırı aştılar. Buna mütekabil, elbette güvenlik güçlerimiz gereğini yerine getirdi. Bundan dolayı güvenlik güçlerimize kimse bir fatura çıkaramaz. Mardin’de, Batman’da, Halfeti’de belediye başkanlarının açığa alınmasından sonra polisimize, polis noktalarına, askeri noktalara, kamu binalarına yapılan saldırıların TUSAŞ’a yapılan alçak ve kahpe terör saldırısından da farkı yoktur. Hiçbir tevil de bunu değiştirmeyecektir. Şimdi sayın Özgür Özel’e soruyorum; otobüsün üstüne birlikte çıktıklarının söylediklerine bir cevabın yok mu? Şeyh Sait’le, Seyit Rıza’yla, PKK’nın elebaşlarıyla ilgili ‘otobüsün üstüne birlikte çıktıklarınla aynı görüşte misin, değil misin’ bunu açıklamanı bekliyoruz” dedi.