Ankara’da devlet korumasında yetişen Nazlı Can, Kraliyet Müzik Akademisi’nden (Royal Academy of Music) tam burs kazandı.
Ankara’da devlet korumasında yetişen ve küçük yaşta müzik yeteneğini keşfeden Nazlı Can Bedük (21), sahafta gezerken tanıtım broşürünü gördüğü İngiltere’nin başkenti Londra’daki Kraliyet Müzik Akademisi’ni (Royal Academy of Music) tam burslu olarak kazandı. Bedük, “Amacım oradaki eğitimimden sonra ülkeme dönüp Türk halk müziğine, Türk sanat müziğine katkı sağlayarak dünya çapında geniş bir alanda tanıtmak istiyorum” dedi.
Nazlı Can Bedük, 11 yaşında devlet korumasına alındı. Ankara Saray Sevgi Evleri’nde yetişen Bedük, burada müzik yeteneğini keşfedip, gitar çalmaya başladı. Bedük, lise eğitimini tamamladıktan sonra ise Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nı kazanıp, konservatuvara girdi. Bu yaz başında sahafta gezerken ‘Royal Academy of Music’ (Kraliyet Müzik Akademisi) broşürünü gören Bedük, İngiltere’nin başkenti Londra’da 1822’de Kraliyet Ailesi tarafından kurulan okulun her yıl Türkiye’den 10 öğrenciyi burslu aldığını öğrenince, sınava başvurdu. Bedük, 3 aylık hazırlık sürecinin ardından İstanbul’da online yapılan sınava girip, teorim, öz yetenek, genel yetenek aşamalarını geçip, tam burslu olarak Kraliyet Müzik Akademisi’nde eğitim görmeye hak kazandı. Ankara’da konservatuvar eğitimini donduran Bedük, Kraliyet Müzik Akademisi’ne kaydını yaptırdı. Akademinin Haziran 2025’e kadar devam edecek hazırlık eğitimine Ankara’dan online katılacak olan Bedük, Eylül 2025’te ise Londra’ya gidecek.
‘İNSÜLİNİ KENDİM YAPINCA ÖĞRETMENİM GİTAR ÇALMAYI ÖĞRETTİ’
Doğuştan tip-1 diyabet hastası olduğu için insülin kullandığını söyleyen Nazlı Can Bedük, “İlkokulda okurken müzik öğretmenim insülinlerimi yapmadığımı fark etmişti. Ve ben çok yoğun rahatsızlanıyordum. Bundan kaynaklı eğer insülinlerimi düzenli yaparsam ve kendim yapmaya cesaret edersem, bana gitar öğreteceğini söylemişti. Ve o gitarı çalmak benim için imkansızı başarmak gibi bir şeydi. Sonrasında ben buna inat iğneye olan korkumu yendim ve insülinlerimi kendim yapmaya başladım. İlk gitarı öğrenmem bu şekilde oldu. Sonrasında her sıkıştığımda, her depresyona girmeye başladığımda, kendimi her hastalık konusunda kötü hissettiğimde, gitarla ilgileniyordum, gitarı çalıyordum. Kendimi o şekilde ödüllendiriyordum. Kendimi keşfetmem bu şekilde oldu” dedi.
Bedük, kendisi gibi yetiştirme yurdunda büyüyen ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda ses ve viyola sanatçısı olan Ayşe Atam’ın yönlendirmesiyle de ‘ezgi’ kulağının keşfedildiğini anlatarak, “Benim için aslında bir konservatuvar hayaldi. Çünkü bambaşka bir noktada akademi olarak ilerlemek istiyordum. Ayşe Atam bunun bir hayal olmadığını söyledi. Bu yoldan devam edebileceğimi söyledi ve ben de onun izninden gitmek istedim. Ve tabii ki sadece Ayşe Atam değil, yine Merve Başoğlu da bu yolda bana önder oldu” diye konuştu.
‘BAKANLIK DESTEK VERECEK’
Sahafta gezerken Kraliyet Müzik Akademisi’ne ait tanıtım broşürünü gördüğünü söyleyen Bedük, “Okulu araştırdım, köklü bir okul olduğunu gördüm. Her yıl Türkiye’den 10 öğrenciye kadar burslu öğrenci aldıklarını öğrendim. Sınav başvurularını inceledim. Aslında sınav ücretleri beni çok aşan şeylerdi. Hocalarımla görüştüm. Kendileri bana özel ders ayarladılar. Ses eğitimi, müzikalite eğitimi, teorim eğitimleri bunların hepsini aldım. İlk aşamada teorim sınavını geçtim. Ardından ses eğitimlerini geçtim. Sonrasında profesyonel olduğum müzikalite alanında bir teorim sınavı ve bir geleneksel el sınavı denilen bir sınav var, onu geçtim. İlk iki sınavı geçtikten sonra zaten o 10 öğrencinin arasındaydım. Artık bunun farkındaydım. Fakat önemli olan orada asil olmaktı. Çünkü asilde totalde 8 kişiyi tutuyorlardı. En son akustik gitarın eşliğinde de genel sınavı geçerek okula girmeye hak kazandım. Tam burslu olarak kazandım. Bunun üzerine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olsun ve devletimizin diğer kurumları olsun diğer ihtiyaçlarımı karşılamak için destek oldular” dedi.
Hazırlık eğitiminin ardından Eylül 2025’te Londra’ya giderek eğitim serüveninin başlayacağını dile getiren Bedük, “Amacım orada akademisyen olarak kendimi yetiştirmek. Okulum bittikten sonra orada stajyer akademisyenlik yaptıktan sonra ve yüksek lisansımı da orada yaptıktan sonra ülkeme dönüp Türk halk müziğine, Türk sanat müziğine katkı sağlayarak dünya çapında geniş bir alanda tanıtmak istiyorum. Hedefim bu. Bir süredir gitar üzerine özel ders veriyorum. Bana önder olan öğretmenlerim gibi ben de öğrencilerime önder olmak istiyorum. Yeni nesle biraz olsun izimin değmesini istiyorum” diye konuştu.