”Kötü demeyelim kötü değiliz de hatalar yapmış iyi insanlarız ve maalesef dünya hassas kalpler için bir cehennemdir.”
Bu hafta yazarken arka fonda Sezen Aksu “Perişanım Şimdiyle başlayıp tüm albümü dinleyecek bir kafayla yazıyorum. Suyun üzerinde yürüyor gibi geçiyor zaman nereye aktığını nereye gittiğini bilmiyor gibi yaşıyor herkes öyle eminim nasıl diye sormayın kahvemin ne ara bittiğini hiç anlamadığım bir yolculuk sırasında yazıyorum tüm bunları :)
Klinik psikolog Beyhan Budağın kitabını okudum kitabın bir sayfasında şu soruyu soruyordu başkalarına gösterdiğin anlayışı kendine de gösterebiliyor musun? benim kendime sorduğumda aldığım cevap hayır oldu peki siz? Bu sorudan sonra kendimi şımartmayı tekrar hatırladım mesela. Unutmuşum… Aşırı fedakar ve merhamet yorgunlarına selam olsun. Bu cümlemi en iyi onlar anlar. Hassas olmayan insanlar için yaşam daha kolay, düz bir çizgi üzerinde yaşayıp gidebiliyorlar, daha az sorgulayarak. Ama hassas insanlar için, her detay bir hüzün sebebi haline gelebiliyor.
Kendimize acımasız davrandığımızdan bahsetmiş. Bir bölümünde de şöyle söylemiş; ‘’Kalabalık içinde olsak da acılar ve zorluklar söz konusu olduğu zaman kendi hikayemizde yalnızız. Böyle bir yolda en çok ihtiyacımız olan kendimize özümüze göstereceğimiz şefkattir. ‘’Ben bunu okuduktan sonra büyük bir aydınlanma yaşadım başkalarına gösterdiğim anlayışı hengamenin içinde kendime göstermediğimi fark ettim. İyi ya da kötü olan her şey geçiyor önemli olan aynı döngüyü yaşadığımızı fark etmekmiş. Her defasında ilk gibi değil de bu da diğerleri gibiydi diyebilmek önemliymiş. Yaşadığımız koşullarda biraz zor olacak ama nefes aldığımız sürece olmaması için de bir neden yok. Şikayet etmeden, kıyaslamadan, güzelliklerle yaşayabilmek umuduyla. Kötü değiliz hata yaptık sadece unutma.