Ankara’da tıp fakültesini bu yıl bitiren Boran Alagöz (24), Sağlık Bakanlığı’nın sistem üzerinden gerçekleştirdiği kura çekilişi ile babası Prof. Dr. Ala Alagöz’ün (51) 25 yıldır görev yaptığı Ankara Atatürk Sanatoryum Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne atandı. Doktor baba ve oğlu 1,5 haftadır birlikte işe giderek, hastalarına şifa olmaya çalışıyor.
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bu yıl bitiren Boran Alagöz, yeni mezunlar için hastanelerde belirlenen kadrolar doğrultusunda tercih yaptı. 18 tercih hakkı bulunan Boran Alagöz, ilk tercihini babasının 25 yıldır görev yaptığı Ankara Atatürk Sanatoryum Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden yana kullandı. Sağlık Bakanlığı’nın 118’inci Dönem Devlet Hizmet Yükümlülüğü Sistemindeki kura çekilişi sonucunda Boran Alagöz, babasının Anesteziyoloji ve Reanimasyon Klinik ve Eğitim Sorumlusu olarak çalıştığı hastaneye atanarak 1,5 hafta önce pratisyen hekim olarak göreve başladı.
Pratisyen Hekim Boran Alagöz, babasıyla aynı hastanede çalıştığı için mutlu olduğunu söyleyerek, “Devlet yeni mezunlar için hastanelerde kadrolar belirliyor. Biz de işte kadro sayısına göre, kendimize uygunluğuna göre tercihlerde bulunuyoruz. Ben bu hastaneyi ilk tercihime yazmıştım. Kura YouTube’dan canlı yayınlanıyordu. Herkesin ismi, bütün kadroları tek tek takip ettim ve ben geldiğimde çok mutlu oldum. Hatta şöyle bir durum oldu. 14 tane pozisyon vardı bu hastane için. Ve 13 kişi belli olmuştu. Ben umutsuzluğa kapılmıştım; ama son anda kendi ismimi görünce gerçekten evde oturup çığlık attım mutluluktan. Sonra da ilk iş babamı aradım. O da çok mutlu olduğunu söyledi” ifadelerini kullandı.
‘BAMAM BENİ MOTİVE ETTİ’
Küçüklüğünden beri babasının doktor olmasından çok etkilendiğini anlatan Boran Alagöz, “Onun işe gidip gelişini, hastanesindeki durumunu görüyordum ve çok etkileniyordum. Eve geldiğinde anlattığı hikayelerden, hastanede yaptığı işlerden etkileniyordum. Bunun bende etkisi vardı. Bir de ben çok kararsız bir öğrenciydim lisedeyken. O yüzden babamın bu halini görmek, işini severek yaptığını görmek, işinde iyi oluşunu görmek beni çok motive etti. Ve ben de tıp tercih ettim en sonunda. Annem de tıp yazmamı çok istiyordu. Karar benim kararımdı. Ama isteğini belli ediyordu. Biz uzun bir yoldan geliyoruz buraya. Evimiz çok yakın değil buraya. O yüzden babam çok erken çıkmak istiyor. Ben de tabii ki daha bu iş sürecine yeni başladığım için bu disipline henüz alışabilmiş değilim. O yüzden onun yardımıyla, onun ittirmesiyle bir şekilde hazırlanıp evden çıkıyoruz. Ve yol boyunca sohbet ederek geliyoruz hastanemize” dedi.
‘OĞLUMLA AYNI HASTANEDE OLMAK GURUR VERİCİ’
Prof. Dr. Ali Alagöz ise hastanede 25 yıldır görev yaptığını anlatarak, “Oğlumla bu yıl aynı hastanede çalışmanın vermiş olduğu olağanüstü bir mutluluk var. Bu aynı zamanda çok gurur verici bir şey. Allah herkese böyle bir şey nasip etsin istiyorum. Çok mutluyum. Bu konuda herhangi bir yönlendirmem olmadı. Biraz ailede hekimlerin fazla olması, benim de mesleğimden dolayı bu konuda biraz eğilim oldu ve tıp fakültesini seçti. Şu anda birlikte aynı hastanede çalışmanın mutluluğu içerisindeyiz. Kendisi buraya adapte olmaya çalışıyor. Oğlumla hastanede çok karşılaşmıyoruz; ama genelde şöyle birlikte göründüğümüzde beni tanıyan arkadaşlarım çok olduğu için onların tepkileri çok hoş oluyor. Aslında hekimlerin sosyal ortamda en büyük sorunlarından biri, bir araya geldiklerinde hastaneden bahsederler. Biz bu konuda yeniyiz. Sanırım ilerleyen süreçte bu konular evde çok tartışılacak ve konuşulacak gibi” diye konuştu.