Ülkedeki her çocuğun güvenliğinden hepimiz mesulüz! Ruhi çöküntülerin baş gösterdiği vicdanların zulümlerle karardığı ve hislerin duyguların yok olduğu hiçe sayıldığı şu ortamda bize esaslı bir “Hicret” gerek…
Modern Cahiliye Dönemine dönüştük. Türlü sapkınlıklar ile ruhumuzu tırnaklarını geçirip adeta kanatıyor bu devir.
Dr.Emre Topoğlu /Yollar Benim Umudumdur
Bugünlerde okuduğum, yazarın ruhuyla esinlenmiş bu zamanlar içinden geçerken son günlerde, ‘HEPİMİZ İÇİN BİR HİCRET GEREKLİ’ hadiseyi en güzel ifade etmektedir. Çocukların en güvendikleri tarafından nefessiz bırakıldığı bir çağda, bir Narin’imiz, örtbas edilen ,susturulan kaç narin kızımız daha var. O çocuklardan bizde mesulüz, o çocuklar bakalım bize hakkını helal edecek mi? Biliyorum ki kendi kıyametimiz, herşeye alışmak suskunluk olucak. Kendi nefsi zindan zihinler için kaç beden, kaç yaşamın yok oluşuna şahitlik edeceğiz..
Eğitim ailede başlar ve çocuklarımıza bedenlerini koruma mahremiyet eğitimi ve bilinçlendirme ile annelere burada büyük sorumluluk ve görev düşmektedir. Anne babaların psikolojik rahatsızlıkları, çocuklar üzerinde çok büyük hasarlar yaratabilmektedir. Bu durumlar, cinayetlere kadar gidebilecek eylemlere davranışlara neden olabilmektedir. Ekonomik sıkıntılar, aile içinde işsizlik ve sosyal eşitsizlik gibi ekonomik ve sosyal, sorunlar, çocukların güvenliğini tehdit edebilmektedir. Sosyal hayat içindeki ihtiyaçlarını karşılamada yetersizlik,ailenin eksikliği, ailelerin stresini artırabilir ve bu da çocuklara yönelik psikolojik, fiziksel şiddeti artırabilmektedir.
Çocuklarımız istismar ve şiddeti en çok tanıdığı bildiği ona öz bakım veren birinci derece ailesinden görmektedir. Şiddet öğrenilen bir davranıştır. Şiddetli evdeki çatışmalar, psikolojik çözülmemiş sorunlar ve ebeveynlerin öfkeli davranışları çocukları hedef almaktadır.
Türkiye’nin 2021’de İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının “kadın cinayetleri gibi çocuklara şiddeti de artırdığını” savunmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre 2023 yılında mağdur 242 bin 875 çocuğumuzun yüzde 12’ye yakını cinsel istismar yaşamıştır. 2023’te yürütülen 66 binden fazla soruşturmanın her birinde en az bir çocuğumuzun mağdur olduğunu görmekteyiz. Çocuklara yönelik saldırgan ve şiddet içerikli eylemler, toplumun genel güvenlik duygusunu zedelemesine izin vermemeliyiz. Adli makam ve devletin emniyet gücüne kanunların yasal hakların bilincinde olup destek aranmalıdır. Devlet kurumlarının ücretsiz destek alabileceği belediye, büyükşehir ve sosyal vakıflarla beraber, e devlet üzerinden görevli olan aile danışmanları ile iletişime geçip ailelerin çocuklarının güvenliği için psikolojik destek imkanları mevcuttur.
Narin Güran, Leyla Aydemir, Irmak Kupal, Müslüme Yağal, Eylül Umutlu ve daha nice katledilen çocuklarımız var… Leyla Aydemir cinayeti.. Suçlular beraat etti! Cinsel istismar yaşadı! Himmet Aktürk, Irmak Kupal’ı istismar edip evde öldürdü! 1,5 yaşındaki Ecrin Kurnaz Samsun’da öldürüldü! Eylül Umutlu, Şahin Akyüz tarafından cinsel istismara uğradı ve katledildi! 12 Yaşında kaçırılan Pelda, 18 yaşında iki çocuk annesi oldu ve bu kız çocuğu bıçaklanarak öldürüldü. Eylül Yağlıkara, Uğur Koçyiğit tarafından cinsel istismara uğradı ve katledildi!
Kız çocuklarının zorla evlendirilerek çocuk yaşta anne olması, “kadının yerinin annelik kimliğine sığdırılması” gibi toplumsal cinsiyet sorunlarının en acı sonuçlarından bir taneside kız çocuklarının şiddet ve cinsel istismar görerek öldürülmesidir. Psikolojik destek, ekonomik yardım ve sosyal hizmetler, aileler için büyük katkı sağlamaktadır. Yerel yönetimler, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve diğer ilgili eğitim ,dini kurumlar, çocukların güvenliğini sağlamak için aynı duygu ve düşüncede birleşerek çocukların güvenliği için ortak çabalar göstermelidir.
Çocukların korunması ve sağlıklı bir toplumun inşa edilmesi, tüm toplumun ortak sorumluluğudur. Her çocuğumuzdan mesulüz onları korumalıyız.Tüm toplum birlik ve beraberlik içinde olup çözüm odaklı olmalıdır. Sosyal medyada yayınlanan kışkırtmalar ve şiddeti tetikleyen provokatör söylemlere dikkat edip sakin ve farkındalıkla hareket edilmelidir. İstismara maruz kalmış çocuklarımız yaşadıkları durumu ailelerine açıklamakta ve ifade etmekte zorlanabilir ve çekinebilirler. İstismara maruz kalmış çocuklarımız korkma, reddedilme korkusu, istismarcısı tarafından kandırılma, kendini suçlama, ailesini veya yakın çevresini korumaya alma, fiziksel, psikolojik engel durumu gibi nedenlerle yaşadıklarını söyleyemeyebilirler.
Çocuklarımız size rahatsız eden bir bedensel eylem yaşadıklarında söylediklerine inanın ve onu kabul ettiğinizi hissettirin. Toplumumuzda saygı faktörü ile yakın kişilerden gelen istismarlarda büyük sorunlar yaşanmasın,ev içi problemler yaşanmasın ve korku faktörü de etken olunca çocuklar susturulmaya çalışılmaktadır. En korkunç olanı en sevdikleri tarafından katledilmektedir.
Hiç kimse amca dayı baba yarısı değildir, hiç bir teyze anne yarısı değildir. Hatta ağabey, anne baba bile psikolojik etkenler söz konusu olduğunda aile bireyleri dahi değildir. Burada mevcut durumda çocuk çocuktur ve masumdur. Kendini koruyamayan sesini çıkaramayan bir yavru sadece candır ve güven içinde yaşamaya hakkı vardır. Sevgi ve güven tüm şiddetin engelleyici en önemli unsurudur. Emanet edilen çocuklarımızı sevmek ve korumak hem anne baba olarak hem toplum olarak en önemli vazifemizdir. Hiç kimse bir çocuğun yaşamı karşısında susmamalıdır. Asıl kıyametimiz sustuğumuz ve görmezden geldiğimiz her hadisede, zaman bizide kendi içinde aynı acı ve zulüme çekmesine tanıklık edişimiz olacaktır.