Batı Nil Virüsü nedir, nasıl korunabiliriz? Bayındır Sağlık Grubu, Söğütözü Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Acar konu hakkında detaylı bilgiler aktardı.
Sivrisinek ısırması yoluyla bulaşan Batı Nil Virüsü, enfekte olanların yüzde 80’ninde belirti göstermezken, enfekte kişilerin yüzde 20’sinde ise ateş, baş ağrısı, vücut ağrısı, bulantı, kusma ve daha az olarak da ciltte döküntü ile karakterize Batı Nil Ateşi olarak adlandırılan hafif seyirli bir hastalık tablosu ortaya çıkıyor.
Batı Nil Virüsü’nün bazı durumlarda ağır hastalıklara da sebep olabileceğini belirten Bayındır Sağlık Grubu, Söğütözü Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Acar, hastalıktan korunmada etkili bir aşının henüz geliştirilmediğini belirterek hastalığın belirtileri ve bulaşma yöntemleri hakkında detaylı bilgiler aktardı.
İnsanlarda Batı Nil Ateşi adı verilen hastalığa sebep olan Batı Nil Virüsü nadiren de olsa nörolojik hastalıklara ve ölüme neden olan viral bir etken olarak tanımlanıyor. İnsanlara ve diğer memelilere yaygın olarak virüsü taşıyan sivrisinek ısırmasıyla bulaşırken, insan vakaları sivrisineklerin yoğun görüldüğü Haziran – Eylül ayları arasında görülüyor.
Atların Enfeksiyonu ve Enfeksiyona Bağlı Ölümleri Batı Nil Virüsü’nün Bulaştığının Göstergesidir
Batı Nil Virüsü’nün doğada kuşlar ve sivrisinekler arasında bulaşma döngüsü gösterdiğini belirten Bayındır Sağlık Grubu, Söğütözü Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Acar, virüsün kuş türlerinin çoğunda mevcut olduğunu belirterek “Virüsü taşıyan kuşlardan önemli bir kısmı hastalanmaz, ancak bazıları, özellikle kargalar ve alakargalar hastalanır ve ölür. Bu nedenle bu tür kuşların toplu ölümleri o bölgede hastalığın yoğunluğunu gösterebilir. Diğer bir önemli gösterge atların enfeksiyonu ve enfeksiyona bağlı ölümlerdir. At vakalarının görülmesi, bir bölgede Batı Nil virüsünün bulaştığının iyi bir göstergesi kabul edilmektedir” dedi.
Batı Nil Virüsünün Bulaşma Yolları ve Tanısı
Batı Nil Virüsü taşıyabilen sivrisineklere olası maruz kalma öyküsü olan veya hastalığın belirtileri olan hastalarda kan veya omurilik sıvısında virüse karşı gelişen antikorların veya virüsün saptanmasıyla tanı konulduğunu belirten Bayındır Sağlık Grubu, Söğütözü Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Acar, virüsün bulaşma ve bulaşmanın söz konusu olmadığı durumları şu şekilde açıkladı;
İnsanlara Bulaşma Yolları
- En sık olarak etkeni taşıyan sivrisineklerin ısırmasıyla,
- Kan ve organ nakliyle,
- Hamilelik veya emzirme sırasında anneden bebeğe bulaşabilir.
Bulaşmanın Olmadığı Durumlar
- Tokalaşma, sarılma gibi sosyal temas yoluyla kişiden kişiye bulaşmaz.
- Öksürme, hapşırma veya öpüşme yoluyla da bulaşma gösterilmemiştir.
- Standart önlemlerin alınması durumunda hastanede sağlık çalışanlarına bulaşma olmaz.
- Canlı veya ölü hayvana temasla insana bulaşmadığı kabul edilir. Buna rağmen ölü hayvanlara eldiven giyilmeden temas edilmemelidir.
Batı Nil Virüsü Hastalığı Belirtileri
Batı Nil Virüsü’nün farklı belirtileri olduğunu açıklayan Bayındır Sağlık Grubu, Söğütözü Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Acar, virüs bulaşanların yüzde 80’i gibi önemli bir kısmında herhangi belirti veya bulgu ortaya çıkmadığını belirterek hastalığın belirtilerini açıkladı:
“Enfekte kişilerin yüzde 20’sinde ise sivri sinekle ısırıldıktan 2-14 gün sonra ateş, baş ağrısı, vücut ağrısı, bulantı, kusma ve daha az olarak da ciltte döküntü ile karakterize Bati Nil Ateşi olarak adlandırılan hafif seyirli bir hastalık tablosu ortaya çıkar. Bu belirtiler genelde birkaç gün sürer, nadiren birkaç haftaya kadar uzayabilir. Tipik ateş ve kas ağrısı (miyalji) olan çoğu kişi tamamen iyileşir, ancak yorgunluk ve güçsüzlük haftalarca veya aylarca sürebilir. Hastaların yüzde 0,5-1’i gibi çok az bir kısmında santral sinir sitemini etkileyen ağır hastalık tablosu gelişebilir. Ensefalit (beyin iltihabi), menenjit (beyin zarlarının enfeksiyonu) veya gevşek felçle (çocuk felcine benzer bir tablo) karakterize ciddi merkezi sinir sistemi hastalıklarına neden olabilir. Bu durumlarda; baş ağrısı, yüksek ateş, ense sertliği, şuur kaybı, koma, titreme, nöbet, kas zayıflığı veya kas felçlerini içeren belirti ve bulgular ortaya çıkabilir. Şiddetli hastalıktan iyileşme birkaç hafta veya ay sürebilir. Merkezi sinir sistemini etkileyen ciddi bir hastalığa yakalanan her 10 kişiden 1’i hayatını kaybetmektedir. Batı Nil Virüsü ensefaliti veya akut gevşek felçten iyileşen hastalarda genellikle kalıcı nörolojik hasarlar bulunabilir”
Şiddetli Hastalık Gelişme Açısından Risk Faktörleri
Batı Nil Virüsü’nün bazı durumlarda ağır hastalık gelişmesine sebep olabileceğini belirten Bayındır Sağlık Grubu, Söğütözü Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Acar bu durumları açıkladı:
- İleri yaş (>50 yaş)
- Kanser hastaları
- Diyabet
- Hipertansiyon
- Böbrek yetmezliği
- Organ nakli alıcıları
Batı Nil Virüsünden Korunma Yöntemleri
Hastalıktan korunmada etkili bir aşının henüz geliştirilmediğini belirten Prof. Dr. Ali Acar, hastalıktan korunmada temel prensibin kişisel koruyucu önlemler olduğunu belirterek bu önlemleri açıkladı;
- Sivrisinek ağlarının kullanımı
- Perdeli veya klimalı odalarda uyumak
- Vücudun büyük bölümünü örten giysiler giymek
- Sivrisinek kovucu kullanmak