TBMM İliç Komisyonu, 13 Şubat’ta Erzincan İliç’teki toprak kaymasına ilişkin çalışmalarını tamamladı ve rapor hazırlıklarına başladı.
Komisyon Başkanı AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu, ellerinde 15 bin sayfalık dokümantasyonun oluştuğunu belirtti. Uslu, yeni bir denetleme modeli geliştirilmesi, mevzuatta bulunan ceza ve müeyyide sisteminin güncellenmesi gerektiğini ifade ederek, “Cezaların artırılması, müeyyidelerin farklılaştırılması, farklı bakanlıklara kendi görev alanlarıyla ilgili yeni yetkilerin verilmesi ve yetkilere bağlı olarak da kendilerine müeyyide uygulama yetkilerinin verilmesi hususu önemli” dedi.
Erzincan’ın İliç ilçesindeki altın madeninde 13 Şubat’ta meydana gelen toprak kaymasının ardından TBMM Genel Kurulu’nda tüm siyasi partilerin ortak kararıyla araştırma komisyonu kurulmasına karar verildi. İliç maden ocağında meydana gelen ve 9 işçinin göçük altında kaldığı toprak kaymasının tüm yönleriyle araştırılarak muhtemel maden kazalarının önlenmesine yönelik tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, 3 aylık çalışmasını tamamladı. Komisyon Başkanı AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu, yapılan çalışmaları ve hazırlanmaya başlayan rapora ilişkin DHA’ya değerlendirmede bulundu.
Uslu, komisyonun tüm siyasi partilerin ortak kararıyla kurulduğunu ve 90 günlük anayasal çalışma sürecini tamamladığını belirterek, “Bu sürecin içerisinde gerekli çalışmalarımızı yaptık. Hem dinleme, hem araştırma, hem sahada inceleme çalışmalarımızı tamamladık. Şimdi raporu oluşturma bölümüne geçtik. 90 gün içerisinde yoğun bir mesaide bulunduk. Bize bilgi vermek isteyen herkesle irtibat kurduk. Akıllarda, kafalarda herhangi bir soru işareti kalmayacak şekilde aslında çok geniş bir çerçevede dinleme ve inceleme yaptık. İliç ilçemize gittik, maden kazasının olduğu ocakta yerinde incelemeler yaptık. Türkiye’nin farklı noktalarında Balıkesir’de ve Uşak’ta bulunan altın madenlerinde incelemelerde bulunduk. Şu ana kadar 15 bin sayfayı geçen bir dokümantasyon oluştu” diye konuştu.
‘BİRDEN ÇOK BAKANLIĞI İLGİLENDİREN BİR KONU’
Kazaya ilişkin hazırlanan raporun iki bölümden oluşacağını kaydeden Uslu, ilk bölümde madenlerdeki mevcut durumu özetleyeceklerini vurguladı. Uslu, “İkinci bölümde birkaç başlık olacak. Birincisi, altın madenciliği işletmeler için ön izin süreçleri, izin süreçleri ve beraberinde işletme süreçleri nasıl olmalıdır? Bu süreçler içerisinde nelere dikkat edilmelidir? Hangi hukuki düzenlemeler yapılarak bu süreç güçlendirilebilir? Bu süreç güvenilir hale getirilebilir? İkincisi tabii ki denetleme süreçleri. Madencilik ve altın madenciliği birden çok bakanlığı ve birden çok kurumu ilgilendiren bir konu.
Bu bakanlıkların ve kurumların arasındaki koordinasyonun sağlanması için nasıl yeni bir yapı öngörülebilir, nasıl bir organizasyon şeması ortaya çıkarılabilir, denetlemelerde kim ne kadar daha etkin olmalıdır? Bu soruların cevaplarının da olduğu bir yeni denetleme sistemi ile ilgili fikirlerimiz var. Bunlar da inşallah raporumuzun o bölümünde yer alacak. Dünyadaki farklı altın madenlerin denetleme sistemlerinin de sigortalanması, denetlenmesi, sertifikasyonu sistemlerini inceledik. Onlardan da yola çıkarak, oradan da aldığımız donelerle yeni bir sistem nasıl kurgulanabilir? Daha güvenilir bir sistem nasıl kurgulanabilir? Denetleme ile ilgili hususlar da yer alacak” dedi.
Uslu, şirketlere verilen maden izinlerinin ardından üretim aşaması, denetlenme aşaması ve çevresel etkilerin kamuoyuna daha şeffaf bir biçimde aktarılması yönündeki önerilerin de raporda yer alacağını ifade etti. Uslu, “Raporumuz, yasama organı tarafından, genel kurul tarafından yasaya çevrilebilir. Yürütme organı da bundan sonra yapacağı düzenlemelerde bizim raporumuzu altlık olarak kullanabilir. İzin süreçleri, denetleme süreçleri, çevresel etkilerle ilgili izlenme süreçleri, rehabilitasyon süreçleri, ceza ve müeyyide süreçleri ve eğitim. Hem madencilik öncesi eğitim, hem maden üretimi sırasındaki eğitim gibi alt başlıklarımız olacak” diye konuştu.
‘REHABİLİTASYON MODELLERİ GELİŞTİRİLMELİ’
Uslu, raporda maden sahalarının rehabilitasyonuna ilişkin süreçlerin de yer alacağını belirterek, “Mevcut yasalarımızda bunlar var. Hatta Balıkesir Maden Ocağı’na gittiğimizde orada posa alanında rehabilitasyonun yapıldığını, oranın meraya çevrildiğini de gördük. Yerinde rehabilite edilmiş çalışmaları da gördük. Ancak çevre hassasiyetimiz önemli bu konuda, onu ifade edeyim. Bu hassasiyete binaen biz bu rehabilitasyon süreçlerini nasıl hızlandırabiliriz, daha verimli hale nasıl getirebiliriz konusunda da çalışmaları yaptık.
Bu konuda akademisyenleri, bilim dünyasını dinledik. Bu konuda ilgilileri dinledik. Dolayısıyla bunlardan elde ettiğimiz donelerle yeni bir sistem, mevcut sistemin güçlendirilmesi yönünde yeni bir teklifimiz de orada olacak. ‘Maden işlendikten kaç yıl sonra bölgede rehabilitasyon olacak’ sorusundan çok, maden işletme çalışması devam ederken eş güdümlü olarak rehabilitasyonun sağlanmasını, bir taraftan madenin işlenmesi bir taraftan da rehabilitasyonun yapılmasını sağlayacak modellerin geliştirilmesi konusunda tavsiyelerimiz olacak” ifadelerini kullandı.
‘BAKANLIKLARA CEZA UYGULAMA YETKİSİ VERİLECEK’
Halihazırda mevzuatta bulunan ceza ve müeyyide sisteminin güncellenmesi gerektiğini vurgulayan Uslu, “Cezaların artırılması, müeyyidelerin farklılaştırılması, farklı bakanlıklara kendi görev alanlarıyla ilgili yeni yetkilerin verilmesi ve yetkilere bağlı olarak da kendilerine müeyyide uygulama yetkilerinin verilmesi hususu önemli. Bu altın madenciliği konusu Türkiye’de oldukça yeni bir konu, 2001 yılında ilk altın madeni dökümü gerçekleşmiş. 20 yıllık bir geçmişi var. Özellikle son 10 yılda hızlı bir şekilde yükseliyor. Bu yeni sektörde yeni düzenlemelere ihtiyaç var. İşte onlardan bir tanesi de müeyyidelerle ilgili hususlar. Onlarla da ilgili tavsiyelerimiz olacak” dedi.