2024 Temmuzu biterken çok kıymetli bir değeri daha aramızdan aldı, Usta tiyatro sanatçısı Genco Erkal kan kanseri nedeniyle dün yaşamını yitirdi.
Türkiye geride kalmak üzere olan bu temmuz ayında ülke gündemi açısından çok tartışılan sokak hayvanlarına ötenazinin önünü açan yasa teklifiyle, Olimpiyat Oyunlarının başlamasının heyecanıyla, usta oyuncu Ediz Hun’un kansere yakalanmasının üzüntüsüyle ve yılların usta sanatçısı Kenan Işık’ın vefatıyla yoğun bir trafik yaşadı. Fakat dün sabah duyulan bir haber gündemi bir anda alt üst etti ve hepimizi kahretti; Usta tiyatro sanatçısı Genco Erkal hayatını kaybetmişti.
Ülkemizin en aydınlık, en çağdaş, en laik, en cesur yüzlerinden birini, hakiki bir Cumhuriyet sevdalısını, sahici bir tiyatro emekçisini, duayen bir sanatçıyı, şair bir ruhu, Nazım Hikmet eserlerine ruh katan o gür sesi, entelektüel bir insanı ve gerçek bir hocayı yitirdi bu ülke. Yıllarca tiyatroya ve sanata büyük emekler verip hepimizin yaşamına büyük değerler katan efsane bir isimdi Genco Erkal.
28 Mart 1938 doğumluydu Genco Erkal. Liseyi Robert Koleji’nde okuduktan sonra İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun oldu ama aslında kalbi tiyatro için çarpıyordu üstelik ailesinin karşı çıkmasına rağmen. Lise döneminde tiyatro ile yakından ilgiliydi 1959 yılında da tiyatro yolculuğuna resmen başlamış oldu, o tarihten bu yana birçok özel tiyatro topluluğunda oyuncu ve yönetmen olarak yer aldı. 1965’te Nikolay Gogol’un ‘’Bir Delinin Hatıra Defteri’’ öyküsünü Türkiye’de Batılı anlamda metne dayalı ilk tek kişilik oyun olarak sahneye taşıdı daha sonra Nazım Hikmet, Haldun Taner, Aziz Nesin gibi birçok usta sanatçının eserlerini sahneledi. 1957 yılında Genç Oyuncular Topluluğu’nun, 1969 yılında da Dostlar Tiyatrosu’nun kuruluşunda görev aldı Dostlar Tiyatro, Türkiye’de politik tiyatronun gelişmesinde oynadığı rolle biliniyor.
Tiyatro sahnesine profesyonel olarak ilk adımı Kenter Tiyatrosu’nda sahnelenen ‘’Çöl Faresi’’ adlı oyunla oldu ona bu oyunda yer alması için teklif sunan isim ise tiyatronun usta isimlerinden Muhsin Ertuğrul idi. İlk reji deneyimini de yine Kenter Tiyatrosu’nun ‘’İskemleler’’ ve ‘’Ders’’ adlı oyunlarında yaşadı. Daha sonra Gülriz Sururi& Engin Cezzar Tiyatrosu’nda ve askerlik yıllarında yolunun kesiştiği Ankara Sanat Tiyatrosu’nda sürdürdü. 1969’da da kurucusu olduğu Dostlar Tiyatrosu’nda devam etti kariyerine. Aradan geçen seneler içinde ‘’Aslan Asker Şvayk’’, ‘’Keşanlı Ali Destanı’’, ‘’Arturo Ui’nin Önlenebilir Yükselişi’’, ‘’Ha Me Ka Ha Ha Pe’’nin de olduğu çeşitli yapımlarda sahnede ve rejide görev yaptı ve çok başarılı işler ortaya koydu. Bu da ona 1963 İlhan İskender Ödülü ve pek çok kurumdan gelen yaşam boyu başarı ödülü gibi çok sayıda ödül getirdi.
Dostlar Tiyatrosu 1969-1980 dönemi arasında aktifti. İlk olarak ‘’Durdurun Dünyayı İnecek Var’’ ve ‘’Rosenbergler Ölmeliydi’’ adlı yapıtları sahneleyen ekip daha sonra ‘’Asiye Nasıl Kurtulur’’, ‘’Analık Davası’’, ‘’Azizname’’, ‘’Brecht Kabare’’ gibi oyunlar izledi fakat salonsuzluk ve bütçe problemleri gibi etkenler 1980 döneminde topluluğun dağılmasına neden oldu.
Genco Erkal Dostlar Tiyatrosu’nun dağılmasından sonra yoluna tek kişilik oyunlarla devam etti, Nazım Hikmet’ten Yaroslav Haşek’e Galileo’dan Maxwell Anderson’a birçok usta ismin çok bilinen yapıtlarını tiyatro sahnesine uyarladı özellikle de Gogol’un ‘’Bir Delinin Hatıra Defteri’’ isimli yapıtını 1969, 1992 ve 2014 senelerinde üç farklı yorumla sahneleyip çok başarılı bir performans ortaya koydu böylece bu oyun onunla özdeşleşti. Ayrıca 1993-1998 döneminde Paris’te ve Avignon Festivali’nde Nazım Hikmet’ten ‘’Sevdalı Bulut’’, Paulo Coelho’dan ‘’Simyacı’’ ve Philippe Minyana’dan ‘’Ou vas-tu Jérémie?’’ isimli oyunlarda boy gösterdi.
Tiyatronun yanı sıra sinemada da boy gösterdi usta isim1982/1983 senelerinde ‘’At’’ ve ‘’Faize Hücum’’ filmlerindeki performansıyla iki kez Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazandı. Ayrıca ‘’Hakkari’de Bir Mevsim’’, ‘’Pazar: Bir Ticaret Masalı’’, ‘’Prensesin Uykusu’’ gibi filmlerde de oynadı büyük üstâd bunun yanı sıra Fazıl Say’ın ‘’Nazım’’, Stravinski’nin ‘’Askerin Öyküsü’’ ve Prokofiev’den ‘’Peter İle Kurt’’ eserlerini senfonik konserlerde anlatıcı olarak seslendirmiş bu konserlerde özellikle akılda kalan ses tonuyla bu sayede o eserlere ruh katışıyla da hafızalarımızda yer etmişti.
Eminim hemen hemen hepimiz onu en az bir defa da olsa sahnede izleme şerefine nail olmuştur ben de iki kez bu hazzı yaşadım ilk olarak 2015 yılında onu ‘’Bir Delinin Hatıra Defteri’’ adlı oyununda seyretmiş, sahnedeki duruşundan muazzam performansından çok etkilenmiştim. Üç yıl sonra 2018 senesinde bu sefer yanında Tülay Günal’la birlikte Nazım Hikmet’in şiirlerini yorumladıkları ‘’Güneşin Sofrası’nda’’ adlı yapımda izledim onu ve bir kez daha hayran kaldım Tülay Hanım’ın performansına da aynı şekilde gerçekten çok uyumlu, başarılı ve iyi bir ikiliydiler.
Tiyatro ve sanattaki başarısının yanında Genco Erkal kendisini ülkesine adamış, ülkesinin kronikleşen sorunlarına daima ses çıkaran onların çözülmesi için her yerde her zaman her koşulda delicesine çaba ve emek harcayan, hak, hukuk, adalet, çağdaşlık, eşitlik ve laiklik başta olmak üzere pek çok değeri sonuna kadar savunan o değerlerin arkasında gerçekten duran, bu uğurda birçok protesto gösterisi ve eylemde en ön safta yürüyen, daima ‘’nasıl duyarlı sanatçı olunur’’ u dosta düşmana gösteren tiyatro sahnesindeki birikimlerini iyi bir hoca olarak genç nesillerle de cömertçe paylaşan büyük bir değerdi Genco Erkal. Tıpkı Nazım’ın dediği gibi ‘’Ekmek kadar temiz, su gibi aydı’’ bu devirde böyle kalabilmek maalesef ki çok zor ama o bunu başardı. İşte sırf bu yüzden hepimizin örnek alması gereken bir isimdi hep de öyle kalacak.
Fakat başarılarla, sanatla, iyilikle, mücadeleyle geçen yılların ardından kendisine lösemi teşhisi konuldu. Çok uğraştı ama ne yazık ki dün itibariyle ölüme yenik düştü. Acı haber usta sanatçının sosyal medya hesabından şu sözlerle duyuruldu;
‘’Hoşça kalın dostlarım benim hoşça kalın! Sizi canımda canımın içinde, kavgamı kafamda götürüyorum. Hoşça kalın dostlarım benim hoşça kalın… Resimlerdeki kuşlar gibi dizilip üstüne kumsalın, mendil sallamayın bana. İstemez… Tek hecesiz elveda”
Üzücü haberin ardından ünlüsünden ünsüzüne herkes onun için baş sağlığı mesajı yayınladı, mesajlarında üzüntülerini dile getirip kendisinin onlar için büyük bir ilham kaynağı olduğunu ondan çok şey öğrendiklerini bu yüzden minnet duyduklarını onu hiç bir zaman unutmayacaklarını dile getirdiler . Bu arada şu notu da hemen ekleyeyim duayen sanatçının cenaze programının detayları da belli oldu; Büyük Usta Genco Erkal bu Cuma günü Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde düzenlenecek cenaze töreninin akabinde ikindi namazından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı’nda son yolculuğuna uğurlanacak.
Tek hecesiz elveda gerçek sanatçı, hoşça kal büyük usta. Huzurla uyu, mekanın cennet, yolun ışık devrin daim olsun. Bize kattığın bütün değerler en başta da ülkenin aydınlık yarınlara erişmesi için verdiğin mücadele ve büyük bir ciddiyetle yaşamak öğretin zihinlerimizde, ruhumuzda, kalbimizde ve içimizde hep baki kalacak.
Kendisine Allah’tan rahmet, kederli ailesine, dostlarına, yakınlarına ve tüm Türk tiyatro ve sanat camiasına baş sağlığı diliyorum.